Kumarbaz Cumhuriyetin Murdar Millî (!) Piyangosu
Devlet eliyle kumar oynatmanın adıdır “Millî Piyango Çekilişi.” İnsanımızın ahlâkını yozlaştıran bir mihrak arıyorsanız “Millî Piyango İdaresi” ne gidin. Cühelâ zümresinin parasını murdar eden “yasal” bir kumar odağıdır.
“Tanrı” larından uzaklaşan seküler-pozitivist Batı’nın icadı olan piyango azgın kapitalizmin kumar vasıtasıdır. Dinimizce haram sayılan piyango çekilişi Kumarbaz Kemalist Cumhuriyet eliyle resmîleştirilmiş bir kumar türüdür.
Millî Piyango İdaresi M. Kemal zamanında projelendirildi, 5 Temmuz 1939’da Hava Kuvvetlerine sözde yardım maksadıyla kuruldu ve ilk çekiliş Cumhuriyet oligarşisinin tâlimatıyla 19 Mayıs 1940 Törenleri’nde yapıldı. Sonra “Şans oyunu” reklamlarıyla bütün cemiyete musallat edildi.
Kapitalist Batı’yı iktibas eden Kumarbaz Kemalist devletin gelir kaynağı olan piyangonun cemiyetin ahlâkını bozduğuna dair sayısız araştırmalar ortadayken, devlet anayasanın 58. Maddesi “…Zararlı Şeylerle Mücadele Kanununu” çiğnemiş oluyor. Devlet eliyle “Şans oyunları” adı altında kumar oynayanların sayısının 15 milyon gibi dehşet verici rakamlara ulaştığı yüz kızartıcı bir gerçek. Öyle ki faizin, laik bankacılığın tehlikesinden daha tehlikeli, hattâ gizlice yaygınlaşarak sosyal hâle gelen murdar bir bağımlılığın virüsü denilebilir.
PİYANGO İLE “MİLLΔ KELİMESİNİN YAN YANA OLMASI İSLÂM’A KÜFÜRDÜR
Piyango ile “millî” kelimesinin yan yana olması İslâm’a yapılmış bir küfürdür. Bu ağır küfrü anlamak için millî kelimesinin mânasını bilmek gerek Millet, İslâm kelimesinden mülhemdir; din, inanç, ilahî hükümlerin tamamı olan şeriat ve din etrafında toplanan bir topluluğa ait mânasındadır. Millî kelimesi de millete âit, milletle ilgili ve dinî mânalarına gelir.
Adının önüne İslâm’dan gelen “millî” kelimesinin konulması, İslâm geçmişimizi “ilga” eden Kemalist devletin şarlatanlıklarından biridir. Kumarı kanunla “devlet kurumu” yapan ve “millî” mefhumunu ekleyen, İslâm medeniyet değerlerimizi “redd-i miras” eden Atatürkçü Cumhuriyettir.
Millîlikle alâkası olmayan birçok müessesenin başında din ü millete karşı yapılmış bir küfür alâmeti gibi duran “millî” kelimesini piyangonun önünden hâlâ kaldıramayan hükümetlerin bu mesuliyetsizliğinden dolayı sual edileceklerini düşünmek ne kadar acı!
UMUT TÂCİRLİĞİ YAPAN DEVLET, PİYANGONUN HARAM OLDUĞUNA FETVA VEREN DİYANET
Bir yanda umut tâcirliği yapan devletin izin verdiği “Piyango İdaresi” insan ahlâkının yozlaşmasına sebep oluyor, İslâmî ölçüsü olmayan geniş bir kitleyi kötü yola sevkediyor. Diğer yanda Diyanet İşleri Başkanlığı, “İslâm dinine göre piyangonun her türlüsü haramdır” diye fetva yayınlıyor. Bu ülke bu tezattan ne zaman kurtulacak?
Umutlarını şans oyunlarından çıkacak paralara bağlayarak psikolojilerini bozan insanlar mânevî olarak bir girdabın içine düşüyorlar. Diyanet, “İslâm net bir şekilde haramdır buyuruyor” fetvası yayınlamasına rağmen hükümet bu problemin üstüne gitmeye cesaret edemiyor.
CEMİYETİ KUMARA ALIŞTIRAN DEVLETİN REJİMİ ATATÜRKÇÜLÜK OLUNCA…
Cemiyeti kumara alıştıran devletin rejimi Atatürkçülük olunca kötülük yayan kurumlarda sürüyor demek ki. Müslüman bir ülkede din ü millet ahlâkımıza zarar veren “Millî Piyango” yu modern-laik görüşlü psikiyatristler bile “Normal olmayan bir beklenti” olarak târif ediyor ve depresyona yol açtığına …” dair tebliğ üstüne tebliğ yayınlıyorlar. Hülâsa edersek:
Beklentileri gerçekleşmeyen insanlar kalbî ve insanî olmayan bir hayâl kırıklığına uğruyorlar. Şans oyunlarıyla insanlar emek harcamadan bir takım imkânlara ulaşmak istiyorlar ki bu ruhî hastalığın sebeplerinden biridir. Kazanılan paranın emeksizce, yâni gayr-ı meşru şekilde elde edilmesiyle zahmetsizce köşe dönücülük fikri, insanı şans oyunlarına yönlendiriyor ve beklentiler gerçekleşmeyince ruhî ve ahlâkî buhrana kapılıyorlar.
Cemiyetin ahlâkî çöküşüne yataklık eden “Piyango Kurumu” özelleştirilmiş olsa da azdırıcı ve gayr-ı meşru faaliyeti devam ettiğine göre, Kumarbaz Kemalist Cumhuriyetin Batılılaşma, yâni yozlaştırma ideolojisi hâlâ hükümfermadır…
------------------------------------
KİTAP HAVADİSLERİ
CEMAL NAR HOCANIN KALEMİNDEN KİTAPLAR…
Şehr-i Maraş Belediyesi’nin düzenlediği 1. Kitap ve Kültür Fuarı’nda kitaplarını imzalayan Habervaktim.com yazarı Cemal Nar hocayı ziyaret ettiğimde bu fakire kitaplarını hediye etmişti. Başucuma koyduğum kitaplar “Okuma Aşkı”, “İslâm’a Göre Irkçılık ve PKK Ekseninde Kürt Sorunu”, “Osmanlı’dan Cumhuriyete Büyük Kırılma”, “Gönül Azığı” ve “İnsana Ulaşmak.”
“Okuma Aşkı” kitabını okumayı seven, neyi nasıl okumalı üzerine düşünen herkes okumalıdır. Özellikle orta öğretimden üniversiteye kadar her talebenin kitap okuma disiplini ve metodunu öğrenmesi bakımından el kitabı vasfındadır. Kitabın önemini işaretlemek için 1. bölüm olan “Okumanın Anlam ve Amacı” ndan bazı başlıkları tadımlık vermek istiyorum: “Okumak Nedir?”, “Mecazi Okumalar”, Niçin Okumak?”, “Okuma sayılmayan okumalar”, Neleri okumak”, Okumanın amacı”, “Okumak Kur’an”, “Okumak ve İdeal Toplum”, “Okumak ve Dil”, “Okumak aşkı”, “Âlimin okuma sevgisi”, “Okumak, korumaktır.”
Hayli geniş işlenmiş kitabın bölüm başlıkları dahi okumayı sevenleri cezbedeceği kanaatindeyim: 2.Bölüm: Okuma keyfi, 3-Nitelikli Okumalar, 4Tenkidli Okumalar, 5-Kitap Tavsiyesi, 6-Bizim okumalar ve çocuklarımız, 7-Okumama problemi ve çözümü, 8-Problemin çözümü, 9-Okumayı sevdirme
“Büyük Kırılma” kitabının bölüm başlıkları: 1-“Fay Hattı Osmanlı’dankalma”, 2-Ayak Bastığımız Zemin, 3-Kâfirlere Uyma, 4-İman-İnkâr Savaşı, 5-Kıruılmanın Din Boyutu, 6-Şeriatı Kaldırma, 7-Hilafeti Kaldırma, 8-Müslümanları Hıristiyan Yapmak, 9-Dil Yarası Harf Devrimi, 10-Anayasal Kurumlar, 11-Her Alanda Çatışma
Hâsılı, “İslâm’a Irkçılık ve PKK Ekseninde Kürt Sorunu”, tasavvuf kokulu “Gönül Azığı” ve “İnsana Ulaşmak” kitaplarını da okumak gerek, diyorum.
--------------------------------------------
DOST HAVADİSLERİ
Mostar Dergisi ve “Kubbelerin Gölgesinde İslâm Şehirleri” kitabının yazarı Dükkân ehli dost Mehmet Raşit Küçükkürtül askerlik gurbetine çıkmak üzere fikir ve gönül dostlarına Allahaısmarladık dedi. Gurbeti maddî ve hafif askerlik gurbetine girse de, dostlarından ayrı düştüğü için mânevî gurbetzede sayılır. Hayırlısı ile yine aramızda olur inşallah.
---------------------
Şu karda kışta Erzurum-Trabzon İstanbul derken kültür fütuhatına çıkan kıdemli ve emektar Dükkân ehli dost İsmail Göktürk seferden döndü de şöyle dedi: “Hocam topal ayağımla bendenizi dolaştırıp duruyor. Daha ne kadar dolaşacağım. Başıma daha neler gelecek? Seyr ü sülûkum şehir şehir dolaşıp bu âciz şâkirdine öğrettiklerini anlatmak mıdır? Hâlimi bir sual etse...”
Hâlini çok acıklı ve hüzünlü bir şekilde anlatınca, dedim ki; “Seni İki Hocam’dan hangisi dolaştırıyor şehir şehir? Boynunu büktü, mahzun bir dille: “Bir bilsem hangi hocamın dolaştırdığını?”
Sormak makamında değilim ama Cuma Kapısı’nda İki Hocam’a bu durumunu cesaret edebilirsem sual etmek isterim. Edemezsem, Hocamgil’e yakîn olan bir Dükkân ehli aracılığıyla hâlini aktarırım…” dedim vesselâm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.