Kadına şiddet erkeklik değil şerefsizlik
Evden kadını atan adamlara kızdığım kadar dünyada hiç kimseye kızmıyorum. Kadınlar size Allah’ın emanetidir. Peygamberimiz “Ben kadınlara vurmam” diyor. Kadına vurmamak bile fiili sünnet.
Dinimiz ahlak, merhamet, şefkat, sükûnet, barış ve huzur dinidir. Vurarak, döverek bıçak dayayarak yapılan şey huzura hizmet eder mi? Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Ben kadınları döv-mem” buyuruyor. Peygamberimiz kıymetli annelerimize bir kere el kaldırmış değil. Arada kıskançlıklar olmuştur, annelerimiz nihayetinde peygamber değiller. Çok kıymetli insanlar ancak Efendimizi (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) üzecek konular olmuş olabilir. Bunu nerden anlıyoruz? 2 ay hasırın üstünde camide yattığını biliyoruz. Hasır yüzünde iz yapmış. Tabi orada bir terbiye metodu uygulamış Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem). Ama âyet-i kerîmede de “Yataklarınızı ayırın” (Nisâ Sûresi:34) diyor. Kavga gürültü varsa biraz yataklarınızı ayırın da birbirinize karşı hasret olsun, nefret artmasın diye buyrulduğu halde kadına: “Sen git evden” denilir mi hiç?!
SEN ANANIN EVİNE GİT!
Evden kadını atan adamlara kızdığım kadar dünyada hiç kimseye kızmıyorum. “Git nereye gidersen.” Asıl sen git nereye gidersen! Kadın nereye gidecek. Sokağa atıyor kadını böyle şeyler duyuyoruz haberlerde. Bu erkeklik değil şerefsizliktir, namussuzluktur. Kadına diyorsun ya: “Git ananın evine” diye, asıl sen git asıl ananın evine. Otele veya başka bir yere git. Kadın mahrem. Nasıl gitsin?! Kadını erkeklerle muhatap olacak şekilde nasıl sokağa atarsın. Allah muhafaza etsin. Çaresizlik günahlara vesile olur. Bunun da müsebbibi kimse ona azap olur.
Bir huzursuzluk olduğunda Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) 2 ay camide yatıyor. Huzursuzluk 2 ay sürdüğünden değil, ders vermek için. Kayın pederlerinden biri Ebu Bekir (Radıyallâhu Anh), diğeri Ömer (Radıyallâhu Anh). “Bizim hatırımız için kızlarımızı tutma, seni üzen kimse talağını ver boşa.” diyorlar. Ne onu yapıyor, ne eve gidiyor, ne de kadına “Sen çık evden” diyor. Bunu yapanın kadına vurması düşünülür mü?! Haşa!
KADINA VURMAMAK FİİLİ SÜNNET
Hadis-i şerifte “Ben kadınlara vurmam” diyor. Bu fiili sünnet demektir. “Vurmayın” sözünden daha tesirlidir.
Zaten Rabbimiz âyet-i kerîmede Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e “Habibim! Kullarıma: ‘Bana uyarsanız Allah sizi sevecek’ de” (Âli İmrân Sûresi:31) buyuruyor. Yine hadîs-i şerifte: “Sünnetimden dönen benden değildir.” buyruluyor.
Sen nasıl kadına vurursun ya! Sinirlendiysen abdest al, oturuyorsan ayağa kalk, ayaktaysan otur, duramıyorsan dışarı çık. Nereye gidersen git. Ne duruyorsun o sinirli ortamda. Kadınların da burada biraz anlayışlı olması lazım. Kocası işte sıkıntı olabilir, patronundan azar işitmiş olabilir, iş adamıysa çeki döner, senedi döner.
KADINLAR DA ANLAYIŞLI OLMALI
Şimdi sen bu adama “Hadi vursana, boşasana” gibi laflar etmeyeceksin. Peki ederse, dayağı hak eder mi? Yine etmez. Erkek akıllı olacak. “Kadınlar üzerine ev reisi kıldım.” (Nisâ Sûresi:34) diyor Kur’an. “Ben fıtrat gereği kimini kiminden üstün ettim.”
(Nisâ Sûresi:34) derken sana “Sadece parayı sen eve getiriyorsun, çalışıyorsun, kazanıyorsun” demek değil.
TAHAMMÜL ET
Sabır, metanet, sükûnet konularında erkek daha üstündür. Daha tahammüllüdür. İslamiyet boşama hakkını kadınlara verseydi, kadınların kocalarını boşama oranı, erkeklerin boşama oranından bin kat fazla olurdu. Çünkü sabır ve tahammül yok. Sonradan pişman olurlar ama o anda fırlatırlar lafı ağızlarından. Sabırlı olduklarından dolayı bu iş erkeğe verilmiş.
Demek ki senin üstünlüğün sadece “Parayı ben kazanıyorum.” mantığı değil. Senin üstünlüğün sebretmendir.
MÜMİNLERE EZİYET EDEN MELUNDUR
Allâh-u Teâlâ’nın 117 tane sıfatı var. “Bu sıfatlardan biriyle bile O’na gelen cennete girdi.” buyruluyor hadîs-i şerifte. Bunlardan en barizi merhamettir. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor: “Mizanda sabaha kadar teheccüt kılan, akşama kadar oruç tutanın amelinden daha ağır basacak olan bir amel söyleyeyim mi. Nedir o? Güzel ahlak.”
ERKEKLİĞİNİ GÖSTER
Güzel ahlak bağırır mı? Güzel ahlak kalp kırar mı? Biri sabaha kadar teheccüd kılar sonra karısına bağırır, kalbini kırar. Gitti! Öbürü sabaha kadar yatar, sabah namazına kalkar ama hanımına merhametli davranır, o onun teheccüdünden efdal olur. “Güzel ahlak ile kul, sabaha kadar namaz kılan ve her gün oruç tutan kişinin derecesine ulaşır.”
Müminlere, müminelere eziyet eden melundur. “Sizin en hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır.” buyruluyor hadîs-i şerifte.
Bu kadar hadis-i şeriflere baktığımız zaman kadınlara el kaldırmak kadar acizlik ifadesi, güçsüzlük belirtisi, çaresizlik işareti yoktur. Sen erkeksen erkekliğini göster de, o ne yaparsa yapsın sinirlenme be adam.
KADINLAR ALLAHIN EMANETİDİR
Bunlar kul hakkıdır. Siz onların namuslarını Allah’ın kelimesiyle, akdiyle, nikâhıyla helal ettiniz. Allah’ın sizin yanınızda emanetleridirler. Onlara merhametli davranın. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in vasiyetini tutun. En büyük vasiyeti namazdı. Ondan sonrada elinizin altında olanları tutun vasiyeti geliyordu. Sorumluluğunuzda olan yani kadın tam elinizin altındadır. Tabi buna işçi de girer, işverenlere çok büyük mesuliyet var. Allah-u Teâlâ bize İslam ahlakını takınmayı nasip eylesin.
“ALARM” DUASI OKU OTOMATiĞE BAĞLA
Allah Teâlâ uyku ihtiyacımızı azaltsın. Bu hususta bir dua mevcut. Hangi saatte uyanmak istiyorsan o saatte uyandırıyor seni Mevla. Oku otomatiğe bağla. Kehf Suresi’nin son ayetini okursan yattığın yerden Mekke’ye kadar nur oluyor.
O nurun içi melek doluyor. O melekler Arş’a kadar çıkıyor. Sabah kadar tesbih, zikir
çekip sevabını sana yazıyor. Duası da var. “Yarabbi en sevdiğin saatte uyandır beni, en sevdiğin amelle uğraştır beni. Beni sana yaklaştıracak ameller nasip eyle. Günahlarımdan uzaklaştıracak amellere kavuştur beni.”
Bu duayı okuyanın da elbisesinin içinde bir melek sabahlıyor.
O melek ona dua ve istiğfar ediyor. Dilediğin saatte niyet ediyorsun, o saatte uyanıyorsun. Saat kurmaktan daha üstün bu dua. Yarın ahirette fakir olmamak için uykuyu def etmek lazım.
TAZiYE
Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri’nin kıymetli talebelerinden Abdülkadir Badıllı Ağabeyimiz’in vefat haberini büyük bir hüzünle duymuş bulunmaktayım. Kendisini dergahında ziyarete gitmek ve Mevlânâ Hâlid’in cübbesini ziyaret etmek şerefine nâil oldum. Kendisi de bizi tevazuuyla ziyaret etti, Lalegül FM’deki programımıza, canlı yayınımıza katıldı.
DİNLER ARASI DİYALOGA KARŞIYDI
Dinler arası diyaloğa karşı olduğunu, Üstad Hazretleri’nin bu işlerden berî olduğunu açıkça beyan etti. Gerçekten kendisi o câmiâlar içerisinde ilimle iştiğal eden ve eşine az rastlanan çok kıymetli bir abimiz idi. Cenâb-ı Mevlâ’dan kendisine ğarga-i ğarîk rahmetler niyaz ederim, geride bıraktığı keder dîde ailesine de sabr-ı cemîl, ecr-i cezîl talep ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.