Benim de sakalım uzun ne alakam var IŞİD’le. IŞİD’e en büyük davayı ben açtım. En başta biz başlattık. Anadolu’da “Her sakallıyı baban zannetme” diye bir laf vardır. Her sakallıyı IŞİD’ci zannetmeyin yahu. 

Geçtiğimiz aylarda bizim ciğeristandaki İsmail ağabeye neler yaptılar. Bilal Erdoğan kardeşimiz ciğer yemeye gitmiş. İsmail ağabey de bizim arkadaşımız senelerdir. Buhara’ya beraber gittik, kabir ziyaretleri yaptık. Tarikat ehlidir. Vahhabi olma ihtimali sıfırın altında, hiç yok. Bilal beyle orada resmini çekmişler. Koca Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç. Öyle alttan bir üye değil. Koskoca genel başkan yardımcısı. Kulağımla duymasam inanmayacağım. “Arkadaşlar çok büyük bir olay var” dedi. Haberlerde duydum, bende şaşırdım, “Ne oldu acaba?” dedim. Tak çıkarttı bir resim gösterdi. IŞİD’li bir adam ve önünde kafalar var. “Aşağıyı kapatayım kafalar var korkmayın” falan dedi. Yani o adam kafaları kesmiş, önünde tespih gibi çekiyor. O sapık IŞİD’ci zındığı gösteriyor. Sonra durun deyip bir resim daha çıkarttı, Bilal Bey ile bizim İsmail ağabey. “İşte o kafaların olduğu resimdeki IŞİD’ci ile Bilal Erdoğan beraber” dedi. O adam nerede, bu adam nerede… 

ARAŞTIRMADAN NASIL SÖYLERSİN!

Yahu sen koca partinin genel başkan yardımcısısın. Kur’an “Araştırın” buyuruyor. Tabi Kur’an okuyorlar mı bilmiyorum. Sen araştırmadan etmeden, ciğeristandaki İsmail ağabeyi IŞİD’in reisi diye nasıl takdim edersin?! 

Devamlı beraber olduğumuz adam. Bütün toplantılarımıza gelir. Yanında kardeşi de var, kardeşi de öyle. Sonra bazı kanallar gidip, röportaj yapmışlar. Adam “Ne alakası var. Biz Aksaray’dayız, yerimiz yurdumuz belli” diyor. 

BENİM DE SAKALIM UZUN

Sayın Haluk Koç, Anadolu’da “Her sakallıyı baban zannetme” diye bir laf vardır. Her sakallıyı IŞİD’ci zannetmeyin yahu. IŞİD’e en büyük davayı ben açtım. En başta biz başlattık. Benim sakalım uzun ne alakam var IŞİD’le. 

BİZDEN TERÖRİST ÇIKMAZ!

Geçtiğimiz hafta Cumhuriyet gazetesi de bir haber yaptı. Duydunuz mu bilmiyorum. Oradaki habere göre bir IŞİD’ci yakalanmış. Yakalayan da Türk polisi değil, PYD. Terörist PKK var ya onlar yakalıyor. IŞİD’ci de ifade verirken “Beni İsmailağa gönderdi buraya” diyor. Cumhuriyet gazetesinde haberdi bu. Böyle bir şey olabilir mi?! İsmailağa’dan IŞİD’ci çıkar mı?! Sizin üniversitelerinizden teröristler çıkar. Apo ne mezunu? Siyasal mezunu. Hizbullah’ın başı ne mezunuydu? Siyasal mezunu. Bütün memleketin başına gelenler üniversite mezunu. Bizim medreseden nerede terörist, vatan haini çıkmış?! Çıkamaz ki. Öyle bir eğitim verilmiyor çünkü. 

ŞAKŞAKLAR BİZE OYLAR BAŞKASINA

Ama ilahiyattan IŞİD’ci çıkabilir. Niye çıkabilir? Çünkü Vahhabi hocalar var, “Cuma kılınmaz, ülkemiz darül harp. Cihat farz” diyor. Kimisi “Şia’yı öldür” diyor. İslam’da “Şia’yı öldür” diye bir şey var mı? “Masum insanı, halkı öldür” diye nasıl fetva verebiliyorsun. Vahhabisi var, meshepsizi var, İran’cısı var. Bunlar hep hoca kalitesinde. İlla sakallı falan olmak lazım değil. Bakın benim bir tutam sakalım var,  “Cuma kılınır, darül harp değil. Askere gidilecek, vatan borcudur” diyorum. Ama adam profesör, sakalı, bıyığı da yok. Tam Kemalist, ulusalcı görünüyor, “Cuma kılınmaz” diyor. O zaman çelişkiyi anlasana. 

Ey halkım, ben ne yapacağım artık?! Parti falan mı kurayım?! “Ey halkımız” falan mı diyelim?! Şakşaklar bize, reyler başkasına gider o da ayrı dava.

NE KIBLELERİ VAR, NE ÇERÇEVELERİ

Bu noktada biz bu kadar anlatıyoruz, dinletiyoruz. Bu işin batıl olduğunu, bunların cehennem köpeği olduğunu söylüyoruz. “Çoluk, çocuğunuzu muhafaza edin” diyoruz. Koca Cumhuriyet gazetesiyim diyorsun. Bazen PKK, PYD yanlısı haberler veriyorsun, öte yandan ulusalcıyım diyorsun. Yahu ulusalcıyım,milliyetçiyim diyen adam PKK’nın kanalına çıkıyor. Parti başkanı PKK’nın kanalına çıkıyor. Öbür mitingte “Biz Türklüğü kaldırmayacağız” diyor, burada “Bunları kaldıracak mısınız?” diye soruyorlar, “Tabi, tabi” diyor. Bütün milletin gözü önünde söylüyor. Ne kıbleleri var, ne çerçeveleri var. Değişik, değişik adamlar. 

KAYNAĞIN PYD Mİ?

Sen şimdi burada haber yapıyorsun. Kaynağın ne? Kaynağın PYD. PKK’lı teröristlerin kaynağıyla haber mi olur?! Bizim bütün hoca kardeşlerimiz o haberde yazan adamı araştırdılar, soruşturdular, cemaatten bir tane tanıyan arkadaş yok. Bir kişi tanımıyor. Adamın isminin baş harflerini koymuş, habere de “İsmailağa beni gönderdi” diye yazmış. Müslümanın kanına girmeye İsmailağa gönderir mi yahu! Haramdır, yazıktır günahtır. Biz Yahudi’de, Hıristiyan da öldürülmez diyoruz. Şii hiç öldürülmez. Masum insan nasıl öldürülür? Savaşta değiliz. Ülkemize saldırmamışlar, işgal etmeye gelmemişler. 

Yani burada meşru bir durum yok. Bakın alenen fetva veriyoruz, bu caiz değil diyoruz. İntihar bombacısı ebediyen cehennemde yanar diyoruz. Sürekli anlatıyorum, ayet, hadis okuyorum. 

Yeni de söylemeye başlamadım ki bunu, “İşler karıştı da takiye yapıyor” diyemezsin. Bu ayetleri, hadisleri en evvel okuyan benim. O zaman sen daha ne konuşuyorsun. Yanlı, taraflı haberler yaparak milleti karıştırmak, etmek olmaz. 

ALLAH'IN YARATTIKLARI HAKKINDA TEFEKKÜR EDİN

“Elli dört farzdan yirmi sekizincisi “Yer ve göğün acayipliklerini tefekkür etmek”tir. Çünkü Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur.  

“O (kâfir ola)nlar göklerin ve yer(ler)in büyük mülkü(nün ortaya koyduğu kudret delilleri) hakkında, hiç düşünmediler mi (ki hâlâ o kıymetli Rasûle uymaları gerektiğini idrâk edemediler)” (Arâf Sûresi:185)

ŞERRİ TERKE DAVET EDER

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur.  “Allâh-u Azîmüşşân’ın yarattığı şeyler hakkında tefekkür ediniz. Allâh-u Teâlâ’nın Zâtı hakkında tefekkür eylemeyiniz.  Çünkü mütefekkirin tefekkürü yaratıklarda geçerlidir. (Yaratıcının Zâtında değildir.)” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:29) İbrâhîm en-Neha‘î (Rahimehullâh) a:“Sen uzun uzadıya düşünüyorsun” denildiğinde: “Fikir ibâdetin iliğidir. Yâni hulâsasıdır.” demiştir. İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhumâ) şöyle demiştir: “Hayırda tefekkür, sâhibini o hayrı işlemeye davet eder. Şer hakkında tefekkür ise sâhibini o şerri terk etmeye davet eder.”