Charlie Hebdo saldırısı siyonist projesidir
Karikatür dergisine yapılan saldırıyı Müslümanların yaptığını düşünmüyorum. Arkasında mutlaka Siyonist lobi vardır. Bu saldırı Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanan Fransa ve Avrupa devletlerine bir uyarıydı.
Aklı başında Müslümanlar rastgele bir yerleri taramaz. Çünkü orada Ahmet adında bir polis de öldü. Ölenler arasında bir Müslüman daha var. Yani saldırıda iki tane de Müslüman öldü. Sinagog kapılarına bomba koydular, İstanbul’da İngiliz bankasına saldırdılar. Ben bunların caiz olmadığını defaatle beyan ettim. Birini öldürme hakkı için ya kısasa kısas bir nefsi öldürmüş olacak ya da yeryüzünde fesat çıkartmış olacak. “Peki, bu derginin yaptıkları fesat değil mi?” Derginin yaptıkları fesat ama bu konuda devletler mesuldür. Yani gidip de fertler uygulayamaz.
İslam’a göre hiçbir cezayı fert uygulayamaz. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında bir adam gitse “Babamı öldürdü diye kısas yapıyorum.” dese öldüremezdi. Niye? Çünkü gelip Rasulullah’a arz etmesi lazım. Devlet Başkanı kim ise ona.
“Ama şimdi şeriat devleti yok. Fransa şeriat devleti değil.” Şeriat devleti yoksa sen orda hükmü tek başına infaz edemezsin. İnfaz ettin de ne oldu şimdi? 2 tane de Müslüman gitti. Suçsuz bir kişinin ölmesi Allah indinde bütün dünyanın yok olmasından daha büyük bir musibettir. Bütün dünya şuanda batsa, 7 milyar insan ölse gitse, bu Allah indinde daha hafiftir. Niye? Suçsuz bir Müslümanın öldürülmesinden dolayı. Çaycının, çorbacının, polisin, güvenlik görevlisinin ne suçu var?! Hiç suçu olmayan insanlara taarruz etmiş oluyorlar.
Birincisi bu konudur.
ARKASINDA YAHUDİ VAR
İkincisi bu saldırıyı Müslümanların yaptığına dair de ben kanaat içinde değilim. Bunu kâfirler yaptırmaktadır. Bu işin arkasında mutlaka Yahudi vardır.
Fransa Filistin’i devlet olarak tanımaya heveslendi, bu gerçekleşmesin diye orada böyle bir olay çıkardılar. Vaktini, saatini, gününü ayarlıyorlar.
Hepsi saçma saçma işler. 4 tane yaşlı herif yazılarını karikatürlerini internetten gönderiyorlarmış. O gün onları illa davet ediyorlar. “Özel toplantımız var gelin ki öldürüleceksiniz!” diye. Her hafta pazartesi yapılan toplantıyı çarşambaya alıyorlar. Bu adamlar her hafta pazartesi toplantı olduğunu diyelim ki öğrendiler. O hafta çarşambaya alındığını ne zaman, nasıl öğrendiler peki? Değişikliği nereden öğrendiler bu gelenler? Ondan sonra elle koymuş gibi kimliklerini unutuyorlar. 11 Eylül’de de aynı şey. Yangından dolayı koca çelikler eriyor, gökdelenler eriyor, iniyor aşağı. Dibinde pasaport yanmamış bulunuyor. Burada herif o kadar katliamdan sonra aşağıda ayakkabısını bile unutmuyor, dönüyor alıyor. Rahat rahat hareket ediyor. Ama kimliğini de içeride unutuyor! Yani baktığınız zaman birçok saçmalık, asılsızlık var.
AVRUPA’YA FİLİSTİN UYARISI
Buradan anlaşılıyor ki bu Müslümanlara mal edilmek için, Avrupa’daki Müslümanları zor duruma sokmak için, Fransa ve Avrupa devletlerine Filistin’i tanımamaları için uyarı yapmak için ve Müslümanları terörist göstermek için ayarlanmış, planlanmış, kurgulanmış bir gâvur işidir. Bir Yahudi, Siyonist projesidir. Hadi Yahudi demeyelim, Yahudi bir ırktır.
Herkesi suçlamayalım. Bu bir Siyonist projesidir.
“Peki bunu yapanlar İslam adına yaptılar ise uygun mudur?” Elbette uygun değildir. Rastgele ateşle sen önüne gelene saldırıyorsun, suçlu suçsuz hiçbir şey belli değil. Mahkeme yapılmamış. Şeriat bir hüküm vermemiş haklarında. Hangisi ne yapmış? Hiçbir şey belli değil.
İSLAM’IN ÖĞRETİLERİYLE ZIT
Orada ölü sayısı 17 kişiye kadar çıktı. Şeriatın fetvasını size söyleyeyim. Bir gemide bin kişi olsa. 999’unun şeriata göre idamı vacip olsa. Bir tane de masum olsa. O suçlu olan 999 kişi gemi batırılarak infaz edilemez. Niçin? Bir tane masumum korunması için. Hal böyle olunca sen suçlu suçsuz belli değil, rastgele tara. Kim gelirse al bir de senin kafana.
Yerde yatan, aman dileyenin kafasına sıkmak savaşta bile yok.
Meşru savaşta bile İslam’ın “Yaralılara dokunmayın, kenarda durana dokunmayın.” diye yasak ettiği kurallar var. İslam’ın öğretileriyle taban tabana zıt olan bir iştir. Ama arkasında mutlaka Siyonist lobi vardır.
Bu özellikle yaptırılmış, Müslümanların başına bela edilmiştir. Allah şerlerinden muhafaza eylesin, âmin.
iÇKi YÜZÜNDEN NAMAZI TERKEDENLERiN AZABI
Allâh-u Te‛âlâ: “Şeytan, içki ve kumar sebebiyle ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide Sûresi:91) buyurarak, mümin kullarını namaza mani olacak içki gibi haramları bırakma hususunda uyarmıştır.
Abdullâh ibni ‛Amr (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sarhoş olduğu için bir kere namazı terkeden kimse, sanki bütün dünya ve üzerindekiler kendisine aitken elinden alınmış gibi (felakete maruz kalmış biri)dir.
VÜCUTLARINDAN AKAN KAN VE İRİN
Her kim sarhoşluk nedeniyle dört kere namazı terkederse, o kimseyi Tıynetü’l-habâl’den içirmesi Allâh-u Te‛âlâ üzerine bir hak olur.”
Bunun üzerine: “Yâ Rasûlellâh! Tıynetü’l-habâl nedir?” denilince Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Cehennem ehlinin usâresi (yanmaktan dolayı vücutlarından akan kan ve irin)dir.” buyurdu. (Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:6671, 2/593; Hâkim, el-Müstedrek, no:7233, 4/162; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, no:17338, 8/499)
'YİRMİ BEŞ SENE SAHRALARDA DOLAŞTIM'
Abdülkadir-i Geylânî (Kuddise Sirruhû) buyurdu ki: “Yirmi beş sene sahralarda dolaşıp, yerden biten otları yemeden, derelerdeki sulardan içmeden ve bir kere içince, bir yıl veya daha çok müddet susuz durarak ağır riyazatlar yapmadan, insanlar içinde oturup, onları irşâda başlamadım. Ben sahralarda
dolaşırken ‘Kün (ol)’ sözü ile istediğime erişme makamı bana
ihsan olundu. Ondan sonra çok yiyecek maddeleri buldum, artık istediğimi yemeye başladım.
Dağdan bir parça koparınca elimde helva olurdu ve yerdim. Kuma tuzlu su dökerdim, tatlı su
olurdu içerdim. Sonra Allâh-u Te‘âlâ’ya karşı edebi gözeterek
bunları terk ettim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.