Benim kapıma gelmeyin açmam
Umarsız CHP'ye seçim kazandırmak için nafile çabalar var. Seçim kazanacağını CHP'nin kendisi bile ummuyor ama... (Kılıçdaroğlu, gazetecilerin "seçimi kazanacağız diyebilir misiniz" sorusuna "diyemem" şeklinde cevap vermişti.)
İyi kötü birşeyler söylemek de şart. O köşeler her zaman da iftira ve hakaretle dolmaz ki, ara sıra "olumlu fikir serdetme" dümenine yatmak da gerekiyor.
Bu meyanda, ülkemizi krizde sanıp CHP'ye "Yunan Syriza Partisi'nin vaatlerini" bire bir önerenler bile görüldü.
Sayın Murat Karayalçın (ki kendisi şu anda partinin İstanbul il başkanı, sonbaharda da genel başkanıdır) bunlara hiç aldırmamış.
Bir kulağından girmiş, bir kulağından çıkmış.
Peki ne yapacakmış? "On milyon kişinin elini sıkacakmış"...
Eh, bir zamanlar Mesut Yılmaz'ın yaptığı gibi "sürtünmeden ve aşınmadan dolayı" ve de mikroba karşı eldiven giymek zorunda kalır. Vatandaşın içinde egzamalısı var, uyuzu var, cenabeti var, poposunu sildikten sonra elini yıkamayanı var...
Yok canım, Karayalçın "mecazi anlamda" konuşuyor.
El sıkmaya kendisi gitmeyecek, adamlarını gönderecek.
Kapı kapı dolaşacaklarmış.
Dört milyon evin kapısı çalınacak, on milyon kişinin eli sıkılacak. "Tokalaşmak" istemeyen mütedeyyin vatandaşa da "yerden temenna" edilecek herhalde...
Bu kapı çalma ve el sıkma operasyonuna en az kırk bin parti militanı katılacakmış.
Bunlar "zıpkın gibi" partililermiş, Karayalçın öyle diyor.
Ve de "vatandaşın kapıyı açıp onları içeri buyur etmeme" ihtimaline karşı, hepsi de kadın militanlardan seçilecekmiş...
Kadın görünce vatandaşta hoşafın yağı kesilecek...
Lakin CHP militanları içinde "Elizabeth Hurley'e benzeyen" bayan oranı bir hayli düşük olduğundan, zorluklarla karşılaşılabilir.
Naomi Campbell de idare ederdi ama bunun için Dursune Şirin'in torununu bulmak lazım, o da yetmez, o hanımın bir de CHP'li olması gerekir.
Sakın kapı çalacakları Türkan Saylan ya da Mina Urgan benzerlerinden seçmeyiniz, büsbütün oy kaybedersiniz.
Bakınız Afet İnan uyar, halkımızın "damak tadına" uygundur. (Sabiha Gökçen olmaz, Safiye Ayla hiç olmaz.) Peki, bu hanımları görünce yelkenleri suya indirecek olan vatandaş onları içeri aldı diyelim, ne gibi bir propagandaya maruz kalacak?
Hiç. Kendisine yalnızca bir "hediye paketi" verilecekmiş.
Dört milyon adet hediye paketi hazırlama işini üstlenen CHP'li müteahhit yaşadı!
Biz şimdi muhalif yazarlardan "bu ne rezalet, makarna dağıtıp, deterjan dağıtıp cahil halktan oy toplamaya çalışıyorlar" şekilde bir yaygara koparmalarını bekleriz.
Fakat hediye paketinin içinde "Kılıçdaroğlu'nun iyi dileklerini içeren bir mektup" da bulunacakmış, o zaman akan sular durur.
Sizi özlemişiz Sayın Karayalçın, neredeyse yirmi yıldır görüşmemiştik... Karşımıza, elimize ve dilimize yeniden hoşgeldiniz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.