Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Yetkili kişilerden izin alınmalı

Yetkili kişilerden izin alınmalı

“Devlet dairesinde çalışan memurun elektrikli çay ocağı kullanarak çay yapması caiz olur mu? İçilen çay haram olur mu, kul hakkına girer mi?” diye sorulmuş. Bu iş üstlerinden izinsiz yapılıyorsa kamu malıdır, kul hakkına girer. Yok, eğer onlar izin verdiyse sıkıntı olmaz.

Bu elek­tri­ğin pa­ra­sı­nın öden­me­si me­se­le­si­ne gi­rer. Ka­mu ma­lı­dır. Kul hak­kı­na gi­rer. İçi­len çay ha­ram ol­maz. Çün­kü çay iç­mek ha­ram de­ğil­dir. An­cak ora­da­ki yet­ki­li in­san­la­ra so­ru­lur. On­lar­da “Biz bun­la­rı ge­rek­li yer­le­re bil­dir­dik. Çay, çor­ba yap­mak gi­bi izin­ler alın­mış­tı­r” der­se sı­kın­tı yok. Ta­bi bu so­rum­lu olan ki­şi mev­zu­su ba­ka­na ka­dar gi­de­bi­lir. On­lar da “Çay, çor­ba ya­pın. O ka­dar da bi­zim yet­ki­miz va­r” di­yor­lar­sa bu olur.

HAZ­RE­Tİ ÖMER Mİ­SA­Lİ

Ama sen tak­va­lık arı­yor­san Haz­re­ti Ömer mi­sa­li, ça­lış­tı­ğın yer için ay­rı mum kul­la­nır­sın, ken­di işin için ay­rı mum kul­la­nır­sın. Tak­va­lık bu­nu ge­rek­ti­rir.  Bi­li­yor­su­nuz cum­hur rey ve­ri­yor. O ve­ri­len rey ile bi­ri se­çi­li­yor. Se­çi­len adam da mil­le­ti yö­ne­ti­yor. Do­la­yı­sıy­la mil­let o ki­şi­yi yet­ki­li kı­lı­yor. Ba­kan­lar da onun­la mu­ha­tap olu­yor­lar. 

KUL HAK­KI­NA Gİ­RER

Bu gi­bi ko­nu­lar halk­tan “Sen bi­zim adı­mı­za yö­ne­t” yet­ki­si al­mış ki­şi­le­rin iz­ni­ne bağ­lı­dır. Ge­nel bir şey bu, sa­de­ce çay, çor­ba için de­ğil. Me­se­la “Me­mur­lar şu­nu kul­la­na­bi­lir, bu­nu kul­la­na­ma­z” gi­bi izin­ler o yet­ki­li­ye bağ­lı­dır. 

Eğer böy­le bir izin yok da ken­di­si ka­fa­sı­na gö­re elek­trik­le­ri kul­la­nı­yor­sa ta­bi ki bu kul hak­kı­na gi­rer. 

HA­RAM BÜ­YÜK­TÜR

Pe­ki, ha­ra­mın bü­yü­ğü kü­çü­ğü olur mu? Ha­ram ise mut­la­ka bü­yük­tür. Ama bü­yük ve kü­çük gü­nah­lar var­dır. Ayet-i ke­ri­me­de “Ya­sak­lan­dı­ğı­nız gü­nah­la­rın bü­yük­le­rin­den sa­kı­nır­sa­nız, kü­çük­le­ri­ni de biz si­le­ri­z” (Ni­sa Su­re­si:31) buy­ru­lu­yor. 

Ayet­ten an­lı­yo­ruz ki bü­yük-kü­çük gü­nah tas­ni­fi var­dır. Ha­ra­mın bü­yü­ğü-kü­çü­ğü me­se­le­sin­de de şöy­le var. Zi­na ya­par­san ha­ram­dır, kom­şu­nun ka­rı­sıy­la ya­par­san kat be kat ha­ram­dır. Çün­kü kom­şu­luk hak­kı da dev­re­ye gi­ri­yor. Ha­ra­mın ara­sın­da da tas­nif var­dır. Ama ha­ram­la­rın tü­mü bü­yük gü­nah­lar­dır. Za­ten bü­yük gü­nah de­ğil­se tah­ri­men mek­ruh di­yo­ruz. 

Bu­na gö­re ça­yın ken­di­si ha­ram ol­maz. Ama sen çal­dı­ğın pa­ray­la çay yap­tıy­san o za­man çay ha­ram ol­ma­dı. Çal­man ha­ram ol­du. Ya­ni yap­tı­ğın hır­sız­lık ha­ram ol­du za­ten. Gü­na­hın ora­ya ta­al­luk et­ti.

NİŞANLANILACAK KİMSEDE ARANACAK VASIFLAR  

Ni­şan­la­nı­la­cak ka­dın­da ön­ce din­dar­lık, da­ha son­ra gü­zel­lik, soy-sop ve bâ­ki­re ol­mak gi­bi bir ta­kım va­sıf­la­rı ara­mak men­dup (teş­vik edi­len bir amel) sa­yıl­mış­tır. 

An­cak ba­zı ha­dîs-i şe­rîf­ler­de bâ­ki­re ile ev­le­nil­me­si­nin teş­vi­ki, dul­lar­la ev­le­nil­me­nin mek­ruh ol­du­ğu­na de­la­let et­mez. 

Ni­te­kim Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) Âi­şe An­ne­miz (Ra­dı­yal­lâ­hu An­hâ) dı­şın­da­ki tüm eş­le­ri­ni dul ola­rak ni­kâh­la­mış­tır. 

Bu ko­nu­da İb­ni Ab­bâs (Ra­dı­yal­lâ­hu An­hü­mâ) Haz­re­ti Âi­şe (Ra­dı­yal­lâ­hu An­hâ)ya: 

 “Ra­sû­lül­lâh Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem sen­den baş­ka bâ­ki­re bir ka­dın­la ev­len­me­di­” de­miş­tir. 

(Bu­hâ­rî, Tef­sir:247, no:4476, 4/1779) 

AİLEYİ KORUYUCU TEDBİRLER

An­cak Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem)in bâ­ki­re­ler­le ev­len­me­yi teş­vik eden ha­dîs-i şe­rîf­le­ri İs­la­m’­ın bâ­ki­re­li­ğe ver­di­ği öne­mi or­ta­ya koy­mak için­dir. 

Bu­na kar­şı­lık gü­nü­müz­de Av­ru­pa ül­ke­le­ri­nin bâ­ki­re­li­ğe önem ver­me­di­ği hat­ta bel­li yaş­tan son­ra bâ­ki­re ka­lan genç kız­la­rın alay ko­nu­su ya­pıl­dı­ğı mü­şâ­he­de edil­mek­te­dir.

İs­lam dî­ni­nin bu ko­nu­da al­dı­ğı ted­bir­le­rin da­ha sıh­hat­li ve ai­le­yi da­ha zi­ya­de ko­ru­yu­cu yön­de ol­du­ğu şüp­he­siz­dir.     

DİN VE AHLAK VASFI ARAYIN

Do­la­yı­sıy­la iki ta­raf­ta ya­şan­tı­la­rın­da, alış­ve­riş­le­rin­de ve ka­zanç­la­rın­da Al­lâh-u Te­‛â­lâ’­nın hu­dû­du­nu gö­ze­ten, dî­ni­ne bağ­lı genç kim­se­ler bul­ma­ya düş­kün ola­bi­lir­ler, bu on­la­rın en ta­bî hak­la­rın­dan­dır.  Al­lâh kor­ku­su ba­rın­dır­ma­yan zen­gin­lik, gü­zel­lik ve ma­kam-mev­kî gi­bi be­ğe­ni­len va­sıf­lar iki ci­han­da da in­sa­nın pe­ri­şan ol­ma­sı­na se­be­bi­yet ve­re­bi­lir. Bu yüz­den din ve ah­lak en ön­ce ara­nı­la­cak va­sıf­lar­dır. Bu va­sıf­lar mev­cut ol­du­ğun­da fa­kir­lik gi­bi ne­den­ler­le kız is­te­yen red­de­dil­me­me­li­dir.

Ni­te­kim gü­nü­müz­de bu ne­den­le ev­de ka­lan ve doğ­ru yol­dan çı­kan bir­çok ka­dın­la­rın mev­cut ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir. Ebû Hu­rey­re (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­vâ­yet edi­len bir ha­dîs-i şe­rîf­te Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) bu ko­nu­da şöy­le bu­yur­muş­tur:

İNSAN EKTİKLERİNİ BİÇECEK 

“Din­dar­lı­ğı­nı ve ah­lâ­kı­nı be­ğen­di­ği­niz bi­ri ge­lip siz­den kız is­ter­se (o ki­şi­nin mad­dî du­ru­mu­na bak­mak­sı­zın) onu (onun­la) ev­len­di­rin. 

Eğer bu­nu yap­maz­sa­nız (sa­de­ce ma­la rağ­bet eder­se­niz) yer­yü­zün­de (kız­la­rın ev­de kal­ma­sı, zi­nâ ve kız ka­çır­ma gi­bi olay­la­rın yay­gın­laş­ma­sı gi­bi) bü­yük bir fit­ne ve eni­ne bo­yu­na yay­gın bir fe­sat mey­da­na ge­le­cek­tir.” 

(Tir­mi­zî, Ni­kâh:3, no: 1084, 2/380; Ab­dür­rez­zâk, el-Mu­san­nef, no: 10325; İb­nü Ke­sîr, et-Tef­sîr: 7/131; Sü­yû­tî, ed-Dür­ru­’l-men­sûr:7/218-219)

Ev­le­ni­le­cek ka­dın­da ara­nan va­sıf­lar hak­kın­da ge­niş mâ­lû­mat “Eş Se­çi­min­de Ara­na­cak Va­sıf­la­r” isim­li ki­ta­bı­mız­da ya­zıl­mış­tır. Ama esas ola­rak ka­rı-ko­ca ola­cak ki­şi­le­rin se­çim­le­ri­ni din üze­ri­ne kur­ma­la­rı, ai­le­le­ri­nin düz­gün ol­ma­sı­na ve ço­cuk­la­rı­nın hat­tâ to­run­la­rı­nın iyi in­san ol­ma­la­rı­na se­be­bi­yet ve­re­cek­tir. Çün­kü in­san, ken­di tar­la­sın­dan an­cak ek­tik­le­ri­ni bi­çe­cek­tir.

Ebû Sa­ʽîd el-Hud­rî (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh)dan ri­va­yet edi­len şu ha­dîs-i şe­rîf bu ko­nu­da son nok­ta­yı be­lir­le­miş­tir: 

“Ka­dın üç özel­lik­ten do­la­yı ni­kâh­lan­mak is­te­nir; ma­lı için onun­la ev­le­ni­lir, gü­zel­li­ği için onun­la ev­le­ni­lir, bir de dî­ni için onun­la ev­le­ni­lir. 

Sen din ve ah­lak sa­hi­bi ola­nı al. Ak­si hal­de za­rar eder­sin.” (Ah­med ib­ni Han­bel, el-Müs­ned, no:11765, 18/287) 

"Din­dar­lı­ğı­nı ve ah­lâ­kı­nı be­ğen­di­ği­niz bi­ri ge­lip siz­den kız is­ter­se (o ki­şi­nin mad­dî du­ru­mu­na bak­mak­sı­zın) onu (onun­la) ev­len­di­rin. "

"Ka­dın üç özel­lik­ten do­la­yı ni­kâh­lan­mak is­te­nir; ma­lı için onun­la ev­le­ni­lir, gü­zel­li­ği için onun­la ev­le­ni­lir, bir de dî­ni için onun­la ev­le­ni­lir."

ÇO­CUK SA­Hi­Bi OL­MAK iÇiN

“Ey kuv­vet­li ya­ka­la­yış ve ezi­ci güç sa­hi­bi!

Sen in­ti­ka­mı­na da­ya­nı­la­ma­ya­cak ka­hır sa­hi­bi­sin. 

Yâ  Kahir!”

Ev­le­nen ki­şi eşi­nin ya­nı­na gir­di­ğin­de bu ism-i şe­rî­fi kırk (40) ke­re okur­sa, bu ai­le Al­lâh-u Te­â­lâ’­nın iz­niy­le bir­çok be­re­ket­le­re ka­vu­şur ve ha­yır­lı ço­cuk­la­ra sa­hip olur­lar. 

(İs­mâ­îl Hak­kî, Rû­hu­’l-be­yân, 8/40; Şi­hâ­büd­dîn es-Süh­re­ver­dî, Şer­hu­’l-es­mâ­i’l-er­ba­ʽîn, Yaz­ma Nüs­ha, Aya­sof­ya, no:377, ve­rak:114; Aya­sof­ya, no: 3358, ve­rak:148; Yaz­ma Ba­ğış­lar, no:2773, ve­rak:11-12; Be­ya­zıd Dev­let, no:1256, ve­rak: 19-20)

DÜŞ­MAN­LA­RIN ŞER­RiN­DEN KUR­TUL­MAK 

“Ey dâ­im olan, mül­kü ve bekāsı için hiç­bir yok­luk ve ze­val (kay­bol­ma) söz ko­nu­su ol­ma­yan Zat! Yâ Dâ­im!”

Her kim bu ism-i şe­rî­fi ra­ma­zan-ı şe­rî­fin 7. ge­ce­sin­de bir yü­zü­ğün ka­şı­na nak­şe­der (ya­zar) da son­ra onu ta­kar­sa, dev­le­ti dâ­im olur ve düş­ma­nı de­fo­lur. (Şi­hâ­büd­dîn es-Süh­re­ver­dî, Şer­hu­’l-es­mâ­i’l-er­ba­ʽîn, Yaz­ma Nüs­ha, Aya­sof­ya, no:377, ve­rak: 112; Aya­sof­ya, no: 3358, ve­rak: 143; Yaz­ma Ba­ğış­lar, no: 2773, ve­rak: 3; Be­ya­zıd Dev­let, no: 1256, ve­rak: 11-12)

Editör: Mesut Ertanç - Sorularınız İçin: [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi