Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Suratına bakamam !

Suratına bakamam !

Benim kastım hükümet değil. Zaten hükümet de rahatsız. Kur’an’ın Bakara Suresi’ne makara diyen adamla hala muhabbet edenler, yüzüne gülenler var. Dünya bir araya gelse, bana ne teklif ederse etsinler hatta şantaj yapsalar Bakara Suresi’ne makara diyen bir insanın suratına bakamam.

Bi­zim iti­ka­dı­mız­da, kal­bi­miz­de, sa­mi­mi inan­cı­mız­da “Al­lah ve Re­su­lü­’nü dost edi­ne­cek­sin, Al­lah ve Re­su­lü­’nün dost­la­rı­nı dost edi­ne­cek­sin, Al­lah ve Re­su­lü­’nün be­ri ol­duk­la­rın­dan sen de be­ri ola­cak­sı­n” il­ke­si var. Uzak ola­cak­sın. On­lar­la sa­mi­mi­yet kur­ma­ya­cak­sın. İs­la­m’­ın te­me­lin­de bu ya­tı­yor. 

Bu hu­sus­ta da Mü­ca­de­le Su­re­si 22. ayet-i ke­ri­me­sin­de “Al­la­h’­a ve ahi­ret gü­nü­ne ina­nan bir top­lu­mun; ba­ba­la­rı, oğul­la­rı, kar­deş­le­ri ya­hut ak­ra­ba­la­rı da ol­sa, Al­la­h’­a ve Re­su­lü­’ne düş­man olan­lar­la, dost­luk et­ti­ği­ni gö­re­mez­sin. 

FARKLI OLACAKSINIZ

On­lar o kim­se­ler­dir ki, Al­lah on­la­rın kalp­le­ri­ne ima­nı yer­leş­tir­miş ve Ku­r’­an-ı Ke­rîm ile on­la­rı des­tek­le­miş­ti­r” buy­ru­lu­yor. Siz bu aye­ti iyi an­lar­sa­nız, iyi din­ler­se­niz, ak­lı­nı­zın, bey­ni­ni­zin içi­ne yer­leş­ti­rir­se­niz, kal­bi­ni­ze de in­di­rir­se­niz, sin­di­rir­se­niz bun­dan son­ra fark­lı Müs­lü­man ola­cak­sı­nız. Çok fark­lı de­ği­şe­cek­si­niz.

 

BA­KA­RA SU­RE­Sİ­’NE MA­KA­RA

Hem “Müs­lü­ma­nı­m” di­yor hem de gâ­vur­lar­la dost­luk edi­yor. Böy­le adam­lar var. Al­lah ve Re­su­lü­’ne kar­şı ge­len­ler­le sa­mi­mi olu­yor. Böy­le adam­lar da var. Ne teh­li­ke­li iş­ler! 

Adam Ku­r’­an’­ın Ba­ka­ra Su­re­si­’ne ma­ka­ra de­di. 

Ha­la adam­la otu­ran­lar, kal­kan­lar var. Ha­la bu adam­la mu­hab­bet eden­ler, yü­zü­ne gü­len­ler var. 

Al­lah be­ni mu­ha­fa­za et­sin! 

NE FARKIMIZ VAR?

Al­lah be­ni bü­yük ko­nuş­mak­tan mu­ha­fa­za ey­le­sin. Ama sa­mi­mi söy­lü­yo­rum dün­ya bir ara­ya gel­se, ba­na ne tek­lif et­se­ler, ne şan­taj yap­sa­lar Ba­ka­ra Su­re­si­’ne ma­ka­ra di­yen bir in­sa­nın su­ra­tı­na ba­ka­bi­lir mi­yim aca­ba?! Gü­leç yüz­le ba­ka­bi­lir mi­yim ve onun­la otu­ra­bi­lir mi­yim aca­ba?! “Ben ka­de­re inan­mı­yo­ru­m” di­yen bir ada­mın su­ra­tı­na gü­leç yüz­le, mu­hab­bet­le ba­ka­bi­lir mi­yim aca­ba?! “Ben sa­ha­be­den şu za­tı sev­me­m” di­yen bi­ri­nin yü­zü­ne gü­le­bi­lir mi­yim aca­ba?! Ni­ye ben böy­le olu­yo­rum da sen böy­le ol­mu­yor­sun ar­ka­daş?! Ne far­kı­mız var? Sen de Müs­lü­man­sın, ben de Müs­lü­ma­nım. 

PEY­GAM­BE­RiN HA­TI­RI YOK MU?

İs­tan­bu­l’­da­ki bü­yük bir il­çe­nin be­le­di­ye rei­si hem “Müs­lü­ma­nım, 5 va­kit na­maz kı­lı­yo­ru­m” di­yor hem de ha­la “Ca­fe­ri­lik hak mez­hep­ti­r” di­yor. Sa­bah-ak­şam Ebu Be­ki­r’­e, Öme­r’­e, Ai­şe ana­mı­za sö­ven adam­la­ra na­sıl hak mez­hep di­yor­sun ya?! 

BU NASIL BİR İMAN?

Hiç Al­lah Re­su­lü­’nün sen de ha­tı­rı yok mu?! Pey­gam­ber (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem)in kıy­met­li eşi­nin bir ha­tı­rı yok mu?! “Ben­den son­ra Ebu Be­ki­r’­e, Öme­r’­e uyu­n” (Tir­mi­zî, Me­nâ­kıb:16, no: 3662, 5/609) sö­zü­nün bir ha­tı­rı yok mu?! 

“On­la­rı sev­me­yen be­ni sev­mi­yo­r” (Tir­mi­zî, Me­nâ­kıb: 59, no: 3862, 5/696) sö­zü­nün bir de­ğe­ri yok mu?! 

Sen ha­la Şi­a’­yı “Ca­fe­ri­dir, şu­dur, bu­du­r” di­ye­rek na­sıl Müs­lü­man na­za­rın­da gö­rüp, on­lar­la dost­luk et­me­yi için­de sin­di­re­bi­li­yor­sun ya?! 

Bu na­sıl bir iman­dır?! Al­la­h’­a ve Re­su­lü­’ne kar­şı gel­me­nin bun­dan da­ha bü­yük bo­yu­tu ne ola­bi­lir?!

BUN­LAR­DAN TÜR­Kİ­YE­’DE BOL

Onun için kar­deş­le­rim ki­min­le dost­luk ede­cek­sin, ki­mi iz­le­ye­cek­sin, ki­mi din­le­ye­cek­sin, ki­min pe­şin­den gi­de­cek­sin, ki­me ho­cam di­ye­cek­sin ben onu bil­mem. Ama “Al­lah ve Re­su­lü­’ne mu­ha­le­fet eden­ler­le ba­ba­la­rı, oğul­la­rı, kar­deş­le­ri ol­sa dost­luk ya­pan bir ka­vim bu­la­ma­ya­cak­sın ya Mu­ham­me­d” (Mü­câ­de­le Sû­re­si:22) buy­ru­lu­yor. 

AMA BİZ BULUYORUZ

Pe­ki, bu­la­ma­ya­cak­sın di­yor ama biz bu­lu­yo­ruz! Hem Müs­lü­man, Al­la­h’­a ve ahi­re­te ina­nı­yor. Hem de Al­lah ve Re­su­lü­’ne kar­şı ge­len­ler­le dost­lu­ğu var. Böy­le in­san­lar Tür­ki­ye­’de bol mik­tar­da bu­lu­nur. Pe­ki, ayet­te bu­la­maz­sın di­yor ama biz de bu­lu­yo­ruz! 

YA HER­RO YA MER­RO

Açık ko­nu­şa­lım. Siz böy­le bir top­lu­luk bu­lu­yor­sa­nız iki şey­den bi­ri­dir. Ya dost ol­duk­la­rı, sev­dik­le­ri, ta­kip et­tik­le­ri, ho­cam-ha­cım de­dik­le­ri adam­lar Al­lah ve Re­su­lü­’ne mu­hâ­lif de­ğil, biz yan­lış bi­li­yo­ruz. 

Ya da on­lar Al­lah ve Re­su­lü­’ne açık­tan mu­ha­lif ise­ler -ki mey­dan­da gö­rü­yo­ruz- o za­man bu ta­ra­fın Al­la­h’­a, ahi­re­te ima­nı yok. Do­la­yı­sıy­la biz yi­ne iki­si­ni bir ara­da bu­la­mı­yo­ruz. Yi­ne ayet çık­tı. 

O ZAMAN İMANI YOK

Çün­kü “Hem Al­la­h’­a, ahi­re­te iman ede­cek hem de Al­lah ve Re­su­l’­üne kar­şı ge­len­ler­le dost­luk ede­ce­k” bu­la­maz­sın di­yor.  Ne de­mek bu­la­maz­sın? Ya o, ya bu. 

Ya her­ro ya mer­ro! O za­man bu ada­mın Al­la­h’­a ve ahi­re­te ima­nı yok ki dost­luk edi­yor. Al­la­h’­a ve Re­su­l’­e mu­ha­lif­ler­le dost­luk edi­yor­sa o za­man ima­nı yok. 

Çün­kü “Bu­la­maz­sın iki­si­ni bir ara­da­” di­yor. Onun için biz ima­nı­mı­zı mu­ha­fa­za et­me­ye ça­lı­şa­lım. Al­la­h’­a ve Re­su­lü­’ne kar­şı ge­len­ler­le zer­re ka­dar sev­gi, dost­luk ve sa­mi­mi­yet kur­ma­ya­lım. 

VESVESEYE KARŞI NE YAPILMALIDIR?

Vesveseye karşı 3 İhlas, 3 Felak, 3 Nas sureleri sabah akşam okunmalıdır. Ondan sonra “Eûzü billahis-semî’il alîmi mineşşeytânirracîm” 10 kere okunur. Bu da şeytanın vesvesesinden huzur üzerine Allah’a sığınmak niyetiyle okunur. Enam Suresi’nin başındaki 3 ayeti kerime de okunabilir. Sabah namazından sonra namaz kıldığı yeri değiştirmeden ve dünya kelamı konuşmadan bunu okuyana şeytan vesvese vermek istediğinde Allah-u Teâlâ şeytan ile arasına engel koyar. Bir melek gönderir. Melek demir sopayla şeytanı kovar. 

KERTENKELE ÖLDÜRMENiN HÜKMÜ

Kertenkele öldürme hakkında Müslim hadisinde “Bir vuruşta öldürene 100 sevap, iki vuruşta öldürene daha az, üç vuruşta öldürene biraz daha az sevap vardır” (Müslim, Selâm:38, no:5984, 7/42) şeklinde geçer. Çünkü kertenkele İbrahim (Aleyhisselâm)ın ateşine körükle gitmiştir, ateşi üflemiştir. Onun için lanetlenmiştir. Allah-u Teâlâ’nın böyle hikmetleri vardır. Sahih hadislerde de bu konu yer almaktadır.

Editör: Mesut Ertanç - Sorularınız İçin: [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
39 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi