Peygamberimizi iftiralardan korumalıyız
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Buhârî” başta olmak üzere, diğer birçok sahih kaynakta yer alan rivayetlerde cimâ gücünün fazlalığını kendi fazîletlerinden saymıştır ve kıymetli sahâbe ile tâbiînden birçok zat bu rivayetleri bizlere nakletmiştir.
M. İslamoğlu “Şifâ-i Şerîf” sahibi Kadı Iyaz ve “Hasâis” sahibi İmâm-ı Süyûtî (Rahimehumellâh) gibi zevatın, Buhârî, Nesâî ve Taberî (Rahimehumüllâh) gibi güvenilir muhaddislerden naklen beyan etmiş oldukları “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in erkeklik gücü cennet erkeklerinden kırk kişiye bedeldi” görüşünü reddetmek için “Üç Muhammed” isimli kitabında:
“Cinselliğinin aşırı yüceltmeye konu edilmesi” başlıklı bir bab açmış ve böylece Kâinatın Efendisi (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in cinsel manada güçlü olması kendisini neden rahatsız ettiyse bu konuyu tartışmaya açarak, bu rivayetlerin sahibi olan Enes ibni Mâlik, Abdullâh ibni Amr, Ebû Râfi‘, Tâvûs, Safvân ibni Süleym ve Mu‘âz ibni Hişâm (Radıyallâhu Anhüm) gibi sahâbe ve tâbi‘înin ulularından olan bunca zevatı töhmet altında bırakmıştır.
HEZEYANLAR
İslamoğlu’nun bu konudaki hezeyanlarıyla sizlerin zihinlerini meşgul etmemek için yazısının tümünü değil de, kendisinin alaycı ve hakaretvâri tutumunu anlamanız açısından sadece şu paragrafları aktarmamız yeterli olacaktır:
“Hz. Peygamber’in cinsel hayatının aşırı yüceltmeye konu edilmesi, gerçekten ilginç bir manzara ortaya çıkardı…
Fakat, yine de (Şifâ sahibi Kadı Iyaz) cinsellikten Resulullah’a bir fazilet çıkarmaya kararlıdır. Resulullah’ın evlenmesini, evlenmeyen Hz. İsa ve Yahya peygamberler karşısında daha faziletli olduğunu delil getirdikten sonra, Hz. Enes’ten nakledilen, bir günde on bir zevcesini dolaştığı rivayetini aktarır. Gündeme bu kez, ‘Resulullahın nikahı altında aynı anda on bir hanım birden hiç bulundu mu?’ sorusu gelir. Fakat sayıyı dokuza indiren aynı türden bir başka rivayet olan, Selma rivayeti imdada yetişir. Bu arada, Resulullahın erkeklik gücü hakkında sahabenin kendi arasında yaptığı tahminler aktarılır:
Nesai’den: Enes dedi ki: ‘Biz kendi aramızda Resululahın otuz erkeğin cinsel gücüne sahip olduğundan söz ederdik.’ Tavus’tan bir başka rivayet daha yüksek bir rakam telaffuz eder: ‘Aleyhissalatu vesselama kırk erkeğin cinsel gücü bahsedilmiştir.’ Bu erkeklik gücünün kaynağı problemi de şöyle halledilmiştir. ‘Cebrail bana bir tencereyle geldi. Ondan yedim; bunun üzerine bana kırk erkek gücü verildi.’ (Hasais)
‘ATFEDİLEN RAKAMLAR’
Söz buradan cennette erkeklerin gücüne getirilir. Ebu Nuaym’in Hilye’sinde her cennet erkeğinin kırk erkek gücüne sahip olacağı nakledilir. Tirmizi’deki rivayette telaffuz edilen rakam çok daha yüksektir. ‘Her cennet erkeğinin gücü yetmiş, hatta yüz erkek gücüne bedeldir.’ (Şifa,1/90)
Fakat olayın arka plânında yatan asıl neden daha başkadır. O da Rasulullah’ın cinsel güç açısından Hz. Süleyman’dan geri olmadığını isbatlamak. Doğrusu, tüm çabalara rağmen Hz. Süleyman’a atfedilen rakamların aşılamadığı bir gerçek.
Bütün sorun, Hz. Peygamberin bu konuda Hz. Süleyman’dan geride olmasıdır, her alanda olduğu gibi Rasulullah’ın peygamberlerin en üstünü olduğu, bu alanda da isbatlanmalıdır. Efdaliyyet tezini zedeleyecek hiçbir şeye izin verilmemelidir. Ve sonunda bu problem de halledilmiştir. Çünkü, cennet erkeklerinin cinsel gücü rivayetinin devamında Rasulullah’a ‘dört bin erkek gücü verildiği’ ifade edilmektedir. Sonuçta Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Süleyman aleyhisselamdan efdal olacak. Çünkü, Süleyman aleyhisselama yüz ya da bin erkek gücü verilmişti. Peygamber az yemek yediği halde, fazla cinsel güç bahşedildi. İki fazilet de onda birleşti…” (M. İslamoğlu, Üç Muhammed, sh: 117-118)
ALAYCI VE AŞAĞILAYICI ÜSLUP
Gördüğünüz üzere; İslamoğlu her zamanki alaycı ve aşağılayıcı üslubuyla bu konudaki hadîs-i şerîf ve rivayetlerin asılsız olduğunu, Kāadı Iyâz ve Süyûtî (Rahimehumellâh) gibi zevatın bu konuyu ispatlamak için hurafe rivayetlere tutunduklarını, aslında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in diğer insanlardan farklı bir güce sahip olmadığını ispatlamak için bayağı bir gayret sarf etmiştir. Tabi ki bizim bu konuda kendisine yapacağımız dua: “Sa‘yi meşkûr, zenbi mağfur olmasın” demekten öteye geçmeyecektir.
Şimdi sizlere İslamoğlu’nun lafları arasında geçen rivayetlerin her birinin ne kadar sağlam olduğunu isbat edecek delilleri serdedelim:
OTUZ ERKEK GÜCÜ
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in en yakın hizmetçisi olan Enes (Radıyallâhu Anh): “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gece veya gündüzün bir saatinde on bir hanımıyla cimâ ederdi. Biz aramızda Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e otuz erkek gücü verildiğini konuşuyorduk” demiştir. (Buhârî, Ğusül:12, no:265, 1/105; Nesâî, ‘Aşratü’n-nisâ:36, no:9033, 5/328; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:14141, 3/291)
İslamoğlu burada: “Eşlerinin sayısı aynı anda hiçbir zaman onbir olmadı, dolayısıyla burada Selmâ hadisi imdada yetişti” diyerek rivayetler arasında çelişki varmış gibi göstermek sûretiyle konunun aslının olmadığını îmâ etmektedir. Oysa bu rivayet “Buhârî Şerîf” dahil birçok sahih kaynakta bulunduğu gibi aynı rivayetin sonunda Sa‘îd’in, Katâde’den (Radıyallâhu Anhümâ) yaptığı nakle göre Enes (Radıyallâhu Anh)ın, kendilerine: “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in eşleri o an için dokuz idi” diye anlattığı da zikredilmiştir. (Buhârî, Gusl:12, no:265, 1/105)
İbni Hacer (Rahimehullâh)ın beyanı vechile; bu rivayetler arasında çelişki yoktur, zira nikahlı eşi dokuz tanedir. Mâriye ve Rayhâne isimli iki câriyesi hesaba katıldığında ise sayı on bire çıkmaktadır. (İbnü Hacer, Fethu’l-Bârî, Ğusül:12, no:268, 1/642)
DÖRT ŞEYDE ÜSTÜN
Yine İbni Hacer (Rahimehullâh)ın nakli vechile; İsmâ‘îlî (Rahimehullâh)ın, Ebû Mûsâ tarîkiyle Mu‘âz ibni Hişam (Radıyallâhu Anhümâ)dan yaptığı rivayette hadîs-i şerifte geçen “Otuz erkek” ifadesi yerinde “Kırk erkek” lafzı zikredilmiştir ki, Amr ibni Şu‘ayb’ın, babası vasıtasıyla dedesi (Abdullâh ibni Amr) (Radıyallâhu Anhüm)dan rivayet ettiği: “Güçlü yakalayış ve cimâ husûsunda bana kırk kişinin kuvveti verildi” (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsat, no:567, 1/178; Ebû Nu‘aym, Hilyetü’l-Evliyâ, 8/376) hadîs-i şerîfi de bu lafzı teyid etmektedir.
Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte de Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ben insanlar üzerine dört şeyde; cömertlik, cesaret, çok cimâ ve güçlü yakalayış hususlarında üstün kılındım.” (Taberânî, el-Mu‛cemü’l-Evsat, Heysemî, Mecma‛u’z-zevâid, 8/269; Kādî Iyâz, eş-Şifâ, no:152, sh:135; Süyûtî, el-Menâhil, no:149)
GÜVENİLİR KİŞİLER
Büyük Muhaddis Nûreddîn el-Heysemî (Rahimehullâh): “Bu hadîs-i şerifin senedinde bulunan râvîlerin tümü müvessak (güvenilir kabul edilmiş) kişilerdir” demiştir.
(Heysemî, Mecma‛u’z-zevâid, 8/269)
Yine böylece büyük muhaddis Zeynüddîn el-Irâkî (Rahimehullâh): “Bu hadîs-i şerîfi rivayet eden ricâlin hepsi sikadır (muhaddisler nezdinde güvenilir kabul edilir)” demiştir. (Irâkî, Tahrîcü Ehâdîsi’l-İhyâ, 2/360)
Ayrıca hadis hafızlarının hâtimesi kabul edilen İmâm-ı Süyûtî (Rahimehullâh) bu hadîs-i şerifin isnadının çok muteber olduğunu beyan etmiştir. (Süyûtî, el-Menâhil, no:149)
CENNET EHLİNDEN 40 ERKEK
Buraya kadar zikredilen muteber hadîs-i şerîfler Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e diğer erkeklerden farklı olarak kırk kişinin kuvveti verildiğini açıkça isbat etmiştir.
Bu kırk kişinin cennet ehlinden olan kırk kişi olduğu şeklindeki rivayetlerin kaynaklarına gelince: Ebû Nu‘aym (Rahimehullâh)ın, senediyle zikrettiği bir rivayete göre İmâm-ı Mücâhid (Rahimehullâh): “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e kırk erkek gücü verildi ki bunlardan her biri cennet ehlindendir” (İbnü’l-Mülakkin, el-Bedru’l-münîr, 2/571; İbnü Hacer, Fethu’l-Bârî, Ğusül:12, no:268, 1/642) demiştir.
Zeyd ibni’l-Erkam (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte ise Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Cennet ehlinden bir adama yeme-içme, cimâ ve şehvet husûsunda hiç şüphesiz ki yüz kişinin kuvveti verilecek-tir” (Dârimî, es-Sünen, no:2867, 2/213; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:19288, 4/367; İbnü Hibbân, es-Sahîh, no:7424, 16/443) buyurmuştur.
DÖRT BİN KİŞİ
Şimdi İslamoğlu’nun, kitaplarının dipnotlarını kendisinden nakillerle doldurduğu İbni Hacer (Rahimehullâh)ın şu beyanına dikkatlerinizi çekerim: “Bu hesaba göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in kuvveti dünya erkeklerinden dört bin kişinin kuvvetine denk olur.” (İbnü Hacer, Fethu’l-Bârî, Gusül:12, no:268, 1/642)
Birçok konuda ihtiyatlı yaklaşan, farklı görüşlere birlikte yer veren ve hadis dalında “Emîru’l-mü’minîn” lakabını haklı bir şekilde kesbeden İbni Hacer (Rahimehullâh) bu hususta en ufak bir tereddüt ve
ihtilaf nakletmeksizin konuyu geride zikrettiğimiz şekilde neticelendirmiştir.
‘KARİZMA KATMAK’
Görüldüğü üzere; Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Buhârî” başta olmak üzere diğer birçok sahih kaynakta yer alan bu rivayetlerde cimâ gücünün fazlalığını kendi fazîletlerinden saymıştır ve kıymetli sahâbe ile tâbi‘înden birçok zat bu rivayetleri bizlere nakletmiştir.
Bu zatların Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i Süleymân (Aleyhisselâm) ile yarıştırıp, ondan üstün tutmak için hadis uydurmaktan ve rivayetler ihdâs etmekten münezzeh kimseler oldukları bütün hadis âlimleri nezdinde müsellemdir. İtikadımızı alâkadar eden hususlar başta olmak üzere, abdest-namaz gibi en zorunlu fıkıh hükümlerinde kendilerinden delil aldığımız ve rivayetleriyle amel ettiğimiz bu kaynaklarda geçen rivayetlerin sahipleri hakkında: “Karizma katmak için Rasûlüllâh hakkında hadis uydurdular” diye iftirada bulunanların da, bunlara inananların da dünyâ-âhiret başlarına gelecek azapları kimse tasavvur dahi edemez.
KOLTUĞUNA YASLANMIŞ
En azılı kâfirlerin dahi Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında ağızlarına almaya cesaret edemedikleri mahrem ve cinsel konularda bu kadar pervasızca kelâm etmek, sahih rivayetler hakkında: “Şu rivayet onların imdadına yetişti” şeklinde ifadeler kullanarak bu büyük muhaddislerin bir şeyler uydururken senedine bakmaksızın her rivayete îtibar ettiklerini îmâ etmek, aslında bu konudaki üstünlüğünü beyan eden Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında: “Peygamber kendisini diğer peygamberlerle yarıştırıyordu ve onlardan üstün olduğunu ortaya koymaya çalışıyordu” demekten başka bir mana taşımamaktadır.
Kıymetli okurlarımızın takdir edecekleri vechile; biz bir şeyleri isbata çalışırken bunca ilmî kaynaktan deliller getirirken İslamoğlu koltuğuna yaslanmış vaziyette oturduğu yerden bütün bu fazîletleri reddedebilmekte ve râvîleri olan o yüce sahâbe ve tâbi‘în hazarâtını yalancılıkla itham edebilmektedir.
YÜZÜMÜZ OLMAZ
Bugün bizler kendimizin ve en sevdiklerimizin ırz ve haysiyetini müdafaa gayretimizden daha kuvvetli bir şekilde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ırzını, namusunu, haysiyet ve şerefini bu adamların tahkir ve iftiralarından korumaya çalışmazsak, farz-ı kifâye olan bu konuda ümmet adına yaptığımız bu reddiye çalışmasını okuyup okutmazsak ve Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ırzıyla ilgili bir konuyu inanan-inanmayan tüm insanların ağzına bu şekilde malzeme olarak veren İslamoğlu gibi şahsiyetlerin bu görüşlerinden insanları haberdar ederek onları sakındırmazsak, gerçekten bizlerin yarın âhirette Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in huzuruna çıkacak yüzümüz olmayacaktır.
İşte bu noktada “Mustafa İslamoğlu Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in Cinsel Gücünü Diline Dolayarak Charlie Hebdo’nun Yapamadığını Yaptı” şeklindeki tespitimizin ne kadar yerinde olduğu ve bu kişilerin İslâm’a ve Müslümanlara verdiği zararı kâfirlerin dahi veremeyeceği hakîkati ayan beyan ortaya çıkmıştır.
(Şifâ sahibi Kadı Iyaz) cinsellikten Resulullah’a bir fazilet çıkarmaya kararlıdır. Resulullah’ın evlenmesini, evlenmeyen Hz. İsa ve Yahya peygamberler karşısında daha faziletli olduğunu delil getirdikten sonra, Hz. Enes’ten nakledilen, bir günde on bir zevcesini dolaştığı rivayetini aktarır.
AZAPLARINI TASAVVUR EDEMEYiZ
İtikadımızı alâkadar eden hususlar başta olmak üzere, abdest-namaz gibi en zorunlu fıkıh hükümlerinde kendilerinden delil aldığımız ve rivayetleriyle amel ettiğimiz bu kaynaklarda geçen rivayetlerin sahipleri hakkında: “Karizma katmak için Rasûlüllâh hakkında hadis uydurdular” diye iftirada bulunanların da, bunlara inananların da dünyâ-âhiret başlarına gelecek azapları kimse tasavvur dahi edemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.