Temayül Sefaleti!
Demokrasi zor zenaat! Seçim yaklaşıyor, başta iktidar partisi olmak üzere, grubu olan, seçimde barajı aşma ihtimali bulunan partilerden aday adayı çok, buna karşı da her partinin farklı çözümü var.
Adaylıkla aday adaylığı arasında doğrudan bir ilişki kurulabilir mi?
Esasen öyle olması gerekiyor. Fakat böyle bir ilişkinin kurulamayacağını tecrübelerimiz gösteriyor. Aday adayı olanların birçoğunun başka maslahatlarla böyle bir yola girdikleri meçhul değil.
Bir nevi ısbatı vücut; “Ben varım ve iktidar partisindenim! Beni görün! Aday yapmadınız, müsteşar, genel müdür vs. yapın!”
İktidar partisinin işi zor... Üst üste seçim kazanan, Meclis’te çoğunluğu teşkil eden, sürekli hükümet olan; dolayısıyla ülkeyi yönettiği için büyük bir bütçeyi de yöneten partiye talebin aşırı olması kaçınılmaz. Nicelerini görüyoruz ki, geçmiş siyasî temayüllerinin rağmına iktidar partisinin kapısını aşındırıyor. Bazı dağdan gelenler bağdakileri kovuyor nitekim.
İktidarın nimetlerinden yüksek seviyede faydalanmak, işini ilerletmek, siyasî nüfuzla ulaşamadığı yerlere ulaşmak...
Tek parti yönetimlerinde sistemin böylesine zorlukları yok. Parti veya lider, kadrosunu kuruyor, değiştiriyor...1950’ye kadar ne kadar şendik!
Türkiye’deki hali hazır siyasi sistemi “çok partili tek partililik” olarak tanımlayanlar pek hata etmiş olmaz. Herkes biliyor ki, siyasî partilerimizin adaylarının tesbitinde liderlerin, başkanların birinci derecede rolü var. Bunun sakıncaları üzerine sayfalar dolusu yazılabilir. Evet, tek seçicinin beğendiği olmak, işin esası.
Buna rağmen, bilhassa da iktidar partisindeki “temayül yoklaması” sefaletini görünce, “çok da yanlış değil” diyesi geliyor insanın.
AK Parti kalabalık aday adaylarını temayül yoklaması, anket vb. usüller ile elediğini beyan ediyor. Bunun için geçen hafta “temayül yoklaması” yapılmış. Katılanların beyanına göre, açık oy gizli tasnif!
Buna rağmen sonuçlar açıklanmış. Liste başında yer alanlardan biri hariç kamuoyunun tanıdığı isimler değil. Biri de babasının tanınırlığı ile meşhur!
Buradan ne çıkarabiliriz?
Temayüle yön vermek zor değil!
Muktedir tanınmış baba, zaten temayülleri, anketleri yönlendirme hususunda mahir. Sonuç: Mahdum ( ve muhtemelen takımı) liste başında!
Bu seçimin bir mahdumlar, kerimeler, biraderler, hemşireler seçimi olacağını söyleyenler de var. Hani üçüncü dönemden ötürü geçici emekliliğe uğurlananlar 4 yıl Meclis’ten uzak kalacaklar ya... Yerlerine haleflerini, aile içinden atamak istiyorlarmış!
Demokrasicilik oyununun da suyunu çıkardılar!
Neden bayram etmiyoruz?
Hani silah bırakmak için mutabakat sağlandı ya...
Bu tarihî bir hadise değil mi? Sokaklar dolup taşmalı, davullar zurnalar çalınmalı, zılgıtlar çekilmeli, millet birbiriyle kucaklaşmalı değil miydi?
Neden sevinç yok, heyecan yok?
Kandil’in silah bırakması... Neden kimseye inandırıcı gelmedi? Bakın hükümetin bakanının bile beklentisi farklı: Kandilde petrol arayacağız! Kandil’den petrol çıkar belki, ya barış?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.