D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

İdrak Seviyemiz ve Yapıcılığımız

İdrak Seviyemiz ve Yapıcılığımız

Şe­hir ta­ri­hi ko­nu­su açıl­dı­ğın­da ül­ke­mi­zin ilk ak­la ge­le­cek şe­hir­ler­inden bi­rin­de­yiz, Ur­fa­’da­yız. Ta­ri­hin, me­de­ni­ye­tin evin­de­yiz. Yüz­yıl­la­rın, bin yıl­la­rın ma­ce­ra­sı­nın bir­kaç cüm­le­lik bir ef­sa­ne ile hu­la­sa edil­di­ği, özet­len­di­ği bir bel­de­de­yiz. 

Şan­lı­ur­fa­’da, 3. Mil­let­le­ra­ra­sı Şe­hir Ta­ri­hi Ya­zar­la­rı Kon­gre­si­’n­de­yiz. 

Di­li­miz­den dö­kü­len isim­ler, zih­ni­mi­ze üşü­şen ke­li­me­ler, ta­ri­hin ha­tır­lat­tı­ğı, coğ­raf­ya­nın ya­şa­dı­ğı ger­çe­ğin sı­nır­la­rı­nı zor­lu­yor. Şe­hir Ta­ri­hi Ya­zar­la­rı Kon­gre­si­’nin il­ki­ni ya­par­ken, ya­ni 6 se­ne ön­ce, bu top­lan­tı­yı yap­ma­yı dü­şün­dü­ğü­müz şe­hir­ler ara­sın­da Ha­lep de var­dı...

Bu­gün Ha­le­p’­i dü­şün­me­ye me­ca­li­miz yok!

Ha­le­p’­i bir an­lam­da kay­bet­tik, “İş­te gel­dik gi­di­yo­ruz Ha­lep şeh­ri­” ata­sö­zü­müz­den mah­rum kal­dık. Ar­tık ne ora­da Ha­lep var, ne de bu­ra­da ar­şın! 

En hun­har ve yı­kı­cı sal­dı­rı­la­ra ma­ruz ka­lan bu me­de­ni­yet mer­ke­zi, in­san un­su­ru­nu bü­yük öl­çü­de kay­bet­ti­ği gi­bi, yüz­ler­ce yıl­lık ta­ri­he şa­hit­lik eden bir­çok üm­ran ese­ri­ni de yi­tir­di. Ha­ma, Hu­mus... Bel­ki Şam bi­le ar­tık ha­ra­be şe­hir­den baş­ka bir şey de­ğil...

8 asır ön­ce Mo­ğol sal­dı­rı­la­rı­nın he­de­fi Bağ­dat ol­muş­tu. Bağ­dat biz ya­şar­ken ikin­ci Mo­ğol sal­dı­rı­sı­na ma­ruz kal­dı. Bir da­ha yı­kıl­dı, ya­kıl­dı. Hâ­lâ da de­vam eden bir tah­rip sü­re­ci için­de. 

Mu­sul, ke­za şeh­re kim­lik ka­zan­dı­ran ya­pı­la­rın­dan ya­kın za­man­da mah­rum bı­ra­kıl­dı. Ker­kü­k’­te du­rum na­sıl tam ola­rak bi­le­mi­yo­ruz. 

İs­lâm şeh­ri de­ni­lin­ce ak­la ge­len Av­ru­pa­’da­ki ma­mur bel­de­ler, Kur­tu­ba, Gır­na­ta, Se­vil­la yok edil­dik­ten ve­ya ta­nas­su­ra zor­lan­dık­tan son­ra, 20. yüz­yıl­da Mek­ke ve Me­di­ne ağır tah­ri­ba­ta ma­ruz kal­dı. Bu­gün Mek­ke ve­ya Me­di­ne her­han­gi mo­dern bir ba­tı şeh­ri­ne çok faz­la ben­ze­mi­yor mu? 

İs­lâm şe­hir­le­ri­ni bir ta­raf­tan ba­tı­lı sal­dır­gan­lar yok edi­yor, öte yan­dan İs­lâm adı­na ah­kâm ke­sen­ler. Ve Ku­düs ku­şat­ma, hat­ta iş­gal al­tın­da. Or­ta­do­ğu­’nun be­lir­siz­leş­ti­ri­len ge­le­ce­ği bi­zi da­ha dik­kat­li dav­ran­ma­ya, uya­nık ol­ma­ya, de­ğer­le­ri­mi­zi ayak­ta tut­mak için gü­cü­mü­zü se­fer­ber et­me­ye yö­nel­ti­yor.

Ur­fa­’da ve­ya baş­ka bir şeh­ri­miz­de ya­şat­mak için se­fer­ber ol­du­ğu­muz şey­ler, İs­lâm şe­hir­le­rin­de yok edi­len me­de­ni­yet un­sur­la­rı­mız­dır. 

Me­de­ni­yet­ler şe­hir­ler­de te­şek­kül et­ti. Me­de­ni­yet­ler şe­hir­ler­le anıl­dı.Ta­rih bo­yun­ca me­de­ni­yet mer­ke­zi olan şe­hir­ler­den her ­bi­ri­nin adı anıl­dı­ğın­da, ta­ri­hin, in­san­lık ma­ce­ra­mı­zın muh­te­lif saf­ha­la­rı ha­tır­lan­mış olur. 

Her bir ke­li­me, her bir isim ta­ri­hin de­rin­lik­le­rin­den bu­gü­ne ni­ce re­miz­ler ta­şır. Ni­ce ef­sa­ne­ler, ni­ce ha­ki­kat­ler an­la­tır. Ya­şa­nan­la­rın, ya­şan­mak­ta olan­la­rın zih­ni­miz­de­ki ak­si in­san ola­rak var­lı­ğı­mı­zın en yük­sek­ten en al­ça­ğa  gel-git­le­ri­dir. 

Her me­de­ni­yet mer­ke­zi şe­hir, geç­miş­ten ge­le­ce­ğe akan bir ne­hir­dir, ya­ni de­ği­şen sü­rek­li­lik­tir. 

Bu akış bi­ze dün­ya var ol­duk­ça hiç bir şe­yin du­ra­ğan ola­ma­ya­ca­ğı­nı an­la­tır. İn­sa­noğ­lu bu akış için­de olup bi­te­ni an­la­ma­ya ve bu dün­ya­da va­ro­lu­şu­nu an­lam­lan­dır­ma­ya ça­lı­şır. 

3. Şe­hir Ta­ri­hi Ya­zar­lar Kon­gre­si Şan­lı­ur­fa Be­le­di­ye­si­’nin ev sa­hip­li­ğin­de 6 Mart Cu­ma sa­ba­hı baş­la­dı. Yurt için­den ve dı­şın­dan el­li­ye ya­kın ilim ve fi­kir ada­mı ile ede­bi­yat­çı­nın bil­di­ri­ler­le ka­tıl­dı­ğı top­lan­tı Tür­ki­ye­’de son yıl­lar­da çok tü­ke­ti­len “me­de­ni­ye­t” kav­ra­mı­nın an­la­şıl­ma­sı açı­sın­dan da bü­yük önem ta­şı­yor. 

21. yy başın­da­yız ve Tür­ki­ye­’nin şehir­le­ri­nin âde­ta ye­ni­den ku­rul­duğunu gö­rü­yo­ruz. 

1950’le­re ka­dar şehir­le­ri­miz, çeh­re­si değişme­miş yer­ler ola­rak bi­ze ema­net edil­di. 1950’den son­ra De­mok­rat Par­ti dö­ne­min­den sek­sen­le­re ka­dar kör to­pal değişim­ler ol­du şehir­le­ri­miz­de. Ama Tur­gut Öza­l’­dan son­ra ve bil­has­sa 1990’lar­dan iti­ba­ren ve ni­ha­yet 2000’ler­de şehir­le­rin çeh­re­si değişti. 

Bu değişimi iyi­ye mi yor­ma­lı­yız kö­tü­ye mi yor­ma­lı­yız o ger­çek­ten de üze­rin­de ko­nuşul­ma­sı ge­re­ken bir hu­sus. Biz ne be­le­di­ye başka­nı­yız ne de dev­let yö­ne­ti­ci­si­yiz. Biz şehir­le­re başka tür­lü ba­kı­yor ve di­yo­ruz ki; “Şe­hir­le­ri ye­ni­ler­ken bal­ta­yı ayağımı­za vur­duk, taşa değil”. 

Ayağımı­zı kes­tik. Şehir­le­ri­mi­zi tah­rip et­tik. Ye­ni­si­ni de doğru dü­rüst ku­ra­ma­dık. Ya­ni ye­ni fa­kat da­ha gü­zel şehir­ler kur­ma ko­nu­sun­da da faz­la başarı­lı ola­ma­dık. 

Şe­hir­den, me­de­ni­yet­ten söz eder­ken mer­hum Tur­gut Can­se­ve­r’­i de ana­lım. Son bü­yük bil­ge mi­ma­rı­mız da di­yor ki; “İd­rak se­vi­ye­mi­ze gö­re inşa ede­riz.” De­mek ki bi­zim 500 yıl ön­ce­ki id­rak se­vi­ye­miz da­ha yük­sek­miş! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi