Gidenlere Güle Güle!
Siyaseti bırakmak, vekilliğe veda etmek Türkiye’de pek alışılmış bir şey değil... Yakın çevremizde gördüklerimiz, “bir şekilde milletvekili olmuşsanız, bir daha olmamanız anormaldir” görüşünün hâkim olduğunu ortaya koyuyor!
Ankara milletvekillerinin, bunlara “başkent milletvekili” de diyebiliriz, Ankaralı olmak gibi bir zorunulukları olmadığı gibi, Ankara ile ilgilenmek, halkın meselelerini gerektiğinde çözmeye çalışmak gibi bir mükellefiyetleri olduğunu da düşünmezler. Geçmişte böyle idi, gelecekte de böyle olacağını söylemek yanlış olmaz.
Bu fikrimizi yanlışlayan bir vekilimiz zuhur ederse, onu sizlere tanıtmak boynumuzun borcu olsun.
Ankara’nın artık son günlerini yaşayan milletvekillerini Ankaralı tanımaz, işi düşse bulamaz, bulsa da bir işe yaramaz! Ankara kontenjan bölgesidir, bütün liderler Ankara listesini kendi ihtiyaçlarına göre tanzim ederler. Hiç bir yerden gösterilemeyecek isimler bu yüzden Ankara listelerinde arzı endam eder.
Bugüne kadar bir Ankara milletvekilinin Ankara’nın meseleleri ile ilgili bir açıklama yaptığını, çözüm için teklif sunduğunu biz görmedik, duymadık. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin icraatları konusunda suskunluk had safhadadır. Ankara’nın kültürel yoksunluğu, kütüphanesizliği, başkanının “kitap okumuyorum” açıklaması, futbol için çarçur edilen kaynaklar, Ankaralı vekiller tarafından bugüne kadar eleştiri konusu yapılmamıştır. Aynı şekilde, büyük kaynaklar harcanarak yapılmakta olan Anka-Park eğlence merkezi ile ilgili de tek söz söylediklerine şahid olmadık.
Belki farkında bile değiller! Dünyanın para babası ülkelerinin eğlence sektörüne yapmadığı yatırımların en astronomik olanı Ankara’da yapılıyor. “Muhfazakâr belediye” oyuna-eğlenceye, sirke, canbazhane yapımına harcadığı paralarla öğünüyor. Bunun öğünülecek bir durum olmadığını söyleyen de henüz görülmedi. Bu eğlence merkezine Mevlâna türbesinin altından geçerek girmemiz de kimsenin zihnine takılmadı!
İşte iktidar cenahında yeni adaylar var: Bakalım göreceğiz, Ankara ile ilgili neler söyleyecekler? Elbette önümüzdeki seçim çok önemli… Seçim önemli ise, bu seçim için halka sunulan adayların da önemli olması lâzım.
Öyle mi değil mi, anlayacağız. “Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz!”
Şimdi “güle güle” dediğimiz vekillerin çoğunu 4 yıl içinde tanıma fırsatımız bile olmadı! Aday gösterildiler, seçildiler, ellerini kaldırıp indirdiler ve şimdi de
gidiyorlar!
Onları kültürel konularla ilgilendirmek konusundaki ısrarlarımızdan hiç bir sonuç alamadık. Türkiye Yazarlar Birliği’nin yaptığı bütün faaliyetlere davet ettik, bir tanesine bile bir tekinin katıldığına şahid olmadık!
Onlara güle güle diyoruz: Zaten yoktular!
İşin özü şu: Türkiye’de milletvekilleri kendilerini halka karşı sorumlu görmüyorlar. Onları bütün partilerde liderler belirliyor, bunun istisnası yok. O yüzden lidere görünmek, onu hoşnut etmek esas oluyor. Partilerin grup toplantıları, bir nevi “lidere görünme âyini”ne dönüşüyor.
Milletvekilleri sadece grup toplantılarında tam kadro görebilir! Bu ne anlama gelir?
AK Parti Türkiye’de çok şeyi değiştirdi, fakat siyasetin tek parti kalıntısı yapısını değiştiremedi!
Kitap hattı: İki Yüz
Mehmet Aycı, edebiyat, sanat ve düşünce dünyamızın ünlülerinin portrelerini bu kitapla okuyucuya sunuyor. Birçok tanıdık isim, Aycı’nın cevval kalemi ile resme, hatta görüntüye dönüşüyor; zihnimizde adeta tecessüm ediyor. “Yüz”lerle ilgili bilgilerin bir tahlil unsuru olarak ele alınması, kişilik özelliklerinin böylece ortaya konulması ancak camianın ıcığını cıcığını bilen bir kalem sahibi tarafından yapılabilir. Aycı’nın şair olduğunu, bilmeyenler kitabın üslubundan çıkarmakta güçlük çekmeyeceklerdir. Zamanımızın iki yüz kişisinden bir Türkiye haritası çizmek, kitapta yapılan bu. (Cümle y. 0312 437 08 85)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.