Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Ekonomik kriz

Ekonomik kriz

Dünya ölçeğinde bir krizin içinde olduğumuz ve bunun giderek derinleşeceği söyleniyor. ABD’de finans kesiminde başlayan krizin giderek yaygınlaşacağı ve dünyanın her köşesinde etkili olacağı öngörülüyor. Dünya borsalarında düşüş yaşanıyor, bazı fonlar ve bankalar iflas ediyor. Soyut kavramlarla açıklanan bu süreci ve ülkemize olası etkilerini mümkün olduğu kadar basitleştirerek açıklamaya çalışacağım.

Bir aile, elde ettiği gelirle, her gün fasulye pilav yerken bir gün borçlanıyor ve sofrasına bir de tatlı ekliyor. Ogün tüketimi ve refahı artar ama bunun devam etmesi için her gün yeniden borçlanması gerekir. Bu durum gelirinin değişmediği varsayımında geçerlidir.

Ülkemizde benzer bir durum yaşadık. Kredi kartları, tüketici kredileri gelirimiz artmadığı halde satın aldığımız malların miktarını artırdı ama yeni refah düzeyimizi sürdürmek için her gün yeniden borçlanmamız gerekiyordu. Oysa bu tek taraflı bir akım anlamına gelirdi ve mümkün değildi. Misalimize dönersek eğer borçlanmazsak tatlıdan vazgeçmemiz ve eski kuru fasulye, pilava dönmemiz gerekiyordu.

Eski günlere dönmek pek fazla rahatsız etmeyebilir ama bir de aldığımız borçları ödememiz gerekirse yediğimiz fasulye veya pilavın bir kısmından vazgeçmek gerekir ve eski düzeyin altına ineriz.

Birinin borç alabilmesi için diğerinin borç vermesi gerekir. ABD’de bugün borcunu ödemekte sıkıntı çeken, ülkemizde borçlanan kişilere kim borç veriyordu? İlk bakışta kredi kartını ya da tüketici kredisi veren bankalar akla gelir ama bunlar da paraları başkasından temin eder. Bu kredilerin kaynağı özellikle Uzakdoğu ve diğer dış ticaret fazlası veren ülkelerdi. Yani yediğiniz tatlının parasını fakir Çin işçisi ödemiş olabilirdi.

Birisi borcunu ödemezse alacaklı kaybeder. Bu nedenle eğer Amerikalı bankaya olan borcunu ödemezse bu banka iflas eder ama banka da borcunu ödeyemeyeceği için tasarruf eden kaybeder. Yani ABD’de bankalar ya da yatırım fonları iflas ederse kaybeden bu ülkenin dışında yaşayan ama bu fon ve bankalara para yatıranlar olur.

Bir ülkede eski borçlar ödenmemeye başlarsa yeni kredi açılamaz. Bu kişiler eskiden satın aldığı malları alamaz, Eğer bu mallar dışardan ithal ediliyorsa ithalat azalır ve ihraç eden ülkelerde üretim düşer. Yani Amerikalı borcunu ödeyemez hale gelirse Japonya mal ihraç edemez ve ekonomide daralma başlar. Daralan ekonomilerde halk daha az tüketmek zorunda kalır ve oraya mal satan ülkelerde de sıkıntı başlar. Yani Avrupa’da daralma başlasa oraya otomobil ihraç eden Türkiye daha az mal satabilir ve kriz Türkiye’yi etkiler. Daralan Türkiye’de halk borçlarını ödeyemez ve yediği tatlıdan vazgeçmek bir yana fasulye ve pilavı da kaybetmek riskiyle karşılaşır.

Türkiye ekonomik olarak dünya ile bütünleşmeyi tercih etmiştir ve dışımızda olanlar bizi de etkileyecektir. Bizde olanlar da onları etkiler.

Bu hastalığın da çaresi vardır ama hasta eden ortamda yaşayarak düzelmek mümkün değildir. Yeni durum yeni bakış açıları gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi