Selahaddin ve Selahattin Farkı!
Hemen “ikisi aynı, sadece yazılış farkı var”, diyebilirsiniz…
Dil Kurumu ne vakittir bu ismi “tin” diye yazmamızı buyuruyor. Ben bunda son zamanlarda bir hayır gördüm. Böylece tarihimizin büyük kahramanı, “şarkın en sevgili sultanı” Selahaddin ile şimdi siyasette piyasa yapan, 6-7 Ekim katliamının tahrikçisi, pespaye zatı ayırmak kolay oluyor.
Birincisi, yani Selahaddin “dinin kurtuluşu” idi, ikincisi “tin”in! “Tin” de ne? Eski Türkçe’de “can” demek. Belki de Kürtçe’deki “ting” daha uygun düşer. Ting, “çöplük” demek! Bu Selahaddin değil düpedüz “Selahatting”!
Asla “yerli” değil, yani gerçek Kürt veya Türk olamaz. Yabancı bir projenin figüranı. Ayak üzeri binbir yalan söylüyor, çehresinin her bir zerresi başka türlü oynuyor. Zerrece yüzü kızarmıyor. Utanma hissini çoktan berhava etmiş, hayâyı çöpe atmış. Maskelerin en renk vermeyenini, en kalınını kullanıyor. En bildiğimiz konularda birçok yalanı, palavrayı art arda sıralıyor.
Düstur şu: “At palavrayı Elazizli Selo, vatandaşın tahkik etmeye vakti olmaz nasıl olsa”!
Onun bir de ağabeyi var... Hani seçim kampanyasına başlarken babasının elini öpmüş, iyi aile çocuğu pozu vermişti ya... Resimde olmayan kardeşi için de “Kuzey Irak’ta ticaretle uğraşıyor” demişti o sıralar. Bu ticaretin kan ticareti olduğu ortaya çıktı. Birader “terör eğitmeni” idi. Konu yeniden gündeme gelince, bu sefer kazı çevirdi: “Ağabeyimi soruyor, çok meraktaysa söyleyeyim: Kendilerinin silah gönderdiği IŞİD'e karşı insanlık onurunu koruyor.”
Bu sunturlu yalana “yuh, milyon kere yuh!” demekten kendini alabilen beri gelsin!
Anlayacağınız büyük biraderin teröristliği müsellem. Türkiye’de demokrasicilik sahnesinde rol kesen küçük kardeş onu nasıl aklayabilir, böyle dar bir zamanda? Bir öcü, yani IŞİD üzerinden konuşarak! Güya büyük birader
IŞİD’e karşı savaşarak insanlık onurunu koruyormuş! Eğer böyle bir şey varsa buna ancak “onursuzlar savaşı” denilebilir. Al IŞİD’i vur PKK’ye! IŞİD üzerinden iki yalan bir cümlede: “Hükümet’in silah yardımı yaptığı IŞİD!” Bu iddiadan öteye geçmeyen bir ahlâksızlıktır!
Selahatting durup dururken mi yalan söylüyor? Elbette hangi yalanı hangi maksatla söylediğini çok iyi biliyor. Kudus’ü sırf İsrail’in kutsal şehri ilân etmek tecahül veya tesadüfi bir yalan olabilir mi? Asla ve kat’a! Kudüs’ü
Selahaddin Eyyübî haçlıların elinden söke söke aldı. İslâmın mukaddes beldesi olduğu için... Şimdi onunla isim benzerliği olan birisi İsrail’e veriyor, hayır peşkeş çekiyor!
İsrail’e hulus çakmayan, ABD’yi arkalamayan böyle bir Kürt lideri olabilir mi? İsrail’i hesaba katmayan, arkasına almayan bir Selahatting’in ne hükmü olabilir ki?
Batıdaki mitinglerde Robin Hud üzerinden mesaj vermeye çalışıyor.
Sen eğer yerli kültürden gelse idin, vereceğin mesajı Köroğlu üzerinden verirdin, Batının efeleri, zeybekleri üzerinden verirdin.
Bu yazıyı neden yazdım? Yüksekova’da açılışı yapılan Hakkâri havalimanına “Selahaddin” adı verildi ya. (İnşallah ilgililer TDK imlâsına uyup da “tin”li yazmazlar) Yarın gücü ele geçirirse, ona nisbet edildiği sanılmasın diye! Bu gerçek Selahaddin’in adını taşıyor. Onun kardeşlerinin ismi de bu havalimanının kapılarına, rahmete vesile olması için verilmeli: Turanşah kapısı, Tuğtekin kapısı ve Börü (Kurt) kapısı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.