Gümrük kapılarından mallarını geçirmek isteyen insanlardan devletin koyduğu verginin dışında para alanlar berat gecesi af olmaz. Rüşvet alamadığı için malın geçmesine izin vermeyenler, malı aylarca bekletip insanları zarar ettirenler, “Beni de gör” diyenler, zebaniler görsün sizi.

“Ticaretlerden ve gümrüklerden haksız gelir elde etmek, zekât, uşûr ve fitre gibi İslamî hakların dışında, insanların kârlarından para almak” demektir ki yardım, yataklık, kâtiplik, şâhitlik gibi her hangi bir yolla bu haksızlığa destek çıkanlar da bu günaha ortaktırlar.

PARASI PUL OLUR

Hadi bakalım şimdi! Devamlı patlıyor bu işler. Her birkaç senede bir gümrük olayları patlar. Devlet bir vergi koymuş, üstüne adam da bir şeyler ekliyor. Vermezsen de “Keyfin bilir. Bir ay beklersin sonra alırsın” diyor. Adam zaten malı Çin’den, Yemen’den getirmiş. Kazanacağı 5-10 bin lira kar. 3 ay beklerse malı o kar da gidecek. Parası pul olacak yani. Adam devletin koyduğu verginin dışında bir de “Beni göreceksin” diyor. Bu adam berat gecesi af olmaz. Arkadaş zekat değil, fitre değil. Devlet vergi koymuş. Sen devletten maaş alan adamsın. Devletin vergisinin üstüne bir de benden niye rüşvet istiyorsun?! Maalesef birçok gümrük işlerinde bunlar hala meydana gelmektedir. 

SUÇ VARSA GÖSTER

Biz bir torba ilaç getirdik el koydular. Çin’den kendim için bitkisel ilaç getirtmiştik. Arkadaşım gittiğinde getirmişti vermediler. Ben de vermezseniz vermeyin onla mı uğraşacağım dedim. Şimdi düşünün ki adam konteynerlerle dünya kadar mal getiriyor, sen adamın malına el koyuyorsun. Yazık, günah yahu! Resmi bir sorun varsa çöz. Suç varsa göster. Arama varsa tara. Ama sen “Bu iş bayağı vakit alır” diyorsun. Ne demek bu? Yani “Hızlandırmak için beni gör” demek. Seni zebaniler görsün seni!  Ukbe ibni Âmir (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Meks sahibi cennete girmez.” (Dârimî, Fethu’l-Mennân, Zekât:28, no:1789, 7/213; Hâkim, el-Müstedrek, 1/404; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 4/143; Ebû Dâvûd, Harâc:7, no:2937, 2/147-148) 

ZULÜMDEN İBARETTİR

Câhiliyet devrinde insanların çarşı-pazarda sattığı şeylerden alınan akçeye “Meks” denirdi ki bunu yapana “Mekkas” ve “Aşşâr” denilirdi. 

Köprü başlarında durup, gelen geçenden “Toprak bastı” nâmıyla alınan paraya da, tüccar mallarından meşrû vergi dışında fazladan tahsil edilen paraya da “Meks” ve “Bâc” adı verilmiştir. 

Bunların bu şekilde alınması câiz olmayıp, bunu emredenler de bu emri uygulayanlar da birçok hadîs-i şeriflerde zemmolunmuşlardır. Hâsılı; ticaret erbâbından alınacak gümrükler ve sâir vergiler, onların canlarını ve mallarını koruma gayesine yönelik olarak meşrû ve makul bir tarzda tahsil edilebilir. 

Aksi takdirde yapılacak muâmelenin bir zulümden ibaret olacağı ve sahibini beraat gecesinin en büyük mağfiret ve bereketlerinden mahrum edeceği birçok muteber kaynakta yer almaktadır. (Ömer Nasûhî Bilmen, Hukûk-i İslâmiyye ve İstılâhât-ı Fıhhiyye Kāmusu, 4/96-97) 

BEN KiMiN BEYNiNi  ÖLDÜRMÜŞÜM?

Levent Gültekin isimli gazeteci geçtiğimiz günlerde çıktığı bir programda beni IŞİD ile bir tuttu. “Bu Kur’an ile amel eden cennete giremez” diyen bir adam, benim için de böyle şeyler söyleyebilir. Sağolsun Burhan Kuzu beyefendi “Sen ne yapıyorsun. Cübbeli Ahmet Hoca bilinen, tanınan bir adam. Bunu nasıl bir tutarsın” dedi. O da “IŞİD milletin bedenini kesiyor, Cübbeli de beynini öldürüyor” dedi. 

LAF OLSUN TORBA DOLSUN

Ben şurada 40 senedir milletin beynini, ruhunu diriltmek için neler neler anlatıyorum. Nice aileler kurtuluyor, nice haneler, evler, ocaklar kurtuluyor. Bize gelen haberlerden senin haberin var mı? On binlerce, yüz binlerce kişi “Hayatımız değişti. Evimize, ocağımıza huzur geldi” diyor. Ben kimin beynini öldürmüşüm yahu! Gidiyor orada iş olsun, laf olsun, torba dolsun diye beni IŞİD ile birlikte zikrediyor. 40 senedir bunları anlatıyoruz biz. Milletin kanına, canına, ırzına dokunmayın diyoruz. 

Adam Yahudi de olabilir, Ermeni de olabilir. İnsanlara saldırmak, köle yapmak, cariye yapmak, sokaktan toplayıp götürmek var mı yahu! Bunlar berat gecesi af olmaz. Bu harici kafasıdır. Hazreti Ali Efendimizi şehit eden kafa bu. Bunlar af olmaz. 

AYET-İ KERİME

İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır. (Fetih-4)

HADİS-İ ŞERİF

“(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31)

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

İbadet esnasında yahut günah işlemek arzusu anlarında kalbini vesveseden koru, müdafaasına kalkışma, hislerini hayra yönelt. (Lokman Hekim)

NİKÂHIN HÜKMÜ

Nikâh, karı-koca arasında beraber yaşama ve birbirinden yararlanma imkânı doğuran ve taraflara karşılıklı hak ve görevler yükleyen rızaya dayalı bir akittir. 

Evlenmenin vâcib, câiz veya mekruh oluşu evlenecek olan kişilerin durumuna göre değişir.

1) Evleneceği hanımının mehrini, nafakasını ve hanımlık haklarını yerine getirebileceğine inanan, kadınlara karşı ilgi ve rağbeti ziyade olup evlenmediği takdirde günaha düşeceğinden korkan kişinin evlenmesi gereklidir. 

Bu korku kesinlik derecesindeyse evlenmesi farz, zan derecesindeyse vaciptir.

ZEVCİYET HUKUKU

Nitekim:

 “Sizin için helâl olan kadınlardan (bazısını) nikâhlayın!” (Nisâ Sûresi:3’den) ayet-i kerîmesindeki emir bu manaya göre değerlendirilmelidir. 

2) Kadınlara karşı ilgi ve rağbeti ziyade olmadığı halde, sırf nebevî sünneti yerine getirmek niyetiyle evlenmek sünnet-i müekkededir. Bu durumda olan kişinin şehevî ihtiyaçlarını gidermesi kastıyla evlenmesi ise mubahtır.

3) Eğer evleneceği hanımın haklarını yani mehrini veremeyeceği veya nafakasını karşılayamayacağı zannı varsa evlenmesi tahrîmen (harama yakın bir) mekruhtur.

4) Zevciyet hukukunu (karı koca haklarını) ihlâl edeceği (bozacağı) kesinlikle bilinen bir kişinin evlenmesi ise haramdır.