Ertesi Gün
‘The Day After’ adıyla meşhur bir film var. Ertesi gün anlamına geliyor. Seçimleri yaptık bitirdik ve ertesi gündeyiz. Alınan seçim sonuçları ışığında Türkiye’nin siyasi hayatında neler değişecek? Gençliğimde seçimlerde bazen heyecan duyardım. Son seçimlerde hiçbir heyecan duymadım. Türkiye adeta bayraklarla donatıldı lakin bu bende hiçbir duygu boşalmasına neden olmadı. Bununla birlikte bende endişe hakimdi. HDP’yi destekleyenler kızgın veya heyecanlı olabilirler. Bende ise endişeye yol açıyorlar. Kürtçüler yapılan ihmallerle birlikte Ortadoğu’nun endişe kaynağı haline geldiler. Suriye’de IŞİD suçlamasıyla Arapları bölgeleri dışına sürüyorlar. Yeni mazlum dalgaları üretiyorlar. Irak’ta da benzerini yapıyorlar. Hatta Sünni Araplar ne Bağdat’a ne de Erbil’e girebiliyorlar. Bugüne kadar mağduriyet edebiyatı yaparak gaddarlık yaptılar. Bu yangını söndürmenin tam vaktidir. Şiiler de Kürtler de tarihten tevarüs ettikleri mağduriyet edebiyatıyla birlikte günümüzün gaddarları haline geldiler. Zaten mağduriyet edebiyatı yapanlar külliyen istismarcıdırlar. Bir adamın avazı ne kadar çok çıkıyorsa o kadar zalim olmaya namzettir. Şimdi de laik kesimlerin mağduriyetinin sözcüsü olmaya soyundular. Sık sık ‘Kemal Kılıçdaroğlu yerine Salahaddin Demirtaş CHP’nin başına geçseydi seçim sonuçları çok faklı olabilirdi’ diye duyuyorum. Bu nedenle ödünç veya emanet oylardan bir kısmının CHP’den HDP’ye geçtiği tasavvur edilebilir. Millet kaht-ı ricalden midir nedir Salahaddin Demirtaş’ı bile gözünde büyütür oldu.
***
Ertesi günün sürprizi HDP’nin sandıktan barajı aşmış olarak çıkması olacaktır. Bu taktirde kurulu denklem değişecek ve belki de AKP için uful/gurup vakti gelip çatacak ve Türkiye yeni bir döneme girecektir. Elbette HDP’nin oylarını artırmasında etkili kampanyasının önemi olduğu kadarıyla AK Parti’nin politikalarının da etkisi vardır. Açılımlar HDP gibi partilere meşruiyet kazandırmıştır. Yollarını açmıştır. ‘Kan akmaya devam mı etseydi?’ ya da ‘dağda şakilik yapacaklarına ovada siyaset yapsınlar’ türü kolaycı sloganlar bizi bu noktaya taşımıştır. Kimse kan akmasının devam etmesini istemez. Lakin ovayı veya şehirleri de ele geçirmelerini de kimse istememeli. Adamların alışkanlığı bir yerleri ele geçirmek üzerine kurulu. Eksik ve yarım sorularla doğru yolu veya doğru seçenekleri bulmak mümkün değildir. Bu yazım sonuçlardan önce yazılmış farazi bir yazı. Bununla birlikte HDP barajı aşmaya yakın duruyordu. Açılımlarla meşruiyeti sağlanan HDP’nin barajı aşarak meşruiyetini pekiştirmesi Türkiye için aşılması zor, sıkıntılı bir eşik olacaktır.
***
Elbette alınan sonuçlardan dolaylı olarak Ak Parti sorumludur. Bununla birlikte Ak Parti cüzi olarak yanlışı temsil etmektedir. Bütün olumsuzluklarına rağmen hakikate ve doğruya en yakın partidir. Yahut hataları en az olan partidir. Buna mukabil muhalefet partileri külli yanlışı temsil ediyorlar. AK Parti yanlışın hafifini temsil ederken aksine muhalefet partileri galiz yanlışı temsil ediyorlar. Endişemiz bundandır. Türkiye’nin bir iki senede altını üstüne getirirler. Lakin iktidar partisi de burnunun dikine gitmiş ve bildiğini okumuştur. Kerhen Ak Parti’ye oy verenlerin de endişesi bu olmuştur. Elbette şer hayır köprüsü de olabilir. Bir musibet bin nasihatten evladır demişlerdir ve inşallah bazı sendelemeler gözden geçirmelere ve muhasebelere ve yenilenmelere vesile olabilir. Eskime bilincini ve yenilenme gereğini ihtar edebilir. Bazen nasihat kar etmiyor ve insan olduğu yerde saymaya hatta gerilemeye başlıyor. İşte olaylar üzerinden ikaz insanları ve düzenleri yenilenmeye mecbur ediyor. Maazallah bugün aksi bir sonuç alınırsa bunun zararlı yönlerinin yanında bir tek faydalı yönü olacaktır. Kendimizi yenileme ihtiyacı. Muhalefetin iyi olması hepimizin kazancı. O zaman kitlelerin tercih zorluğu olmaz. Türkiye tablosunda olduğu gibi kötü olması halinde ise Türkiye’nin yollarını tıkar. CHP klik partisidir ve kendi içinde kavgalıdır. Bu da çabuk tasfiye olmasını ve onun üzerinden siyasetin yenilenmesine hizmet eder. CHP kıtlık yokluk demektir. Ekonomik gerileme demektir. HDP ise siyasi tıkanma demektir. Birisi ekonomik bozgun diğeri de siyasi bozgun hareketidir. Her ikisi birden azınlık ideolojisini temsil etmektedir. AK Parti hükümeti kuracak şekilde halktan icazet alırsa bu takdirde bu yeni dönemi çok iyi değerlendirmeli; toparlanmak için yenilenmelidir. Aksi halde denildiği gibi düşman zulmeder ama kader adalet eder.
Hedefi tutturamama, yenilenme arayışı beraberinde getirebilir. Bu taktirde tek tesellimiz yıpranan siyasetin yenilenmesidir. İnşaallah yıpranma derinleşmez. Türkiye’nin ve bölgenin buna tahammülü yok. Bu seçimlerde dördüncü partisin meclise girmesi denklemi değiştirecektir. Lakin arizi devreden sonra yeniden ve külli olarak toparlanarak geri geliriz. Gün doğmadan neler doğar. Bu topraklar bize emanettir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.