Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Türkiye Kilitlendi

Türkiye Kilitlendi

Seçimin galibi HDP ise kaybedeni de Türkiye’dir. Mesele bir siyasi mesele olmaktan ziyade Türkiye’nin varlık ve bekasını ilgilendiren bir meseledir. Bülent Arınç’ın ifadesiyle AK Parti’yi bitirmek isteyenler HDP’nin kayığına binmiş ve ipine sarılmışlardır. Bunlar yerinde tespitler. Bununla birlikte AK Parti nerede yanlış yaptı? Bilinmesi gereken husus, yanlışın yüzeyde değil derinlerde yattığıdır. Zaferler devam ettikçe kusurlar yüzeye çıkmıyor. Yanlışlar doğru kabul ediliyor. Kürt açılımları olmasaydı HDP bu sonuçları rüyasında bile göremezdi. Bu açılım süreci AK Parti’ye büyük zarar verirken HDP’nin yelkenlerini şişirmiştir. Meşruiyet sağlamıştır. İkinci nedense Selahaddin Demirtaş’ın karizmatik bulunmasıdır. Bunu da anlamak mümkün değil. Yine bazı ödünç oylar HDP’nin oylarının artmasına hizmet etmiştir. Bu noktada İslam’ın emirleri ve Risale-i Nur’un hizmet düsturları, yöntemi belli olmasına rağmen ‘paralel yapı’ olarak ifade edilen kesim yapıcılık yerine yıkıcılığı esas almıştır. Müspet hareket yerine menfi hareketi seçmiş ve benimsemiştir. Bu, ‘benden sonra tufan’ yaklaşımıdır. Bu seçim sonuçlarında muhafazakar ve dindar kesimlerin sefaletini de görmek mümkün. İslami kesimler bütün yelpaze ve renkleriyle çözülme anını yaşıyorlar. İddialarını kaybettiler. Siyaset, içtimaiyat, diyanet ve ahlak dünyasında sağlam duramadılar. Teoriyi aşarak pratiği yeğlediler. Bu da diriliklerini törpüledi ve gevşetti. Her açıdan dibe vurduğumuz görülüyor.

Kolaycılığın öne çıkması ve fedakarlık ruhunun kaybolmasıyla birlikte kendi değerlerine yabancılaşmışlardır. Muhasebe etme ve kendine çeki düzen vermek yerine sürekli olarak başkalarını muhasebe ediyoruz. Eksikliklerinizi başkalarının maksatlı davranışlarına bağlıyoruz. Başarı yerine mazerete sığınıyoruz. Halbuki, kendimizi muhasebe etmeden baş aşağı yuvarlanmaya devam ederiz. Açılım noktasında hükümet çok popülist davrandı ve bu yüzden de maksadının aksiyle tokat yemiştir. Açılımı temsil etmek Kadir İnanır gibi aktörlere mi kaldı? Uludere olaylarından itibaren hükümet, PKK meselesinde veya HDP meselesinde pusulayı kaybetmiştir. Edilgen hale gelmiş, HDP’nin etki alanına girmiş ve şantajlarının rehinesi haline gelmiştir. 6-7 Ekim olaylarında da toparlanamamış ve mesele geçiştirilmiştir. Yargı üzerinden geçiştirilen bu mesele sadece meydanlarda siyasi malzeme yapılmıştır. Ama ters tepmiştir. Bu süreçte kesinlikle HDP yasaklanmalı ve kapatılmalı ve Selahaddin Demirtaş gibi sorumlularının Apo’nun hücre arkadaşı olmaları süreci başlatılmalıydı. Bedel ödetmezseniz bedel ödetirler. Adamlar, ilişmeyince haksız pozisyonlarını haklı olarak görmeye başlıyorlar. Azmanlaşan HDP’nin önünü alma, kesme fırsatı böylece heder ve heba edilmiştir. Böylece PKK dağın kabadayısı HDP’de mahallenin kabadayısı haline gelmiştir. Bunun sonucunda HDP güneydoğu illerinde tulum çıkartırken AK Parti tabiri caizse nal toplamıştır. Bu, devletin otoritesinin aşındığı ve HDP’nin otoritesinin konsolide edildiği anlamına gelir. Doğu Perinçek gibi isimler salıverilirken Selahaddin Demirtaş siyasi figür haline getirilmiştir. Ne Perinçek salıverilecek ne de Demirtaş elini kolunu sallayarak dışarıda fink atacaktı. Bu yapılmayarak devletin heybeti yele verilmiştir.

***

Seçimlerin sonuçları veya yansıttığı tablo ve aritmetik Türkiye’nin siyasi sisteminin tıkandığını gösteriyor. Ne tek başına iktidar partisi hükümeti kurabiliyor ne de muhalif partilerden birisiyle hükümet kurma ihtimali görünüyor ne de muhalif partilerin kendi aralarında bir koalisyon formülü üretmeleri olası ve muhtemel. Durum tamamen tıkanmış görünüyor. Türkiye istemediği halde istikrarsızlık anaforuna yakalanmıştır. Bunun nedeni HDP olmakla birlikte derin ve dolaylı nedeni de açılım politikalarıdır. 

PKK’nın bir tatmin derecesi olmadığı gibi onu temsil eden siyasi yelpaze ve partilerin de tatmin derecesi bulunmuyor. Bundan dolayı iş zor. Şevketlerini kırmaktan başka yol yok. Keşke yanlışlar yapılmasaydı çözüm yolu bu kadar uzakta olmayabilirdi. Türkiye’nin eksikliği ciddiyet ve disiplindir. Bundan sonra çok yorulacağız. Ama bu bize kolay formüllerin tutmayacağını öğretmektedir. Askerde söylendiği gibi ter dökmeyen kan döker! Sadece ekonomi iyi olsun sadece seçimleri kazanalım formülü HDP meselesine takılmıştır. Kolay formül çözüm değil, çözülmektir. Aksine, zorluğu kuşanarak çözüme, kolaylığa ulaşabiliriz. Popülizmle alınan mesafe Kadir İnanır’ın kametini geçmez. Sonuçta kendimizi kandırmış oluruz. Yeniden tekrarlamak gerekirse, seçimin galibi HDP, mağlubu bütün Türkiye’dir. Bu sonuçlar Türkiye’yi germiş ve hiç olmadığı kadar tıkamıştır. Zorluğu göze alabilirsek başarabilir ve dayatılan yeni denklemi de kırabiliriz. Ama önce kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. İnşaallah yediğimiz bu tokat şefkat tokadı mesabesinde kalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi