Türk Neksesi!
Nekse nedir ve nasıl izah etmeli? 1967 yılında Nasır, İsrail karşısında ağır yenilgi alınca bunu halka hafif yenilgi olarak pazarlamak istemiş; sözlükleri karıştırınca da ‘nekse’ ifadesini bulmuştur. Halk da Sisi’ye yaptığı gibi Nasır’a da Firavunlara yaptığı muameleyi yapmış ve bağrına basmıştır. İstehaffe kavmehu featauhu. Kavmini hafife almış ve kavmi de boyun eğmiş ve itaatten vazgeçmemiştir. Koskoca bir yenilgi’ gerileme/nekse’ olarak sunulmuş, halk da bunu içine sindirmiştir. Halbuki, olan biten dört başı mamur bir yenilgi ve ötesinde nekbe yani bir felakettir. Araplar İsrail karşısında çil yavrusu gibi dağılmış ve milli onurları yerlerde sürünmüştür. Ümmet olarak nekse veya nekbe tünelinden bir türlü çıkamıyoruz. Bundan dolayı zaferleri hatırlamak yerine yenilgileri hatırlıyor ve bunun sonucu bir gün İran’ın Çaldıran veya Sırpların Kosova Meydan Muharebesi için yaptıkları gibi yenilgilerimizi zafer niyetine anabiliriz! Ya da Nasır’ın yaptığı gibi yerinde saymak veya hafif yenilgi olarak ambalajlayabiliriz. Elbette oran olarak AK Parti’nin 7 Haziran seçimlerinde almış olduğu oy oranı küçümsenecek bir oy oranı değil. Bununla birlikte salt çoğunluğu yitirmiş ve diğer partilere bağımlı hale gelmiştir. Bunun küçümsenecek veya hafife alınacak bir tarafı yok. Bu manzara karşısında ‘kantarın topuzu’ kaçtı veya ‘seçmen şefkat tokadı yerine Osmanlı tokadı vurdu’ diyenler de çıkabilir. Seçmenin elinin darası olmayabilir. Bununla birlikte kalplere yön veren Cenab-ı Haktır. Dolayısıyla halkın iradesi üzerinden veya reyi üzerinden Allah’ın iradesi tecelli etmiştir. Bu muradı olabilir rızası olmayabilir. Biz kullar olarak yeniden rızasıyla iradesinin buluştuğu noktayı temsil etme durumuna yükselmeliyiz.
***
Demem o ki, 7 Haziran’da alınan yenilgi pek hafif bir yenilgi değil. Bu bir kesinti veya milat olmuş ve Türkiye’yi yeni bir döneme taşımıştır. Nasır’ın aldığı gibi büyük bir yenilgi olmayabilir. Veya o çapta olmayabilir. Lakin sonuç itibarıyla Nasır’ın kullandığı hafifletici tabire uygun bir sonuçtur. 7 Haziran seçimleri veya Ak Parti açısından yenilgisi Mısır’ın 5-10 Haziran tarihleri arasında yaşadığı 6 gün savaşlarına denk bir neticedir. 5 Haziran 1967 tarihinde Mısır ve Nasır’ın yenilmesine nasıl ki İsrail ve taraftarları şamata yapmışsa AK Parti’nin yenilgi almasından da en çok yine aynı cephe sevinmiş ve artıya geçmiştir. Binaenaleyh seçimler üzerinden AK Parti Mısırlıların ifadesiyle bir nekse dönemi yaşamıştır. Bundan sonraki gündem nekse karşısında toparlanmak olacaktır. Cephe sarsılmıştır. Karşı cephe (büyük CHP + yavru CHP, HDP ve dış uzantıları) en azından zaman kazanmıştır.
***
AK Parti’nin almış olduğu yenilgi tarihi olarak 5-10 Haziran 1967 tarihine tekabül ediyor. Böylece tarihin simetrisini bir kez daha yaşamış, güncellemiş oluyoruz. Menhus tarihler arasındaki bu simetri veya senkronik vaziyet Şerif Hüseyin ve oğulları ve İngilizler tarafından Arap Devrimi diye pazarlanan Büyük Arap İsyanı’nın patlak verme tarihine de tekabül ediyor. 10 Haziran 1916. Elbette birkaç gün arayla birlikte. Geçen yüz yılın felaket tarihlerinin gölgesi 7 Haziran tarihli seçimlerinin üzerine düşmüştür. Bu açıdan kısa vadeli bir sıkıntı ve kriz görünüyor. Türkiye kadrolarını ve anlayışını yenileyerek yoluna devam edecektir. Kadrolar üzerine taassup göstermenin bir yararı yok. Önemli olan ülkemiz İslam alemi ve insanlık için yararlı kadroları istihdam etmektir. 13 yıllık karne içinde bilhassa son iki yılda epey kırıklar görülüyor. Sadece bir tanesini söyleyeyim. Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in Mercedes’i bile polemik meselesi yapılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mercedes’in iadesi konusunda gereksiz bir hassasiyet göstermiştir. Denilmesi gereken husus şuydu: Biz makamını takdir ederek kendilerine zırhlı Mercedes tahsis ettik. Mercedes’i iadeleri ise kendi tevazu, güzelliklerindendir. Böylece Diyanet makamına da gölge düşürülmemiş olurdu. İlk günden yabancı basının gündemine düşen Çankaya’nın kara Fatmalar tarafından basılması söylemi ile de savunma alanının dışına çıkılmıştır.
Selahaddin Demirtaş, Türkiye’yi germeye ve tehdit etmeye devam ediyor. Ya haddini bilsin ya da bildirilsin. Türkiye tehdit altında yaşayamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.