Bizim “Evet”imiz Yunanistan’ın “Hayır”ı!
Yunanistan Avrupa’yla tarihî gerçekliği içinde konuştu, “hayır” dedi! Bizim “evet”imiz Avrupa’da Yunan’ın “hayır”ı kadar müspet tesir uyandıramaz. Bunu defalarca ve son olarak Kıbrıs’ta gördük: Kıbrıs Türkleri AB’ye “evet” dedi, masada Rumlarla anlaşma vardı… ABD ve AB’nin gözü önünde yürütülen müzakereler sonucunda artık müzmin Kıbrıs meselesi halledilecekti… Rum kesimi referandum yaptı ve anlaşmayı reddetti…
Karşılığı ne oldu? Rumların temsil ettiği, Türklerin hiçbir söz hakkının olmadığı Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi yapıldı. Üye olur olmaz da Türkiye’yi engellemek için elinden gelen-gelmeyen her şeyi yaptı…
Yunan İsyanı’nın iki yüzüncü yılına 5-6 sene kaldı…
Evet “Yunan isyanı”! Avrupa’nın Osmanlı’dan kopardığı ilk ülke Yunanistan oldu. Bizans’tan sonra Yunan devleti diye bir şey kalmamıştı. Madem Bizans’ı ihya edemiyorlardı, işe Yunanistan’la başlanabilirdi. Önce Rusya, sonra Avrupa ülkeleri Rumları isyana tahrik etti. Osmanlı’dan koparılacak bir arazi, onlar için hayati önem taşıyordu. Yunan isyanına bütün Avrupa destek verdi. Avrupa’nın entelektüelleri de Yunanistan için seferber oldu. Mesela meşhur İngiliz şairi Lord Bayron isyana destek için harekete geçti ve ölümü bu yolda oldu.
Sonunda Yunanistan’ın istiklâlini Bâbıali’ye kabul ettirdiler. Her devletin bir başı olur, tabii Yunanistan’ın da bir kralı olması gerekiyordu. Peki, Yunan kralı kim oldu? İsyancıların elebaşı mı? Genellikle öyle olur! Fakat Yunanistan’da böyle olmadı.
İngiltere öncülüğündeki Avrupa sömürgecileri Yunanistan krallığına Alman hanedanından 17 yaşındaki Bavyeralı Otto’yu uygun buldular. Prens Otto, ilk Yunan kralı olarak tahta oturtulduğunda daha reşit değildi! Bu yüzden 1835 yılına kadar ülkeyi naipler heyeti idare etti. Reşit olduktan sonra 1863 yılında tahttan indirilinceye dek Yunan Kıralı Otto idi...
Yunanlılar Otto’yu tahtından indirdiler. Bu sefer bari bir Yunanlı kral olmalı değil miydi? Bu sefer de Danimarka Kralı’nın 17 yaşındaki oğlu Prens William (1. George/Yorgi) kral yapıldı. 50 yıl saltanat süren George küçük Yunanistan’ı hayli büyüttü, hatta Selanik’i Yunanistan’a katmak üzereyken bu şehirde suikasta uğradı ve öldü (1913). Yerine oğlu 1. Kostantin geçti… Son Yunan kralı da bunun oğlu idi…
Yunanistan’ın Osmanlı’ya karşı büyüme hamleleri 1897’de karşılık gördü: Osmanlı Ordusu Dömeke’de Avrupa destekli Yunanistan ordusunu perişan etti. Ordumuz Atina’ya girmek üzereydi… Bütün Avrupa devletleri araya girdi ve Yunanistan kurtarıldı!
Avrupa’nın kullanışlı gücü Yunanlılar Osmanlı devletinin en zor zamanında, Birinci Dünya Savaşı’nın akabinde İzmir’e asker çıkardılar. Anadolu içlerine doğru epeyce ilerlediler, fakat Avrupa güçleri, Yunanlıların Anadolu’da tutunmasının mümkün olmadığının farkında idi. Nitekim, bozguna uğradılar, fakat Osmanlı Devleti’nin tasfiyesi için bu yetersiz düşmanın sonuçsuz hamlesine ihtiyaç vardı, ancak o şekilde Türkiye’de yeni bir iktidar merkezleşmesi oluşabilirdi.
Yunanistan Lozan’da sanki mağlup olmamış muamelesine tabi tutuldu. Uyduruk bir savaş tazminatı ile kurtuldu: 1920 mayısında işgal ettikleri ve Milli Mücadele boyunca ellerinde tuttukları Karaağaç arazisi ile istasyonu!
Batı iradesi 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 12 adaları İtalya’dan alıp Yunanistan’a verdi, böylece sonu gelmez bir ihtilaf kaynağı oluşturdu. Aynı zamanda Türkiye’nin batıdaki deniz sınırları tahdit edilmiş oldu.
Yunanistan ne bir zaman badire atlatsa, Avrupalı hamilerinden destek gördü. Onun AB’ye alınması bu himayenin bir sonucudur. Yoksa Yunanistan’ın ne siyasî yapısı, ne ekonomisi AB üyesi olmaya uygun değildi. 1981’den beri kredilerle, hibelerle Yunanistan’ın refahı şişirildi. Şimdi böyle bir halktan kemer sıkması isteniyor! Niye sıksınlar ki?
Sıkıysa AB Yunanistan’ı üyelikten çıkarsın! Elbette bir çözüm bulacaklar. Yunanistan Türkiye değil ki, “batsın bu ülke” desinler!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.