Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İran’ın Kadir Gecesi Denkleştirmesi

İran’ın Kadir Gecesi Denkleştirmesi

İran nükleer anlaşmayı tarihi veya kutsal bir güne veya geceye denk getirmek için epey gayret sarf etti. Sonunda başardı da. Bilindiği gibi İran oyalama taktiklerinde ustadır. İran neden anlaşmayı 14 Temmuz gününe kadar sarkıttı? Kendisine göre bir uyarlama ve ayarlama ile Kadir Gecesi’ne denk getirmek istedi de ondan. Böylece anlaşma kutsal hale gelecek! Yoksa anlaşma metni 30 Haziran’da imzaya hazırdı. Zamana yayıldı ve dalgalanmaya bırakıldı. Ardından imza için süre bir hafta daha uzatıldı. Nihayetinde 7 Temmuz için söz kesildi ve karar alındı. Lakin uzatmalar bitmedi ve devam etti ve bir hafta daha sarktı. İranlıların son an ve son dem diplomasisi veya bıçak sırtı diplomasisi meşhurdur. Böylece sarkıta sarkıta sonunda anlaşmanın imzalanmasını Kadir Gecesi’ne denk düşürdüler. Helal olsun! Böylece kendilerine manevi bir pay çıkartıyorlar. Ben kestirmeden söyleyeyim bu yöntemleriyle Enver Sedat’ı taklit etmiş bulunuyorlar. İran’ın 5+1 ülkeleriyle imzalamış olduğu antlaşma ile birlikte Ali Hamaney ile Sedat halef selef oldular. Zira bu anlaşma İslam dünyasının yararına olmaktan ziyade zararınadır. Birinci Camp David, Mısır ile İsrail arasında düşmanlığı sona erdirdi. İran Camp David’i ile de Batı ile aleni ve resmi dostluk köprüleri kuruluyor. Bu anlaşma sadece İsrail ve İran’ın çıkarlarına hizmet etmektedir. Ümmete bir ihanettir. İran’ın eli kolu çözülecek ve bölgede cirit atacaktır. Her ne kadar İsrail veya Netanyahu Batılı ülkelere verip veriştirse de sonuçta tarziye ile razı edilecektir. Hoş Maariv gazetesinin de yazdığı gibi İsrail bölgede her pazarlıktan ve anlaşmadan kendisine pay çıkartır. Batılılar da ağlamasını iyi beceren İsrail’e sus payını verirler. Hala birileri İran ile İsrail arasında kayıkçı kavgasına aldanıyorlar. Siz fiiliyata bakın. Hazreti Ali’nin ifadesiyle İran ve İsrail doğruları hep yanlışlara basamak ve ulaşmak için kullanırlar. Kadir Gecesi’ne denk getirme işi de böyle bir tertiptir. Batılılara veryansın eden Netanyahu, batılıların Amerikan bayrağı yakan Ali Hamaney’i memnun etmek için sıraya girdiğini söylüyor. El hak doğrudur. Bununla birlikte Ali Hameney’in Amerikan bayrağı veya İsrail bayrağı yakması çok mu önemlidir? Gösteri amaçlı ve odaklı olmasın sakın?

Bez yakmakla sadece taraftarlarını ve saf zümrelerini selam gönderiyor. Nitekim, Ali Hamaney ve bende ve emsallerinin eylemleri bana Yunus Emre’nin bir sözünü hatırlatır: “Dervişlik olsaydı tâc ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka! Amerikan düşmanlığı bayrak yakmak ile ispat ediliyorsa kolayı var. Birkaç bez parçası bulup biz de bu işi yapabiliriz! İran ile 5+1 ülkeleri arasında yapılan antlaşma büyük bir sahtekarlıktır. Kadir Gecesi’ne denk getirilmesi de tüy dikmedir. Hoş Acemlerin Kadir Gecesi her zaman bizden birkaç gün ya ileri ya geri atar. Ramazanı denkleştirdiğimiz görülmemiştir. Çünkü onlara göre Sünnilere her şeyde muhalefet esastır. İnançları bunun üzerine kuruludur. Antlaşma günü Kadir Gecesi hesabımıza uymamışsa bunun nedeni onların her ayrıntıda bize muhalefet etmelerindendir. Lakin onların Kadir Gecesi’ne uymuştur. Müslüman olmadıkları halde veya eklektik bir din oldukları halde Kadir Gecesi veya Kadir Suresi’ni tebcil etmek ve okumak Yezidilerde de vardır.

Kaderin cilvesine bakın!  Camp David anlaşmasını kotaran Amerikan Başkanı Carter’dır. 1979 yılının en önemli iki olayından birincisi, 11 Şubat İran devrimi ikincisi de Camp David antlaşmasıdır. Her ikisi de Carter’ın başkanlık dönemine rastlamıştır. Carter tarafından yüz verilmeyen Şah Sedat tarafından ağırlanmış ve burada vefat etmiştir. Şimdi İkinci Camp David anlaşması da bizzat Carter’ın güncel silüeti ve izdüşümü ve halefi olan Obama tarafından kotarılmıştır. Obama aynı zamanda Hüseyin ismini taşımaktadır. Lakin bu Hüseyin Suriye, Mısır ve Filistin olaylarında ümmetin Hüseyin’i olmadığını göstermiştir. Gidişatı Şiilerin Hüseyin’i olduğunu doğrulamaktadır. 1979 yılındaki Camp David antlaşması da, geri zemininde bazı tevafuklar barındırmıştır. Bu da 6 Ekim (Tişrin-October) 1973 savaşının hem Yahudi orucuna hem de Müslüman orucuna denk gelmesidir. Yani Yahudiler Yom Kippur’da oruç tutarlar ve bu nedenle de onlar bu savaşı Yom Kippur Savaşı olarak anarlar. Müslümanlar da bu savaşı 10 Ramazan Savaşı olarak anıyorlar. Şimdi oradan hesap ve çetele tutarak İranlıların zorlama ile antlaşmalarını Kadir Gecesi’ne denk getirmelerini hatırlayın! İyi numara! Devrimleri gibi İran ve İslam dünyasına İslam adına iyi bir pazarlama. Adamların mahareti önünde şapka çıkartılır. Bu işi kotaran da Zarif adlı şaklabandır. Kendisi Mason ve Yahudi bozması John Kery karşısında esip gürledikten sonra anlaşma günü sükunete ermiş ve etrafa gülücükler dağıtmaktadır. Tersinden Nejad karakterini temsil eder. Zıt görünümlüsüdür. Her ikisi de Ali Hamaney’in palyaçosudur.   

Velev ki, Sedat gibi savaşınız veya barışınız ramazan ayına hatta Kadir Gecesi’ne denk geldi! Bu tarih önünde ve İslam dünyası önünde ayrılığa alet edilmekten başka ne anlam ifade etmiştir ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi