Ve Bayram...
Her şeyden önce şu soru: “Günümüzde dünya Müslümanlar için bayram etmeye müsait bir yer mi?”
Dünya ahvaline bakıp da buna “evet” demek zor.
Sayacağım ülkeler: Afganistan, Irak, Suriye, Filistin, Yemen, Mısır, Libya... Orta Afrika’nın “İslâmist terör” tehdidi altındaki ülkeleri... İslâm dünyası diyebileğimiz âlemin önemli bir bölümü...
Hangi şartlarda ve nasıl bayram edecekler?
Türkiye tarafındaki Suriyeliler bayram etti diyelim, sınırın öbür tarafında bayram mümkün mü?
Kudüs bu şartlarda neyin bayramını yapacak?
Bu arada devrimizde İslâmın baş belâsı, adı bile doğru dürüst yazılamayan (kimi DAEŞ diyor, kimi DEAŞ, kimi DAİŞ), kendini “İslâm devleti olarak” ilân eden kökten teröristler, Müslümanların tarihî izlerini, medeniyet geçmişini silerken, bayram namazını da kaldırıvermiş!
Bid’atmiş!
Asıl bidat, yani sonradan çıkmış kötülük, sizsiniz!
Bektaşî babasına da haksızlık etmeyelim, bunlar o babalara da kurban olsunlar; fıkra bu misal olsun diye söylüyorum. Hani bektaşî babası yeni valiyi tebrik ziyaretine gitmiş, lâf arasında da “paşam sizin vilayetimize kademiniz uğurlu geldi” demiş. Vali sebebini sorunca “siz geldiniz ramazan bir gün eksildi, 29 gün oldu!”
IŞİD daha ileri gitmiş: 28 güne indirivermiş ramazanı! Astronomi hesapları bidatin dikalası, hadi onu bir kenara bırakalım. Yine de kamerî ayda 28 olmaz. Ya 29’dur, ya da otuz. 31 de yok!
Buna rağmen ramazanı 28’e indirdiklerine göre, bakarsınız önümüzdeki yıllarda bu indirimlere devam ederler!
Bu sakil kafa hep “Kur’an’da var mı?” sorusunu soruyor ve kendi cehalet seviyesine göre saçma sapan cevaplar veriyor.
Kur’an’da olan, vahyin muhatabı, dinde örneğimiz ve önderimiz Hz. Peygamberin uygulamalarıyla ve sözleriyle hayat buluyor. Uygulamadaki bazı farklılıklar mezhepleri ortaya çıkarıyor. Bu çeşitlilikte de rahmet var.
Kur’an’da zikredildiği ile namaz kıl bakalım...
Eğer peygambersiz bir İslâm düşünüyorsan bunu yaparsın.
Müslümanların zihni 20. yüzyılda ciddi şekilde teşevvüşe maruz kaldı. Geleneğin bilgilendirme sistemi yıkıldı, modern öğretim dine her ülkede bir şekilde tavır takındı, en hafifi mesafeli durdu.
Kimi kendi sözünü dine söyletmek istedi, kimi dini etkisizleştirmek, hayatın dışına çıkarmak için hareket etti. Bu alandaki bilgi kirliliğinde oryantalizmin payı yok mu? Vardır elbette fakat sorumluluğu oryantalizmin üstüne yıkıp işin içinden sıyrılamayız. Selefilik iddiasıyla ortaya çıkanların meydana getirdiği tahribat sadece yüzyıllar boyunca ortaya konulan umran eserleriyle sınırlı mı sanıyorsunuz?
Bayram günü bunlar üzerinde mi kafa yormalıydık? Bayram sevincinin yerini matem burukluğu mu almalıydı?
Sabahtan haber yok, ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara
Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?
Abdürrahim Karakoç’u rahmetle anarak bütün okuyucularımızın, cümle müminlerin bayramını tebrik ediyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.