AK Parti’nin akilanından, üç dönemliklerden olduğu için seçim dışı kalan, hem de eski bakanlardan biri konuşmuş,

“CHP ile koalisyon daha yahşi olur” diye...

AK Parti-CHP birlikteliğinin iki türlü kolaylığı olabilir: Birincisi AK Parti CHP gibi iktidar ihtiyacı olan bir partiye katlanmaya razıysa. İkincisi, ihtiyaçlı CHP şimdiye kadar öne sürdüğü iddialardan vazgeçmeyi kabullenirse. 

Burada görünür en ağır yük, CHP liderinin Cumhurbaşkanı ve kendi tabirleriyle “kaçak saray” muarızlıkları... Bu uzun süren seçim kampanyasının bir numaralı konusu idi. Diyebiliriz ki, söylemedik lâf bırakmadılar. 

Kabineyi kurmakla görevlendirilen Ahmet Davutoğlu bu hususta kararlılığını defalarca kamuoyu önünde beyan etti. Kabine, Cumhurbaşkanı’nın ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni kabul üzerine kurulacak...

CHP bunu kabul eder! (Yazının sonunda nakledeceğimiz fıkra mucibince.) Benim korkum o değil, asıl CHP siyaseti ile AK Parti siyasetinin nasıl uyuşacağı. En çok da dış siyasette sıkıntı çıkabilir. 

Ahmet Davudoğlu halen yürütülmekte olan Suriye siyasetinin mimarı. CHP de bu siyasetin belli başlı muarızlarından. Halk TV’de bir açık oturuma rastladım, bu siyasetin nasıl bir hamakat zeminine sahip olduğunu gördüm. Konuşmacı diyor ki, “Türkiye Suriye’ye hiç bir şekilde müdahale edemez. Devletler hukuku devreye girer, çok fena olur!”

Suriye’ye müdahale etmeyen devlet mi kaldı? Tabii muktedir olanları kastediyorum. Suriye’nin bazı bölgeleri elan ABD ve müttefikleri tarafından bombalanıyor! Rusya’nın, Çin’in denklemin içinde olduğunu sağır sultan değil kör başkan bile biliyor... İran’ın fiilen işin içinde olduğunu yetkilileri de saklamıyor...

Türkiye Mürşitpınar bölgesinde IŞİD veya PYD’nin bir hamlesine karşı harekete geçeceğinin sinyallerini veriyor... Tabii bu ABD’yi harekete geçiriyor. Uzun vadeli hesapları için Türkiye’nin teskin edilmesi lâzım. 

Diyebiliriz ki, “AK-Cumhuriyet” koalisyonu kurulursa, buna ihtiyaç kalmayacak! Çünkü CHP’li hükümet ABD siyasetine yakın durduğu gibi, Şam kasabı ile de ilişkileri geliştirmek isteyecek...

Bunun CHP için hayatî bir konu olduğunu tahmin etmek zor değil. CHP kaç kere Esed’e hayat öpücüğü kondurdu?

Sayısını ben unuttum. Yüksek seviyede heyetler Şam’a kaç kere gidip geldi? 

Şam’dan kaç ağzı kulaklarında açıklama yapıldı? 

AK Parti-CHP Hükümeti’nin dış siyasette Türkiye’nin elini kolunu bağlama hükümeti olacağı kanaatindeyim. CHP, Esed veya üst akıl adına sürdürdüğü muhalefeti hükümete taşıyacak. Dışarıdan sürdürülen muhalefet içeride kararları etkileyecek bir konuma ulaşacak... Güç merkezleri bu yüzden CHP’nin koalisyona girmesini istiyor. 
türkiye’nin Suriye konusunda siyaset değişikliğinin bedeli ne olur? Hesabı çok zor...

Gelelim ilgili fıkraya: Vakti zamanında Hasankale belediye başkanı bir kurtuluş yıldönümünde konuşuyormuş. “Uruslar de şurdan geldi, ben aldım martinimi şu kadarını yere serdim, yüz geri kaçtılar tozunlarına yetişmek ne mümkün...” O günleri görmüş bir kadıncağız da başkanın konuşmasını hayretle dinliyormuş. Sonunda dayanamamış “ula seni o sıralar sokakta gören olmadı, niye yalan konuşuyorsun” demiş. Cevap: “Halt etme Behile, bu bir nutuktur!”

CHP’lilerinki de “seçim konuşması”, olur öyle şeyler!