Çocuklar cahil kaldılar
Beklenen oldu, kırk derece sıcakta meclis araştırması teklifi reddedildi.
Teklifi veren CHP, amacının "terör olaylarının nedenlerini araştırmak" olduğunu belirtmişti. Böylece, öğrenememiş oldular!
Yani, CHP terörün nedenini çok merak ediyor ama bir türlü araştıramıyor, bulamıyor, öğrenemiyor. Yazık değil midir bu kuzulara?
Kim yapıyor bu terörü, niçin yapıyor? Keşke araştırılsaydı, belki altından Çakal Carlos çıkacaktı, belki Tupamaros gerillaları... Hani vallahi IRA ya da ETA bile çıkabilirdi!
Emre Aköz iyi ki hatırlattı: Bu memlekette bir de "Atatürk cahilleri" vardır.
Biz bunları muhalif basında görmeye alışmıştık. Örneğin, "Atatürk Türkiye'ye demokrasiyi getirdi" yazan, koca durumundan köşe yazarı yapılmış kadıncağızlar... "Türkiye'de otuzlu yılların sonlarında çok partili sisteme geçmek için gerekli bütün hazırlıklar yapılmıştır" yazan körkütükler...
Meğerse bunlara Deniz Baykal da katılırmış.
Öbür zavallılara, gereksiz yere işgal ettikleri köşelerden bu tür saçmalıkları yüzünden el çektirildi, olsa Baykal bambaşka bir nedenle koltuğunu kaybetti. Keşke Baykal CHP Genel Başkanlığı'ndan o çirkin yöntemle değil de "saçmaladığı için" uzaklaştırılsaydı...
Ama o zaman Kılıçdaroğlu'nu ne yapacaksınız, kazığa mı oturtacaksınız?
Sayın Baykal, belki hatırlayan çıkar, "Allah kimseyi Kemal Bey'in eline düşürmesin" demişti, Kemal Bey'le mutlu günlerinde...
Meğerse daha başka incileri de varmış, yıllar geçip gidiyor, unutmuşuz.
Can Dündar'ın bir belgeselinde "Atatürk'ün sofrasının" yansıtılma şeklini beğenmemiş. (Belki de beyaz leblebiyle rakı makı içiliyordu, acaba Safiye Ayla da var mıydı? Ben seyretmedim, bilmiyorum.)
"O sofra cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır" demiş.
Hiçkimse o sofrada "meşrutiyet" coşkusunun yaşandığını ya da herkesin karalar bağlayıp murt gibi oturduğunu iddia etmiyor.
Asıl zurnanın zırt dediği yere de şimdi geliyoruz, Baykal şunu da demiş:
"Atatürk, kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde (herhalde buna F.D. Roosevelt de dahildir, Ramsay MacDonald, belki Edouard Daladier hatta Leon Blum falan da!), bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi... Hep çoğulcu demokrasi istedi."
Sayın Baykal'dan (kendisi doçenttir) bu iddiasına somut kanıtlar getirmesini bekliyoruz.
Örneğin önümüzdeki Kurban Bayramı'nda, Antalya Kaleiçi Mahallesi'ndeki Tekeli Mehmet Paşa Camii'nde namazını kıldıktan ve Avcuoğlu Börekçisi'nde serpme böreğini yedikten sonra denizde kulaç atarken sudan kafasını çıkarıp muhabir arkadaşlara bu konuda kanıtlar sunabilir...
İsterse daha da ileri gidip "Türkiye'nin önünü açalım" falan da diyebilir tabii...
AKP yöneticileri de bakarlar bakarlar, "bunların en okumuşu böyleyse biz daha ne seçimler kazanırız" diye sevinirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.