Koalisyon, Ekonomi, İnşaat ve Ötesi...
Son günlerde şehirleşme, yapılaşma ve mimarisine yönelik başarı hikayelerini daha fazla takip etmeye başladım.
İster gelişmiş ülke olsun, isterse gelişmemiş; dünyanın her tarafında şehirleşmede yepyeni uygulamalar deneniyor.
Sıfırdan yapılan şehirler, kentsel dönüşümde olanlar, renöve edilenler, hızla yapılaşmalar, marka kent projeleri gibi farklı yönleriyle ilginç örnekler bir nevi yarışıyor.
Dünyadaki nüfus hareketleri, turizm potansiyelleri, kırsaldan kente göç, sanayi ve ticaret ile milli gelirdeki artış şehirlerin yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor.
Şehirleşme demek inşaatın lokomotif sektör olması demektir.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), periyodik olarak yayınladığı 3 aylık inşaat sektör analizlerinin bir yenisini dün yayınladı. Bu analizle birlikte yılın ilk yarısıyla ilgili durumu ve önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasına yönelik yol işaretlerini daha iyi görebileceğiz.
Müteahhitler, diğer sektör temsilcileri gibi belirsizlikten tedirgin olmaya başlamışlar: “Seçimler bitti, yeni gündemler oluştu ancak ekonomi hâlâ gündem dışı” diyorlar.
Tedirginlikte haklılar. Çünkü dünyada ikinci sırada yer alacak kadar küresel oyuncu haline gelen müteahhitlerimiz, aldıkları projelerde ve konumlarında daha kararlı adımlar atmak istiyor.
Mesela, Türkiye, 2015 yılının ilk 6 ayında yurtdışında 8.2 milyar ABD Doları değerinde 69 yeni proje üstlenmiştir. İlk 5 ülke sırasıyla Türkmenistan (yüzde 31.6), Cezayir (yüzde 25.3), Rusya Federasyonu (yüzde 21.9), Suudi Arabistan (yüzde 8.5) ve Azerbaycan (yüzde 4.9) oldu.
Türk Müteahhitlerin, 1972’den 2015 Haziran sonuna kadar 104 ülkede üstlendikleri 8 bin 606 projenin toplam bedeli 312 milyar ABD Dolarına ulaştı.
Dünya, kaldırılacak ambargoya bağlı olarak İran’da beklenen altyapı seferberliğinin yurtdışı müteahhitlik hizmetleri açısından geniş bir pazar yaratacağı ve buradan alacağı payı hesap ediyor. İşte bu konuda İran ve Türkiye arasındaki siyasi gelişmelerin belirleyici olması bekleniyor.
Finans piyasalarının güvenini tesis edecek bir ekonomi yönetimi ve gerçekleşmesi planlanan yapısal reformlara ilişkin yol planı bütün sektörler gibi müteahhitler tarafından arzu ediliyor.
Ekonomik açıdan kaybedilen 2015 yılı gibi 2016’nın da kaybedilmemesi için yapısal adımlar atılması da sektör analizleri arasında yer alıyor.
Geleneksel iş alanlarımızda riskler, yeni potansiyel pazar aramayı zorunlu kılıyor. Sahra altı Afrika, Güney Amerika gibi. Buradaki potansiyeller takip edilmesi zorunluluk arzetmeye başladı.
Yazımın girişinde özellikle şehirleşme konusunda dünyadaki yaklaşımlara işaret ettim.
İnşaattan anladığımız sadece gecekondunun yerine gökdelen yapmak değildir.
Ranta bağlı bir yapılaşma, gelecekte çok daha büyük sorunlar ortaya çıkaracaktır.
TMB’nin sektörel analizleri yol haritamızı çizerken, başta mimarlar ve şehir plancılarıyla yepyeni ufuk projeler çıkabilir. Koalisyon görüşmelerinin öncesinde, bu bağlamda bir çerçeve modülü oluşturulması gerekiyor.
Aksi takdirde birileri rant elde ederken, yine insanlarımızın kaotik ortamda yaşamaya mahkumiyeti sürüp gider.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.