Kimdiiir onlaaar, kimdiiir onlaaar?
Çoktan unutulmuş gitmiş, tastamam yüz altı yıllık bir marştır bu: "Kimdir onlar, kimdir onlar?" diye başlar.
İkinci satır bu soruya yanıttır: "Hareket ordusu, bereket ordusu!"
Bu, Selanik'ten kalkıp İstanbul'a 31 Mart ayaklanmasını bastırmaya gelen "toplama"İttihatçı ordusunun marşıydı.
Başlarında Enver (görünürde Mahmut Şevket Paşa.)
"Abdülhamid'i tutan" halk arasında da ikinci dizeyle şöyle dalga geçilirdi: "Hareket ordusu, lahana turşusu!" Bugün de buna benzer bir "ordu" bozuntusuyla karşı karşıyayız:
Türkiye'nin bölünüp bir kısmında bir Kürt devletinin kurulmasını şiddetle isteyen Türk aydınları ordusu!
Toplasan belki yirmi kişiler ama sesleri çok çıkıyor. Kimisi benden büyük, kimisi benden küçük, bizim kuşak sayılır.
Kafalarını seksenli yıllarda kaldırmışlardı ama esas olarak 1995'te parti kurunca palazlandılar:
YDH... Yeni Demokrasi Hareketi.
İki özellikleri öne çıkıyordu. Bir, utanmadan İstanbul sermayesinin desteğini almış "eski Marksistler" olmaları, iki, "Kürtler'i bırakalım gitsinler" havasına girmeleri...
1995 seçimlerinde yüzde 0.48 oy toplayarak burun üstü yere çakıldılar.
Şimdi eski havaları yok, yaşları da ilerledi tabii, az satışlı birtakım "marjinal" yayın organlarında boy gösteriyorlar, ya da son sığınakları olan Internet sitelerinde.
Önceleri büyük bir coşkuyla Tayyip Erdoğan'ı ve AKP'yi desteklediler, bürokratik vesayeti gerilettiği için, sonra ne olduysa oldu, gözlerine ne göründüyse göründü, birdenbire sırt çevirdiler.
Ne olmuştu? Ne olacak, Avrupa Birliği mahfillerinden bu yönde bir talimat gelmişti.
Hele hele, kaymağını yedikleri FETÖ cephesinden de böyle emir alınca... İçlerinde maaşı Virginia eyaletinin Langley kasabasından alan "proje çocukları" bile vardı.
AKP iktidarıyla olan dertleri bizim sorunumuz değildir, ama "Tayyip düşmanlığı" gözlerini karartınca çok büyük bir namussuzluk ettiler:
Barış sürecini baltalamak için ellerinden gelen herşeyi yaptılar!
En başından beri Kürtler'e "barışa yanaşmayın, Tayyip sizi kandırıyor" propagandasına giriştiler.
Bir gazeteci arkadaşımızın deyimiyle "kuvvetli bir güvensizlik kaşıması" yapıldı.
PKK'ya "silah bırakmayın, silahları sınır dışına çıkarmayın" çağrıları da yapıldı.
Hatta, "Kobani direnişinin meyvelerini derleyin, bu ivmeyi kaybetmeyin, haydi şimdi bunu bir devlet ilanına dönüştürün" diyecek kadar ileri gidenler bile çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa'nın "güçlü Türkiye" korkusuna, birilerinin de Tayyip nefretine feda ediliyordu...
Günün birinde hesap vereceklerdir.
FETÖ'yle ilişkileri ve bunun boyutu da kabak gibi ortaya çıkacaktır.
Peki kimdir onlar, kimdir onlar? İsimlerini açıklayalım mı?
Gerek yok. İstihbaratta listesi de var, hepsinin dosyası da.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.