Cihangir İşbilir

Cihangir İşbilir

Girdaptan Çıkmak Şart

Girdaptan Çıkmak Şart

7 HAZİRAN seçimleri sonrası Türkiye’de ortaya çıkan tablo ve son günlerdeki artan terör olayları hiç şüphesiz en çok bölgede sistematik ‘devlet terörü’ uygulayan Suriye, Irak ve İsrail gibi ülkeleri ve eli kanlı darbe rejiminin hüküm sürdüğü Mısır’daki cuntayı memnun ediyor. İçerde kendi sorunlarıyla boğuşan ve kanamaları olan bir Türkiye, işgal, katliam, kan ve gözyaşı üzerine iktidar bina eden hükümetler için bulunmaz fırsat…  

Suriye’de halkın onurlu direnişini ve taleplerini beş yıldır türlü fitnelerle boğan ve sürekli mutasyona uğrayıp boyut ve şekil değiştiren, ulusal, bölgesel ve küresel bir lobi var. Bu lobinin son oyuncağı malum DAEŞ. Bu terör şebekesi öyle ‘tılsımlı’ bir maske ve ‘kullanışlı’ bir oyuncak oldu ki, ne Esed’in defalarca kullandığı kimyasal silahlar ne varil bombalarıyla yapılan katliamlar ne de koalisyon güçlerinin PYD’nin önünü açan ve Esed rejimine nefes aldıran operasyonları konuşulur oldu. Varsa yoksa DAEŞ! DAEŞ’i doğuran, üreten, besleyip canavarlaştıran aktörlere ve rejimlere dokunmak yasak! Bu durumun en feci ve utanç verici tarafı Suriye’deki insani dramı da perdeliyor oluşu. Yakın tarihin en büyük insani felaketinin yaşandığı Suriye’ye ve Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım kampanyaları gündemimize geliyor mu son zamanlarda? Maalesef hayır! Çünkü DAEŞ ve DAEŞ’e karşı oluşturulan koalisyon ve Türkiye’nin DAEŞ’i desteklediği iftiraları ürkütücü bir enformatik cehalete sebep oluyor. 

Belli ki bir yerden düğmeye basılmış ve Türkiye’yi DAEŞ’le etiketleyen lobi, Türkiye’nin askeri operasyonlarına rağmen durmak bilmiyor. “Türkiye DAEŞ’i bombalamıyor, Kürtleri katlediyor” kampanyası tam gaz devam ediyor çünkü. 
Aynı anda tüm terör örgütlerine karşı başlatılan harekât sadece içerde değil, uluslararası sahada da bazı karanlık odakları ürkütmüş olmalı ki, Türkiye’nin inisiyatif alan harekâtını karapropaganda ile boğmak ve akim bırakmak için küresel bir çark habire dönüyor. 

Mısır’daki cunta rejimi bile Sina’daki DAEŞ’e yakın grupları Türkiye’nin desteklediği iddiasını ortaya atabiliyor pervasızca. Böylelikle sivil göstericilere karşı devlet terörü ugulayan ve seçilmiş hükümeti darbe ile görevinden uzaklaşan darbe yönetimi, ‘terörle mücadele’ kılıfı altında kendine meşruiyet sağlamaya çalışırken uluslararası odakların hedefindeki Türkiye’yi hedef seçebiliyor. 

Cuma günü Filistin, Nablus’ta İsrailli bir grup terörist (gazeteler nedense sadece “yerleşimci” diyor) Filistinli bir ailenin evini kundakladı ve 18 aylık Ali isimli bebek yanarak can verdi. Gün geçmiyor ki terör devleri İsrail, devlet terörüyle bir Filistinliyi katletlemesin! 

Hesap sorul/a/mayacağını bildikleri için Mısır’daki darbeciler, Suriye’deki Esed rejimi ve İsrail’deki terör hükümeti, aynen PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerinin Türkiye’deki seçim sonuçlarını fırsat bilmeleri gibi, Türkiye’deki kriz ortamını fırsat bilip terör uygulamalarında vites büyütüyorlar. 

Türkiye’deki bir kesim ısrarla Ak Parti hükümetinin ve Erdoğan’ın dış politikadaki “başarısızlıkları”ndan dem vursalar da Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu evsafta ve çapta mazlumların haklarının savunulduğunu unutmayalım. Daha iki gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin’de, Doğu Türkistanlılarla ilgili temaslarda bulundu ve BMGK üyesi Çin’e “Dünya Beşten Büyüktür” meselesini dile getirdi.  

Türkiye’nin 7 Haziran sonrası sürüklendiği girdap sadece içerdeki terör şebekelerini hareketlendirmedi, bölgemizdeki terör devletlerini ve diktatörleri de iştahlandırdı. 

Bir an önce bu girdaptan çıkmak, kanamayı durdurmak ve ayağa kalkmak şart! 

Yoksa kötü, çok kötü günler bekliyor İslam Dünyası’nı… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihangir İşbilir Arşivi