Aydın Doğan’a samimi tavsiyemdir
Reuters’a konuşan Aydın Doğan sözümona uzlaşma mesajları vermiş. Hem nalına, hem mıhına... Hem, ‘Başbakan’ın bize saldırması kendisi adına talihsizliktir’ deyip aba altında sopa göstermiş, hem de ‘tartışmanın ne kadar süreceği hükümete bağlı’ diyerek topu uygun bir alana atmış.
Doğan ‘tok satıcı’ ayaklarına yatıyor ama, bu tartışma, iki taraf adına da talihsizliktir.
Daha çok Doğan adına talihsizliktir.
Birincisi, grubunun çıkarlarını savunuyor, iyi de ediyor, ama kullandığı enstrümanlar çürük.
Düpedüz yalan yazıyor...
Haksızlık ediyor...
Bunu yaparken de, gazeteciliğin en temel kuralını çiğniyor; dosya biriktiriyor.
Mehmet Yakup Yılmaz bu yapılan işe ‘gazetecilik’ diyebilir.
Diyor da...
Fakat, nereye giderseniz gidin, bunun adı ‘şantajcılık’dır.
İkincisi, Aydın Doğan yanlış adamlarla oynuyor.
Kavgasını, piyasada hiçbir prestiji, hiçbir değeri olmayan küfürbaz yazarlarla veriyor.
Fatih Altaylı yazmıştı.
Aydın Doğan, bundan sonra nasıl bir ‘strateji’ izleyeceklerini belirlemek üzere yazarlarıyla yemekte bir araya geliyor.
Önce klasikleşmiş cümleleriyle lafa giriyor ve şunları söylüyor: ‘Yorum hür, haber kutsal ve tarafsızdır. Ben size karışmam, ama...’
Sonra, Gaziantep Belediyesi ile ilgili haberin yeterince sağlam olmadığını söyleyerek esas meseleye geliyor: ‘Arkadaşlar sizden bir ricam var. Lütfen bugünlerde beni sıkıntıya sokacak haberler yapmayın.’
Sonra da yazarlarının fikrini soruyor: ‘Bundan sonra ne yapmalı?’
İlk aklı Fatih Çekirge veriyor.
Fatih Çekirge kim mi?
Bir aralar Hürriyet’in Ankara temsilcisiydi.
Sonra Cem Uzan’ın star gazetesine genel yayın yönetmeni oldu.
Uzan’ın himayesindeyken, ‘bidon kafa’ Yılmaz’la elbirliği edip, bugün maaş aldığı adama (Aydın Doğan’a) manşetten küfürnameler döşeniyordu.
Elini kaldırıp söz alan Çekirge şöyle diyor: ‘Aydın Bey, bu size yönelik topyekün bir saldırıdır. Burada amaç bellidir. Sizi bitirmek istiyorlar. Bu bir ölüm kalım mücadelesidir. Burada ya siz kazanacaksınız ya onlar. Geri adım atmamalıyız. Savaşmalıyız.’
Bu söz üzerine masadakiler gülüşüyor.
Çünkü, Çekirge, bir dönem (star’ın genel yayın yönetmeniyken), benzeri sözleri Cem Uzan’a da söylemişti: ‘Patron, asker bunları indirecek. Sürekli askerlerle konuşuyorum, seni destekliyorlar. Mücadeleye devam.’
Çekirge’den sonra Mehmet Yakup Yılmaz söz alıyor.
O da ‘mücadeleye devam’ diyor.
Mehmet Yakup Yılmaz, biliyorsunuz, Sabah gazetesiyle el sıkıştıktan sonra tekrar ‘yuva’ya dönmüş, ‘Nerede peki senin dürüstlüğün? Nerede verdiğin sözler?’ sorularını yanıtsız bırakmıştı.
En serinkanlı değerlendirme Ertuğrul Özkök’ten geliyor: ‘Heyecana kapılmayalım, sağduyulu davranalım’ diyor.
Buradan da anlıyoruz ki, Aydın Doğan ciddi sıkıntı içinde.
Kendisine tavsiyem şu olabilir.
En serinkanlı değerlendirmeyi yapan Ertuğrul Özkök dahil, bütün adamlarını gözden geçirsin.
En cahil, en küfürbaz, en ‘nato kafa nato mermer’ adamlar Doğan Medya Grubu’nda çalışıyor.
Merkez medyanın en büyüğü olma iddiasındaki Hürriyet, bu adamlar eliyle giderek marjinalleşiyor ve Cumhuriyet’leşiyor.
Benden hatırlatması...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.