Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Tarihin Büyük Parantezi Kapanıyor

Tarihin Büyük Parantezi Kapanıyor

Zaman tünelinden, parantezinden çıkıyoruz. Daha doğrusu zaman ayarlı bir huruç hareketiyle ve vaktiyle karşı karşıyayız. Hazreti Musa’nın Mısır’dan çıkışı mekan ayarlı ve coğrafi bir çıkıştı. Tih Çölü’nden çıkışı ise terbiye maksatlı olarak zaman ayarlı bir çıkıştı.  Biz ise hem zaman ayarlı hem de mekan ayarlı bir çıkış devresiyle karşı karşıyayız. Rivayetlere göre Beni İsrail Yusuf  (Aleyhisselem) ile birlikte Mısır’a gidişlerinden sonra bu ülkede yaklaşık 400 yıl kalırlar, yaşarlar. Burada bazı sosyal hastalıklar kaparlar. ‘Üzüm üzüme baka baka kararır’ misali bunlar bulaşıcı hastalıklardır. Buzağıya tapınmak ve hayat tutkusu ve ölüm korkusu gibi. Mısır’dan çıkışlarından sonra bu kalıntı hastalıklardan dolayı doğrudan Arzı- Mev’ud’a dönemezler. Mısır’da kalışlarının onda bir süresince yani 40 yıl boyunca Tih Çölü’nde yaşarlar. Tih Çölü onlar için ab-ı hayat olur, arınırlar ve manevi olarak yeniden doğar ve dirilirler. Nesillerle birlikte psikolojik ve sosyal hastalıklar da iyileşir. Hastalıklarını Tih Çölü’nde, arkalarında bırakarak pak ve temiz bir biçimde atalar diyarına dönerler. Musa Aleyhisselam miras ve misyonunu genci olan Yuşa Aleyhisselama devreder. O yeni bir neslin başında olarak atalar yurduna avdet eder. 

 Merhum Ahmet Yasin Siyonistlerin Basel Kongresi’ni baz alarak (1897) İslam ümmetinin Siyonizm karşısında yenilenişini, dirilişini 120 yıllık bir zaman dilimine yaymış ve bağlamıştır. Bu 40 yıllık üç kuşak demektir. İ’dat, temkin ve nasır nesilleri. Hazırlık, ayakları üzerine durmak ve zafer nesilleri. Onun tahminlerine göre bu sürecin sonu 2016, 2022 ve 2026 yıllarına işaret etmekte ve denk gelmektedir.

Kimileri diriliş ve yenilenme tarihini veya dönüşüm yıllarını İkinci Abdulhamit Han’ın tahttan indirilişi ile (1908-1909) başlatmakta ve yüz yıla yaymaktadır. Kimileri de bunu Birinci Dünya Savaşı ile başlatmakta ve üzerine 100 yıl ilave etmektedir. Vahidüddin Han gibi yenilenme yıllarını iki asra yayanlar da vardır (İkinci Mahmut’un reform yıllarıyla başlatmak mümkün: 1808-1826/2008-2026). Kimileri de hilafetin ilgasıyla birlikte 100 yıllık yenilenme sürecinin başladığına kanidir. Peki! Neden yüz yıl? Fetret devriminin yüz yıl olacağına dair bir kanıt mı var? Bu hususta Filistinli Alimler Birliği Başkanı Yunus Estel’in bir değerlendirmesi ile karşılaşmıştım. İslam ümmetinin son mesajın hamili olduğunu ifade ederek fetret ve atalet devrinin yüz yılı aşmasının hikmete muvafık olmayacağını; insanlığın bundan fazla karanlıkta kalmasının uzak göründüğünü söylemiştir. İslam ümmeti asimetrik süreçten geçerek 40 yıllık ulusalcılık labirentinden ve vetiresinden sonra 40 yıllık da Humeyni rejimi ve ehl-i bidatın çekim alanına girdiğini, türbülansına yakalandığını ve  bu sürecin de sonuna yaklaştığımızı ifade etmektedir. Sonunda İslam ümmetinin zaferler burcuna girdiğini ve gireceğini öngörmektedir. Yunus Estel, Davud’un içinde bulunduğu Talut’un küçük ordusundan inanmış küçük bir bölüğün Allah’ın izniyle yüz bin kişilik büyük bir ordunun tozunu attığını hatırlatmıştır. 

Filistinli ulemadan Dr. Salah Rakp, ‘Devrimler Cebri rejimleri Ortadan Kaldırır mı?’ başlıklı bir panelde Şeyh Ahmet Yasin’i teyiden  İsrail’in yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde ortadan kalkacağına dair ehli vukufun yani bilirkişilerin ittifakını dile getirmiştir (https://ar-ar.facebook.com/notes/197422410278637/ ). Bediüzzaman da Yunus Estel gibi ‘inna ate’yna’nın sırrında’ Deccal devrinin ve devriminin yüz yılı aşmayacağını öngörmüş, müjdelemiştir. 100 yıllık dönemin sonuna doğru geliyoruz. Tarihin büyük parantezi kapanıyor veya İslam içindeki fetretin sonu geliyor. Talut döneminden Davut dönemine geçiyoruz. Calut’un (Golyat, dev savaşçı) veya Deccal’ın küresel sistemi sonuna geliyor. Tepetaklak olacağı günler sökün ediyor. 

1 Kasım seçimleri Talut döneminden Davud dönemine geçiş mi? Küresel Calut sisteminin yıkılacağı yeni bir devre mi giriyoruz? Nehirden geçenlerin sınanma ve arınma dönemi ve Davud’un Calut karşısında ortaya çıkış vetiresi. Huruç vaktindeyiz. Yecüc ve Mecüc zorlamalar sonucu Seddi Zülkarneyn’den çıkarken biz de zaman uykusundan uyanıyor ve fetret tünelinden çıkıyoruz. Geniş fezayı ve afakları kaplayacak yürüyüşümüz başlıyor. İstemesek de kaderimizle yüzleşeceğiz. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi