Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Dünya Batmasın, Siz Batın!

Dünya Batmasın, Siz Batın!

Naçiz cesedi Bodrum sahillerinde kıyıya vuran Aylan’ın hikayesi açıklı olduğu kadar da ibret verici. Turnusol kağıdı gibi. Dünya Suriye meselesini kilitledi ve insanları ölüme terk etti. Halka karşı tek adam olan Esad’ı aktif veya pasif surette destekledi. Esad’ın baştan beri kurguladığı oyun şuydu: Ya ben ya da Suriye halkı! Ben ya da tufan! Rusya gibi ülkeler Suriye halkının meşruiyetini değil Esad’ın meşruiyetini kabul ettiler. Neymiş Suriye devletini temsil ediyormuş! Hatta Batılılar IŞİD karşısında PKK’yı kahraman ilan ederken Putin-Lavrov suratsızları Esad’ı IŞİD karşısında tek adam ve tek kahraman ilan ettiler. Dünyayı IŞİD belasından kurtaran tek adam! Kimyasal silahların ve katliamların da hesabını soran çıkmadı! Yanına kar olarak kaldı! Şimdi boğulmuş tek bir çocuk üzerinden dünya ayağa kalkıyor! İnanalım mı? Bunun arkasında ya yeni siyasi hesaplar ya da savuşturma hamlesi yatıyor olmalı. Aynu’l Araplı çocuğun hesabını sormak için öncelikli olarak Suriyeli ılımlı muhaliflerin Esad rejimini askeri olarak zafer kazanmasını hazmetmek gerekir. Zaferi engellerseniz bedelini dünyaya ve denizlere dağıtılan bu çocuklar ödeyecektir! Sizin siyasi vicdanınız mı var ki insani vicdanınız olsun! Ya da acil olarak Esad ve rejiminin dışlandığı siyasi bir çözüm bulunmalıdır. Üçüncü kademede ise mültecilere onurlu bir hayat ortamı sağlanmalıdır. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere mültecilerin Türkiye’de barındırılmasını isterken niye ülkelerinde Esad’ın zulmünden korunmuş olarak barındırılması teklifine arka çıkmıyor? Neden bu insanlar iptidai teknelerle denize açılacaklarına Suriye içinde güvenli bölgelerde barındırılmıyorlar? Türkiye’nin siyasi hesabı var deniliyorsa işte Ürdün yönetimi de kaç defadır bunu istiyor! Adamların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Halk ölmüş kalmış, batmış umurlarında değil. Yeter ki Esad yerinde ve sağlam kalsın!

*

Aylan’ın boğulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan bir değerlendirme yaptı. Şahsını beğenirsiniz beğenmezsiniz, takdir edersiniz veya etmezsiniz bunlar ayrı şeyler. Ama söylediklerine katılmamak mümkün değil. Kolektif bir sorumluluktan bahsetti ve Avrupa ülkelerinin ve Batılıların sorumluluğuna göndermede bulundu. Aylan ile birlikte insanlığımızın battığını ve Ege’nin derin sularına gömüldüğünü söyledi. İnsanlığımızı bu derin sulardan nasıl çıkartacağız?

 Lakin konuşmasının bir de akislerine bakın. Sanki Irak’ta ve Afganistan’da milyonları öldüren Batı değilmiş gibi egoları kabardı ve dört elden tuhaf başlıklar atmaya başladılar. Kimi Türk basını alaycı bir üslupla birlikte ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aylan’ın katilini buldu!’ başlığını kullandı. Bu kendini paralamak ve dövmek! Bu sözlerin neresi yanlış? Yoksa Erdoğan’ın ağzından çıktığı için mi beğenmediniz? Bazı gerçekleri ‘ama’sız kabul etmek gerekir. Bununla birlikte bağlam veya yerine göre kimin söylediği de önemlidir. Bazen batıl için hak söz kullanılır. Lakin burada öyle bir durumun vaki olduğunu sanmıyorum. Neyse! Türk basınından kopya çekmiş gibi CNN de Boy’s death: “Blame the West/ Çocuğun ölümünden dolayı Batı’ya suçlama’’ başlığını kullanmış! Esad’ı suçlama, Batı’yı suçlama peki suçlu kim? Onlara göre suçlu bulunamadığına göre geriye Türkiye kalır. Burada denilmek istenen şu: Erdoğan’ın günah keçisi Batı! Olağan zanlı olarak gördüğünden tereddütsüz her yeni olumsuz gelişmenin faturasını Batı’ya kesiyor! Batı keçisi değil ama günahın ta kendisi! Orjinalsin! Yani ilk günah. Sufilerin dediği gibi varlığın beyhude veya temel günah, onun üzerine başka türev bir günaha lüzum yok.  

*

 Aynı doğrultuda isminin Kenan olduğunu belirten 13 yaşındaki Suriyeli çocuk, kameraya karşı şunları söylemiştir “İnsanlar Suriyelileri sevmiyor. Sırbistan’da, Macaristan’da, Makedonya’da, Yunanistan’da… Benim mesajım, lütfen Suriyelilere yardım edin. Suriyelilerin şimdi yardıma ihtiyacı var. Siz sadece savaşı durdurun, biz zaten Avrupa’ya gitmek istemiyoruz…”  Yıllarca önce de İngiltere’de istenmeyen, istiskale alınan mültecilerden birisi şöyle bir pankart havaya kaldırmıştı: Buradayız zira siz bizim ülkemizde işgalciydiniz! Yani sizin ülkemizi tarumar etmeniz ve sistemini altüst etmeniz bizi dalga halinde buraya sürükledi. Savaşı durdurmak yerine uzatmayı esas alan Batı mültecilerden de utanmıyor! Aylan gibi yara bere içinde son nefesini veren Suriyeli bir çocuk son mesaj olarak dünyaya şu ifadelerini bırakmıştı: Sizi Allah’a şikayet etmeye, haber vermeye gidiyorum (https://www.youtube.com/watch?v=K3988_LXksU )! İşte bu masumlar Allah katında dünyayı bu hale getirenlerin hasmı olacak. Batı’nın masum olduğuna inanan şeytan tarafından aldatılmaktadır.

Dünya batmasın, buna neden olanlar batsın. Obama, Putin, Ali Hamaney, Esad ve bilumum avaneleri, şebbihaları. Aylan’ın ailesi Kobanili çıktı. Bu da bana Bediüzzaman’ın sözlerini hatırlattı: Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alîl bir uzvun reçetesi; ittiba-i Kur’ândır. Azametli, bahtsız bir kıt’anın.. şanlı, talihsiz bir devletin.. değerli, sahipsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı İslam’dır. Kürtler ise ters bir dalgaya; PKK dalgasına binerek akıntıya kürek çekiyorlar. Anakronik bir vaziyetteler. Ayma vakti gelmedi mi?  

 Batsın bu dünya şarkıları çalacağınıza seçici bir hafızaya sahip olan vicdanınız, zihniyetiniz batsın! Sorun ne kambur felekte ne dünyada ne de zamanda. Sorun sizde. Nasırlaşmış ve seçici vicdanlarınızda.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi