İnsanlık farkı
Suriye meselesi aynı zamanda Türkiye ile ötekiler arasındaki bir insanlık farkını da ortaya çıkardı.
Sadece Suriyeli çocuklar noktasından bakıldığında bu insanlık farkını çok net olarak görmek mümkün.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Brüksel’de Avrupalılara dedi ki: “Suriye krizinden bu yana Türkiye’de mültecilerden 60 bin çocuk dünyaya geldi. Şu anda 600 bin çocuk eğitim çağında...”
Mülteciler herhangi bir şekilde kameralar önüne çıktığında çocukların nasıl konuştukları dikkatinizi çekmiş olmalıdır. Onlar Türkiyeli bir çocuktan en küçük bir şive farkı göstermeksizin çok yalın, çok güzel bir Türkçe ile, İstanbul Türkçesi ile konuşuyorlar. Oh be!
Yüzbinlerce çocuk yüreğini, anne - baba yüreğini kazandı Türkiye.
Aylan Bebek, Avrupa’nın kapısını çalıp yüz geri edilen Suriyeli çocukların sembolüdür, oysa Türkiye’nin okul sıralarında eğitime başlayan yüzbinlerce çocuk, Türkiye’nin bağrına bastığı çocuk kalbidir.
Biz buyuz.
İktidara ya da Tayyip Erdoğan’a prim kazandırır diye, Türkiye’nin bir tek iyiliğini görmeyen içerdekilere ne demeli?
Sınırlardan üç Suriyeli daha içeri girer diye ödü kopan ve Türkiye’nin insanlık farkını ancak Avrupa’ya mülteci akınını önleyebildiği ölçüde kabul ve idrak eden Avrupalılara ne demeli?
Suriye’deki sancıyı, Türkiye’ye, Ürdün’e, Lübnan’a milyonlarca mülteci akın ederken, orada 350 bin insan varil bombaları altında can verirken göremeyen ve ancak Rusların yeni bir Afgan yeter de artar bile faciasını Ortadoğu’ya taşımaya yeltendiğinde jetonu düşen Amerika’ya ne demeli?
İran’a ne demeli?
Leş kargası gibi Suriye’den rant üretmeye çalışan....
Bir tane mülteci kapısını çaldı mı İran’ın? Bir tanesine barınak sağladı mı İran? Suriye’ye ne getirdi? Esed’in katiller sürüsüne katılmak üzere hazırlanmış milislerden başka?
Rusya’ya ne demeli?
Bir başka leş kargası Suriye üzerine Esed’le birlikte çöreklenen...
Var mı bir tek mülteci Rusya’ya insanlık adına sığınmış?
Haksız mı Erdoğan “Rusya bir tek mülteci aldı mı? Rusya’nın ne işi var Suriye’de” diye sorarken?
350 bin insanın cesedi yetmedi Rusya’ya, yeni bombalarla ölüm kusuyor şehirlerin üzerine.
Yeni bir Afgan faciası...
Sovyetler orada çöktü, Rusya burada çökecek. İnsanlık yok çünkü burada Rusya’nın hiçbir eyleminde...
Bakın şu Esed’e...
Ülke yönetecek sözümona. Devlet başkanı olacak.
Ülkesinin milyonlarca insanı, üzerlerine düşen varil bombalarından kaçıp gitmiş bir başka ülkeye, mülteci olmuş, perişan ve o hala utanmadan bomba yağdırıyor. Türkiye’deki 2.5 milyon insan senin ülkenin vatandaşı değil mi? Kim oluyor bunlar senin için, Suriye’nin nesi oluyor, Suriye kim, sen kimsin? Soruyor musun doğan çocuğu, hamile anneyi? Aylan senin için ne oluyor?
İnsan mısın sen demez misiniz?
Haysiyeti olur bir devlet başkanının?
Üstelik senin bombaların yetmiyor, bir de Rusya’nın, İran’ın leş kargalarını davet ediyorsun gökten ölüm kusmaları, kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları katledip ölüm tarlaları oluşturmaları için...
Türkiye... Yaşa Türkiye... İyi ki varsın Türkiye!
İyi ki Müslüman yufka yüreği, Anadolu’nun mütevazı insanlarının göğsünde hala çarpıyor.
İyi ki bu topluma hala Muhacirliği, Ensarlığı hatırlatan önderler var.
Adeta can düşmanı kesildikleri Erdoğan ya da Davutoğlu veya Ak Parti Hükümeti prim kazanmasın diye içeride birileri kendi ülkelerinin insanlık hamlesini bile görmezden gelse dahi...
İyiliği yap, denize at...
Balık bilmezse Halik bilir...
Ben inanıyorum ki, bugün kendilerine güzel Türkçe’yi öğretenler, yıllar sonra o çocukların Suriyesi olduğunda oradan, Şam’dan, Halep’ten, Hama’dan, Humus’tan “Selam Türkiye” diye seslenecekler...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.