Ehl-i Sünnet bize sahip çıkmıyor
Askerimiz, polisimiz vatanı müdafaa için hizmet ediyorlar. Yani çık denildiğinde çıkıyorlar, git denildiğinde gidiyorlar. Canları pahasına gidiyorlar. Ne kadar zor bir durum.
Biz Ehl-i Sünnet’e hizmet için yola çıktık ancak Ehl-i Sünnet bize sahip çıkmıyor. Sürekli bana nasihat vererek “Hoca kendini kolla. Az konuş. Çok yere çıkma” diyorlar. Millet dinden çıkarken ben nasıl konuşmayayım?! Nasihatinizi kendinize saklayın!
Biz Ehl-i Sünnet’e hizmet için yola çıktık. Yeni çıkmadık tabi. 40 senedir varız. Efendi Hazretlerimizin emriyle, himmetiyle, tensibiyle konuşuyoruz, bir şeyler yapıyoruz. Ama bizim Ehl-i Sünnet’in bize sahip çıktığı yok. Anca bana “Hoca kendini kolla” diyorlar. “Molla kendini kolla” derler ya bana da öyle diyorlar. Herkes bana nasihat ediyor. “Az konuş. Çok bir yere çıkma” falan diyorlar. Bu kolay da millet dinden çıkıyor, ben nasıl duracağım?! Milleti Şii ediyorlar, ben nasıl Ehl-i Sünnet’i anlatmayacağım?! Milleti Vehhabi ediyorlar, ben nasıl Ehl-i Sünnet’i anlatmayacağım?! Milleti sahabeye lanet ettiriyorlar, sövdürüyorlar. Milleti mezhepsiz ediyorlar, fıkıhtan ayırıyorlar.
“Kur’an’ı oku kendine göre takıl” diyerek dinden çıkarıyorlar. Herkes müftü, müctehit olmuş. Önüne gelen internetten meal okuyup fetva verir hale gelmiş. Sen de bana “Konuşma” diyorsun. Nasıl konuşmayayım ben?! Sen nasihatını kendine sakla.
Bana öyle “Bunu yapma. Onun aleyhine konuşma. Ona çatma, buna atma” diyenlere söylüyorum. Nasihatını kendine sakla! Ben Allah’ın kitabına bakarım. Kur’an-ı Kerim bana “Hakkı söyleyin” diyor. Hadis-i şerif ne söylüyor bana?!
MANYAĞIN BİRİ ÇIKABİLİR
Onun için “Ey iman edenler Allah yolunda çıkın, harekete geçin dendiği zaman yere çakılıyorsunuz. Dünyaya meylediyorsunuz” buyruluyor.
Siz o zaman ahireti bıraktınız dünyada elinizde olana kanaat ettiniz. Peki, siz kâr mı ettiniz, zarar mı ettiniz? Hesaba bakıldığı zaman siz battınız. Çünkü ahiret ebedi sonsuz, dünya fani ve çok az.
Mesela size “50 sene veya 100-150 sene bütün dünya senin olacak. Büyük rahatlık olacak.
Hastalık, dert, keder olmayacak” deseler hani affedersiniz belki manyağın biri çıkar “Sonsuza kadar rahat edeceğime, orası veresiye burası peşin, 50 sene burada keyif yapayım” der. Manyaktır belki bir kıyas yapar bunu böyle bulur.
DÜNYA FANİ VE SIKINTILI
Ama dünya fani. Fani elden çıkacak demektir. Fani olmakla beraber kalil, yani az. Bütün dünyayı sana vermiyorlar. Türkiye’yi de sana vermiyorlar.
İstanbul’u da sana vermiyorlar. Beykoz’u da bana vermiyorlar. Şurada birkaç yüz metrelik bir evim var.
Bu kadar şey veriyorlar. Peki, hastalık ne olacak?
Devamlı hastalık var. Her yerimiz şişiyor. Parmağım açılmıyor, şekerim çıkıyor, tansiyonum düşüyor… Sana dünyada 50 seneyi veriyorlar ama 50 sene halis değil ki. 50 senenin tümü bela içinde. Her gün kötü haber geliyor. “Anan öldü. Kızının ayağı kırıldı.
Arabana vurdular” diyorlar. Devamlı olay, sıkıntı.
AHİRET SONSUZ VE DERTSİZ
Ahiret hem sonsuz hem dertsiz. Burası hem az hem dertli. Şimdi bunu buna kim alır?! Ne kadar manyak varsa onlar alır. Zerre kadar aklından nasibi olan, Efendi Hazretlerinin tabiriyle “Usturanın ağzına sürülecek kadar aklı olan” ahiretçi olur, dünyayı almaz. Niye o zaman İslam’a yardım etmiyorsunuz? Niye bu dinin yayılması için harekete geçmiyorsunuz? Herkes bir dava tutturmuş. Irkçılık, kafatasçılık, Kürtçülük, Ermenicilik, Yahudicilik… Siz niye “Biz Müslümanız” demiyorsunuz? Siz niye Selmani Farisi gibi “Araplar kabilecilik yapsa, ‘Ben Kays’tanım, Ben Kureyş’tenim’ dese ben de ‘Babam İslam’dır. Başka ata, baba tanımıyorum’ diyeceğim” demiyorsunuz?!
Niye siz Selmani Farisi kafasıyla, şuuruyla hareket ederek, ırkçılıkları, hizipçilikleri, particilikleri, bölücülükleri hepsini bir tarafa bırakıp, Allah’ın dini, Kur’an’ı Ehl-i Sünnet Velcemaat’ten ibarettir diyerek, bu dosdoğru caddeye insanları çağıracak faaliyetlere destek çıkmıyorsunuz?
ASKERİMİZ, POLİSİMİZ CANLARINI VERİYORLAR
Kur’an’da “Ey müminler niye dünyaya meylettiniz?” diyor. Siz dünyayı ne zannettiniz? Dünyada bir şey yok. “Eğer benim çıkın dediğim yerde çıkmazsanız çok can yakıcı azap edeceğim size” buyuruyor. Namaza çıkmazsanız, Allah yolunda cemaate çıkmazsanız, Allah yolunda ilim tahsiline çıkmazsanız, yeri geldiği zaman vatanı müdafaa için çıkmazsanız… Öyle ya işgal kuvvetleri vatanı sarmış, gavurlar, Rumlar, Ermeniler bir taraftan, Yunan, Rus bir yandan saldırıyor.
Hudutlarımızda bile it dalaşı gibi ikide bir üstümüze uçak sürüyorlar. Böyle durumlar da oluyor tabi. O zaman seferberlik lazım. Askerimiz, polisimiz zaten vatanı müdafaa için hizmet ediyorlar. Yani çık denildiğinde çıkıyorlar, git denildiğinde gidiyorlar. Canları pahasına gidiyorlar. Ne kadar zor bir durum.
NE DESTANDIR ÇANAKKALE!
Çanakkale’ye nasıl gitti o kadar adam?! 250 bin küsur şehit oldu. Tabi bunların hepsi orada şehit olmadı. Oradan hastalık kapanlar, yollarda kaybolanlar vesaire vesaire. Bu işin 250 binden fazla şehidi var. Neydi bu Çanakkale yani? Çıkın dendi adamlar da çıktılar işte. “Allah yolunda çıkın.
Bu İslam’ın son ordusudur. Buraya geçerse bu gavurlar Osmanlı’yı zaten bitiriyorlar, Türkiye de kalmayacak. Ne ezan, ne bayrak kalacak. Hiçbir kutsal, mukaddesat kalmayacak” dendi. Ve onlar Allah için, din, vatan için savaştılar. 16, 17, 18 yaşlarında gençler, yaşlılar hepsi çıktılar. Bir daha ne anasına dönecek, ne karısını görecek, evlisi, nişanlısı, sözlüsü var. Ne destandır Çanakkale! Çıkın dendiği zaman çıktı adamlar.
EVİNİZDE RAHAT OTURAMAZSINIZ
Mevla “Eğer çıkmazsanız çok can yakıcı azap edeceğim size. Sanki evinizde rahat mı oturtturacağım sizi” buyuruyor. Düşman gelecek bu sefer evinde karını, çocuğunu da kesecek. Hiç olmazsa sen gittin Allah için, vatan için şehit oldun ama karın, çocuğun, zürriyetin devam etti. Namusuna tecavüz edilmedi. Ama sen “Ben evde durayım” deseydin düşman sana gelecekti, sen yine evinde duramayacaktın. Artı olarak bu sefer karın, çocuğun gözünün önünde tecavüze uğrayacaktı. Hiç olmazsa o rezillikleri çekmedin. Öldün, şehit oldun ahirette de cennetin meliklerinden, padişahlarından oldun.
FEDAKÂRLIK YAPMAYANLAR HELAK OLDU
Kim kâr etti şimdi? Allah yolunda çıkanlar, canlarını, mallarını verenler kazandı. Hem akıbetleri bakımından hem geriye dönük arkada bıraktıkları bakımdan. Her bakımdan kâr ettiler. Korkaklar, cimriler, Allah yolunda çıkmayanlar, vatan için, din için fedakârlık etmeyenler kendi evlerinde ocaklarında helak oldular. Onları geldiler orada kestiler, doğradılar.
Yok Ermeni çetesi, yok Rum çetesi, yok Rus bilmem nesi… Bunların hepsi geçmişte kaç kere bu memleketi işgal ettiler. E şimdi akıllanma zamanı değil midir?! Onun için ordumuza, polisimize dua edeceğiz.
Vatanımızın sınırları hatta içindeki bazı iller, ilçeler sıkıntı altında. Bunları kurtarana kadar bu operasyonların devam etmesi için, onların başarılı olması için dua edeceğiz. Bu arada şehit de veriyoruz ne yapalım. Veriliyor yani. Kahpece, kalleşçe yapıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.