“Medeniyet” Denilen Yüzsüz Kahpe Dişini Biledi...
Garb’ın âfâkını sarmışsa
çelik zırhlı duvar,
Benim îman dolu göğsüm
gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle
bir imânı boğar,
“Medeniyyet!” dediğin tek dişi
kalmış canavar?
İstiklâl Marşı’ndaki “Medeniyyet! dediğin tek dişi kalmış canavar” mısraı bazılarınca aşırı bulunurdu. Bu yüzden Mehmed Âkif’e “medeniyet düşmanı” diyenler az değildi. O yıllar batının bize bütün şartlarını kabul ettirdikten, yani teslim aldıktan sonra geçici barış dönemi idi. Bir de Batı sistemini tehdit eden içinden çıkmış bir düşman vardı: Komünizm. Bu dönemde Batı bizimle silahlı savaşa girmedi fakat kendi istikametinde sevkederek geçici düşmanına karşı konumlandırdı.
Anlayacağınız, canavar bize karşı kullandığı dişini bir süre bakım ve onarıma aldı!
Açıkça görülüyor ki, tekrar 1. Dünya Savaşı’nın şartlarına döndük. Hatta daha da kötüsü sözkonusu. O zaman düşmanlıklar âşikâr edilmişti, şimdi âşikâr dostluğun ardında gizli düşmanlık var. Rusya’da da bu gizli düşmanlığı yani ABD-Rusya anlaşmasını ifşa edecek bir bolşevik devriminin şartları yok!
Şu anda derin ABD’de İslâm korkusu Türkiye korkusu olarak hissediliyor. Türkiye’nin güçlenmesi, bölgede sözünü geçirmesi, sulh ve sükunu sağlaması ihtimali ABD’nin dünya stratejisini allak bullak ediyor. Ne kadar açık-gizli Türkiye/Türk düşmanı varsa şu sıralar ABD onlarla çeşitli derecelerde dost...
İşte Rusya, işte İran ve elbette İsrail...
İsrail’in baş düşmanı rolünü verdiği İran şimdi onun burnunun dibinde, Suriye’de savaşıyor... İran’dan İsrail’e zarar gelmez nasıl olsa. Rusya, Gürcistan’dan ve Ukrayna’dan kopardığı bölgelerle Karadeniz’e yerleşti, yetmedi Akdeniz’e indi ve Suriye’de fiilen savaşa katıldı...
Bu kaç asırlık rüyanın tahakkuku değil de nedir?
ABD bunu normal karşıladı... Ya Türkiye Halep’e kadar güvenlik bölgesi olarak ilan etse ve müdahalede bulunsa idi, nasıl karşılardı? Musul’daki sınırlı sayıdaki Türk askerine karşı gösterdiği tepki yeterince fikir veriyor.
Ya Güvenlik Konseyi’nin Rusya’nın arzuları doğrultusunda verdiği Esed’li geçiş kararı? Bunun ABD’nin onayı olmadan kabul edilebileceğini mi sanıyorsunuz?
Bu ne demek? Türkiye üzerindeki tehditler daha da yoğunlaştırılacak... Yer yüzünde tek İslâm ülkesi var, batının sömürgeci siyasetlerine direnmeye çalışan...Ona da “istikamet İsrail” deniliyor!
Zor bir zamandayız. 3. Dünya Harbi’nin taşları döşenmeye devam ediyor. İşe bakın ki, içerideki düşman seferberlik ihtimalini yok etmeye çalışıyor.
Tek dişi kalmış canavar batı “medeniyet”i, o tek dişini epeyce bileyledi... Ve Türkiye’ye geçirmek için şartları olgunlaştırma yolunda yürüyor.
Bugünlerde Âkif’i, onun kararlı tavrını, her şeyin rağmına sürdürdüğü mücadeleyi unutmamamız gerekiyor.
Koca şairimizi, Mehmed Âkif’i anmanın tam zamanı. 27 Aralık onun vefatının 78. yıldönümü…
Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu,
o mahlûk-ı asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise
hakkıyla sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca
durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı
hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize
âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahpe,
hakîkat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahrîbe
müvekkel esbâb,
Öyle müthiş ki: Eder her biri
bir mülkü harâb.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.