RUHUMUZUN EN BÜYÜK DINAMIĞI KADIR GECESI’DIR ÖNCE KADIR GECESI
Tüketim ekonomisindeki bir defa kullan ve at düşüncesi, ne yazık ki ibadet ve âdetlerimize de yansımıştır. Bizler de farkında olmayarak bazı gün ve gecelerimizi bir defa kullanır, sonra yüzüne bile bakmayız. Ta ikinci senenin kutlanacağı gününe kadar.
Mirac Gecesi, Beraat Gecesi, Muharrem ayı vs. tüm bu dediklerimize canlı misallerdir. Kadir Gecesi’ni -ki kıyamet gününe kadar gelecek insanların hidayetine sebep olan Kur'an-ı Kerim'in inmesine şahit olmuş, vesile olmuş bir gecedir- bir güne sıkıştırmak ve ikinci Ramazan ayına kadar bir daha gündeme almamak, biz Müslümanlara hiç yakışmaz. Kadir Gecesi'nin mesajını, iç zenginliğini, gece ve gündüzümüze açılımını iyi anlamak ve yaşayacağımız tüm gecelerimize adeta rehber, kılavuz yapmak, o geceye yapılacak en büyük iyiliktir.
YA KADIR SÛRESI’NE NE OLUYOR?
Bu sûremiz bir taraftan Kadir Gecesi'nin taşıdığı kimliği, hüviyeti bize anlatırken, diğer taraftan, Kadir Gecesi'nin şerefine şeref, kıymetine kıymet ve değer katmıştır. Kadir Gecesi'nin mahiyetini açıklayarak, insanlığın dikkatine sunmuştur... Ne zaman Kur'an’ımızı okusak, ne zaman bir ayeti ile karşılaşsak, ilk aklımıza gelen Kadir Gecesi olur. Niçin? Çünkü, beşeriyetin hidayetini, ıslahını, tedavisini, yücelmesini sağlayan Kur'an, o gecede inmiştir. Dalalet ve sapıklıkta olan bir kişinin, her zaman, kendisinin hidayetine sebep olan insanı unutamayacağı ve ona karşı minnet duygusunu taşıyacağı gibi. Kadir Gecesi de hiçbir zaman unutulmayacak bir hatıra olarak hayatımızın en önemli yerlerinde canlı olarak kalacaktır.
BIN AYDAN HAYIRLI OLAN GECEMIZ ŞIMDI NEREDE?
Oruç üzerimize farz kılındığı gibi, Kur'an-ı Kerim de her yanımıza, her tarafımıza inmiştir. Her tarafımızı aydınlatmıştır. Kadir Sûresi, Kadir Gecemizin değerine değer, şerefine şeref kattığı gibi, okuduğumuz, anladığımız ve yaşadığımız her ayet, ilgili alanlarımızı aydınlatır, şereflendirir ve kadr-i kıymetini artırır... Ayetin indiği yani anlaşılıp uygulandığı alanı -evimizi, soframızı, işimizi, evliliğimizi, ticaretimizi, siyasetimizi, iktisadımızı, hukukumuzu, eğitimimizi, fabrikamızı vs.- şerefli, itibarlı ve kıymetli yapar...
İşte bu şerefe, bu değere Kur'an ile kavuştuk. Buna sebep de Kadir Gecesi oldu. Yoksa bizler ne bilirdik Kadir Gecesi'nin mahiyetini? Nereden bilecektik namazımızı, iyilik yapmayı, aile ocağımızı, siyaseti, sosyal hayatı, iktisadı nereden bilecektik? Tüm bunları bizlere Kur'an’ımız bildirdi. Bunun için hayatımıza, yaşayışlarımıza mana katan, şereflendiren Kur'an-ı Kerim'dir.
İŞTE ŞIMDI YAKALADIK BIN AYDAN HAYIRLI OLAN GECEMIZI
- Namaz ile yaşayacağımız bir gün, namazsız geçen bin aydan hayırlıdır.
- Tesettürlü yaşayacağımız bir gün, tesettürsüz yaşayacağımız bin aydan hayırlıdır.
- İnfak ederek yaşayacağımız bir gün, infaksız yaşayacağımız bin aydan hayırlıdır..
Bu konuda netice şudur: Rabbimiz kitabını semadan yere indirmiştir. Bizler de işte bu Kitabı (Kur'an’ı) hayatımıza nasıl indirebiliriz? Tüm mesele budur işte...
Yani bu kitabı, bu Kur'an'ı, kalbimize, kalıbımıza, sosyal hayatımıza, mutfağımıza, eğitimimize, iş yerlerimize, fabrikamıza indirdiğimiz gün ve geceler, bizim için mübarek günlerdir, mübarek gecelerdir.
Böyle geçecek gün ve gecelerimiz, Rabbimizin katında Kadir Gecesi kadar kıymetli ve yaptığımız her amel, her iş, her ibadet, o amelin, o işin ve o ibadetin yapılmadığı bin aydan hayırlıdır.
Öyle ise gecelerimizi Kadir Gecesi'ne çevirmek bizlere düşmektedir. Böyle değil de, ibadetle, namaz ve niyazla geçireceğimiz bir gecenin ardından, Kur'an’sız, ayetsiz, sünnetsiz bir hayata yeniden kucak açıp "merhaba, nerede kalmıştık" inancı ile yaşamaya başlarsak, bu durum kendi kendimizi aldatmanın ötesinde bize bir şey kazandırmaz.
VE BAYRAMIMIZ...
Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde inmeye başlayan Kur'an-ı Kerim, bizlerin gözlerini ve gönüllerini açtığı için... Elimizden tutup, bizleri doğru adreslere yönlendirdiği ve karanlık alanlarımızı aydınlattığı için... Ve neticede hayatımızı tek bir otoritenin altında yaşamaya sevk ettiği için... Tüm bu nimetleri veren Rabbimize kul olacağımıza söz vermemizi sağlamıştır.
Kulluğun verdiği bir sevinci yaşamak ve bu sevinci paylaşmak en tabii ve doğal hakkımızdır. Bizleri denedi, imtihan etti. Oruç ile, zekât ve fitre ile, namaz ve sahur ile, Kitabı ve Sünneti ile... İmtihanı başarıyla bitiren Kitap ve Sünnet talebeleri (Allah'ın kulları ve Resulünün ümmeti) şimdi bayram sevincini idrak etme hakkına sahip olduğumuza inanıyor, idrak edeceğimiz bayramınızı tebrik ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.