D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Savaş ABD ile!

Savaş ABD ile!

Nice savaşlar gördük, kazandık, kaybettik; nice bâdireler atlattık... Zor bir coğrafyadayız, düşmanımız kavî, talihimiz zebun!

Fakat bu savaş hiçbirine benzemiyor. Hiçbiri ile kıyası kabil değil. 

Bu bitmeyen menhus 1. Cihan Harbi’nin devamı... Arada 2. Cihan Harbi oldu. O batının iç hesaplaşmasıydı, birinci harb kesintiye uğramadı, şekil değiştirerek devam etti; ne zaman ki Sovyet sistemi çöktü, su yüzüne çıktı. İşte şimdi dünya 3. Cihan savaşına doğru evriliyor.

İngiltere’nin yüz yıl önce inşa ettiği “Ortadoğu” Amerika eliyle yeni bir biçime sokuluyor. Yüz yıl önce İngiliz inşasında İsrail tasavvur olarak vardı. Şimdi gerçek üstü realite! Yüz yıl önce İsrail’i kurmak, Batı emperyalizmi için hedefti, şimdi İsrail’i bölgede dokunulmaz bir güç haline getirmek hedef.

Binlerce yıl Yahudi’nin ensesinde boza pişiren, kitleler halinde katleden Hıristiyanlar nasıl oldu da müthiş bir Yahudi/İsrail dostu oldular. Hıristiyanlar Yahudileri keserken, Yahudiler İslâm ülkelerinde rahatça hayatlarını sürdürmek bir yana, Osmanlılar, onların ülkelerine sığınarak katliamdan kurtulmalarına imkân sağlıyordu… Şimdi Yahudiler yüz yıllar boyu kendilerine müsamaha ile davranan Müslümanlara karşı güç kullanıyor, Hıristiyanlar ise Yahudileri sonuna kadar destekliyor?

Artık tabak gibi görünüyor ki, dünya ABD’nin, ABD İsrail’in, İsrail, Siyonizmin peşinden sürükleniyor. Protestan ağırlıklı ABD’nin haçı ile altı köşeli yıldıza teslim olması nasıl izah edilebilir? Burada Türkiye’de pek dikkate alınmayan bir olgu var; “Hıristiyan Siyonizmi” gerçeği. 

(Chirstian Zionism)i nedir? Bu hususta Mustafa Acar’ın tercüme ettiği Grace Hallsell’in “Tanrı’yı Kıyamete Zorlamak” adlı kitabında müthiş malûmat var: Batı’nın son yüz yıl içinde İsrail Devleti’ni kurma ve güçlendirme siyasetinde Hıristiyan Siyonizmi önemli rol oynadı. 

Bu bütün Hıristiyanların paylaştığı bir görüş değil, fakat ABD’de bilhassa Evanjelistler, bu ideolojinin bağlısı. Eski Evanjelistler Hıristiyanlığın yorumunda, İncil metinlerine değişmez ve değiştirilemez Tanrı buyrukları olarak bakan, reformist, protestan, liberal, anti-semitik bir çizgiyi temsil ediyorken; bugünün Evanjelistleri bu çizgiyi vaad edilmiş topraklar üzerinde inşa edecekleri Büyük İsrail projesine dinî bir vecd ile bağlanarak, tarihî bir sapmaya maruz bırakmışlar. Bu sapmanın sebebi, Hz. İsa’nın Kudüs’te ortaya çıkması için Yahudilerin yeniden Filistin’e dönmeleri gerektiğini işaret eden yeni muharref İncil kehanetleri. Bu yeni Hıristiyanlık Ülküsü’nün arkasında Anglo-Judik kapitalist dünya hükümranlığı için Yahudi ve Hıristiyan hurafelerini manipüle eden modern kâhinlerin varlığı da dikkatten kaçırılmamalı. 

Yahudilerin hurafeci Hıristiyanları Kudüs’e sevk ederek bölgeyi kana boyamaları, dokuz asır önce, Haçlı Seferleri ile ilk defa denenmişti. Yahudiler, sayıca az olmaları yüzünden kendi yapamadıkları istila hareketlerini, kalabalık milletler için taşeron ideolojiler meydana getirip onların askerî gücü üzerinden gerçekleştiren bir strateji uyguluyorlar. Günümüzde Filistin’inde yürüttükleri vahşi istila, bütçesiyle, teknolojisiyle hatta askeri ve komuta erkanıyla ABD’de oluşturulmuş etkili bir fundamentalist protestan hareketinden besleniyor. 

Siyonist Hıristiyanları ve onların dünyayı yeniden kana bulayacak ikinci Yahudi fesadını anlatan en önemli sembol Armagedon kavramı. İbranice Her-Megido’dan gelen “Armagedon” esasen bir yer ismi. Yahudilere ve Evanjelik Hıristiyanlara göre Hz. İsa, Deccal’in orduları ile bu mevkide savaşacak ve bu savaş sonunda bütün kötülükler yok edilecek, kırk yıl sonra da kıyamet kopacak. Peki bu senaryo Evanjelik Hıristiyanları neden heyecanlandırıyor? 

Hz.İsa’nın kendini feda edip Hıristiyanları kurtardığı ilk günah nazariyesi, Siyonist Hıristiyanların dünyanın yok oluşu ile sona erecek kıyamet olgusuna da açıklık getiriyor. Hz. İsa Armagedon’da büyük savaşı yapmadan Hıristiyanları semaya kaldıracak, dindar Hıristiyanlar bir termonükleer savaş şeklinde gerçekleştirilecek büyük felaketin (türbulans) acılarına asla katlanmak zorunda kalmayacak. İsa’ya (Tanrı’ya?) inanmayan Yahudiler de böylece Hıristiyan olmayışlarının cezasını çekecekler.

Dünyevî çizgide Yahudi’ye tam destek, semavî çizgide Yahudi’yi terk nazariyesi hayli ilgi çekici. Siyonist Hıristiyanlar ahirete giderken bir vücut çalımıyla binlerce yıllık Yahudi düşmanlarını da ekarte ediveriyorlar!

ABD siyaseti bu görüşle ne ölçüde kesişiyor? 

Büyük Buş’un evanjelizme inandığı biliniyor. Siyasetinde onun görünür rolü olduğu söyleniyor. Bu siyasetin biçim değiştirerek devam ettiği söylenebilir. ABD gerektiğinde Rusya’yı da işin içine katarak İsrail’i dokunulamaz bölge gücü yapmak için hareket ediyor. Mesele şurada düğümleniyor: Ya Türkiye’nin bölge gücü olduğu kabul edilecek, ya İsrail’in. ABD tavrını İsrail’den yana koyduğunu açıkça ilan ediyor. İşte manzara ortada. Türkiye her bakımdan sıkıştırılmış durumda. Bu sıkışıklıktan çıkışın yolu, ABD’ye Türkiye’nin düşman olduğunu ikrar ettirmekten geçiyor. 

Dost görünüp her türlü düşmanlığı ülkemize reva gören ABD’ye karşı tavrımızı göstermekte geç kalmamalıyız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi