D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Kadınların Günü ve Tünü!

Kadınların Günü ve Tünü!

Gün”ü anladık da, bu “tün” neyin nesi, diyenler olur elbette...

Gece demek... Hani “tünaydın” var ya. “Günaydın” gibi. Selâm veya “hayırlı sabahlar” yerine uydurulan ve artık yerleşmiş olan günaydının yanında, “tünaydın”ın esamesi okunmuyor. Günaydında makul bir taraf var da, tünaydında yok. “Gecen aydın” olacak şey mi. Zaten öğleden sonraları kullanılması istenen bu kelime Fransızca “bonsuvar”, yani iyi akşamlar yerine uydurulmuş.

Tün kökünden “tünek” de unutulmamalı. Yani gece geçirilen, barınılan yer. Fakat sadece kuşlar ve tavuklar için kullanılır! Tüneklemek, tünemek, tünmek de bu kelimenin fiil halleri... Bu arada “tünmek” gece olmak demek...

Bugün kadınlar günü...

Kadınlar günü mü tünü mü?

Bu hususta müteredditim. Modernliğin kadına hürriyet verdiği, onu yücelttiği efsanesine inananlardan değilim. 

Parlak nutukları, pohpohlamaları, cilalı lâfları bir tarafa bırakalım. Hakikat ortada: Kadınlarımız perişan. Geleneksel bağların koruyuculuğu yıkıldı. Geleneksel kesimlerde kadınlar perişan edildi. Modernlik ahlâkıyla, kültürüyle gelmedi; yahut da biz ona bir ahlâk yakıştıramadık. Modern kesimdeki kadınlar rezalete, safahata mahkum edildi. Çalışma hayatında kadınlar taciz ve baskı altında. Hani “mobing” diye tesmiye ederek tacizi gözden saklıyorlar ya...

Onlara verilen hürriyetler de var elbette: Eş olmama hürriyeti, anne olmama hürriyeti... 

Devlet dairelerinde kadınlar çene çalar, örgü örer, arada bir evrakla uğraşırken, çocukları şunun bunun elinde güya “yetişir”. Yükselen kadınlar için sistem tek ölçü koymuş: Fizik ve bu fizikten gerektiği şekilde faydalandırma. İstisnalar olur elbette... Bu yalnız devlet kesiminde değil, özel kesimde de böyle. Basın kesiminde dahi böyle olduğunu, bizzat kadın gazeteciler söylüyorlar. 

“Fiziğini kullan, öne geç, para kazan, istediğini ele geçir.” Sistem kadına bunu söylüyor. 

Son dönemde kadınlarla ilgili en önemli çarpıklık, onların aileye karşı konumlandırılmak istenmesi. 

Kadını ailesiz düşünmek... Aileden kopararak yaşamaya zorlamak. Bir toplumun geleceği ailesiz mümkün mü? Süreklilik aile ile sağlanılabilir. Aile çocuksuz düşünülebilir mi? Evlenme karşıtlığı, çocuktan kaçışa dönüşüyor. Bu da kadınlara hürriyet bağlamında savunuluyor. Yavaş yavaş bazı kadınlar çocuğu yük olarak görmeye başlıyorlar. Gerçekten çocuk yetiştirmek külfetli iş. Annelik bu külfeti nimet bilenlerin işi. 

Çocuğu annesiz yetiştirmek... Anneleri geçim uğruna evinden koparmak, çocukları anne şefkatinden mahrum etmek. Son yılların gerçeği. Neden çocuk yetiştirmek önemsiz olsun? 

Bir ülkede en önemli mesele eğitim-öğretimdir. Bu da ailede başlar. Çocuklarımız geleceğimizdir. Onları anne şefkatinden, aile yuvasından mahrum etmek, kadına yapılacak en büyük kötülüktür. Bu çerçevede yaklaşırsak günümüz dünyasında kadınlar gününden değil, “tün”ünden söz edebiliriz. Hem de kara, hem de kapkara tünü bugün!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi