Bu Tehdidi Nasıl Okumalıyız?
Ankara’nın hedef olarak seçilmesi, öncelikle bugün Türkiye’yi yönetenlere bir mesaj. Türkiye’yi istedikleri biçime sokamayan güç merkezleri, ona üst üste ikazda bulunuyorlar. Bunun için kimi ve nasıl kullandıkları önemli değil.
Kullanılanların kullanıldıklarından haberdar olup olmamaları da çok mühim değil.
Bu kanlı terör vak’ası kimi sevince gark eder?
Kürtleri mi?
Bunu iddia edenler “alçak”tan başka sıfatı hak etmez!
Katledilenlerin içinde Kürt vatandaşlar yok mudur?
Orası Ankara’nın merkezidir ve her türlü vatandaşın bulunduğu, bilhassa otobüslerin indir bindir yaptıkları yerdir...
Öldürülenler hepimizden bir parçadır. Katledilen millettir, millet çocuklarıdır. Teröristler bu katliamla bize tek millet olduğumuzu bir daha hatırlattılar.
Mesaj öncelikle Türkiye’yi yönetenlere fakat, esas olarak bir bütün olan milletimize.
Bu toprakların sahibi olan bizler, dünyanın geleceğini etkileyebilecek bir mevkide bulunmakla kalmıyoruz, bizzat varlığımızla böyle bir tesiri gerçekleştirebilecek potansiyeli taşıyoruz.
Saldırı esasen millete. Dünyanın adaletsiz gidişine çomak sokma ihtimalimiz, İslâm dünyasını ve Türk dünyasını müşterek hedefler etrafında harekete geçirebilme potansiyelimiz elbette bizden çok dünya hükümranlarının dikkatini çekiyor.
Dikkati çekmekle kalmıyor; rahatsızlık uyandırıyor.
Türkiye susturulmadan Ortadoğu’ya yeni bir biçim vermek mümkün olmaz. Irak ve Suriye üzerinde oynanan emperyalist oyunların esas muhatabı biziz. Bu coğrafyanın halklarını birbirinden ayırmak, birbirine düşman etmek için oynanan oyunlar her şeye rağmen istenilen sonucu doğurmadı.
Birinci Dünya Savaşı sonrası dünya haritasını çizenler, Müslüman dünyasını başsız bırakmayı hedeflemişlerdi. Bunu başardılar. Bölgemize bir çıbanbaşı olarak İsrail’i ilave ettiler. İsrail’in varlığı, bir ileri karakol olarak batı emperyalizminin varlık garantisi. Bölge huzur içinde yaşarsa, sömürgecilerin dünyada borusu ötmez. Bölge halkı şöyle veya böyle bir istikrar yakalar.
Şimdi dünyanın en istikrarsız bölgesi Ortadoğu... Yani İslâm dünyasının ana gövdesi. Bu gövde üzerinde oynanan oyun, hiç bir şekilde ayağa kalkıp dünyaya sözünü söylememesi üzerine kurulmuş. Yüz yıl önceki sahte sınırlar yeni sentetik sınırlarla parçalanıyor. Bölgede büyük lokma Türkiye. Türkiye parçalanmadan bölgenin bir biçime sokulması mümkün değil. Bunun provaları Irak ve Suriye’de yapılıyor. Türkiye’nin bu çerçeve içine sokulması kolay görünmüyor.
Bugünkü iktidarın meydana getirdiği istikrar ABD’nin husumetini çekiyor. Çünkü biliyorlar ki, Türkiye’nin siyasi istikrarını bozmadan istediklerini tam olarak elde edemezler. O zaman bütün imkanlarını kullanıyorlar. Rusya’nın, İran’ın Suriye’deki varlığı, terör örgütlerinin sonuç alıcı şekilde kullanılması hep bu sonucu elde etmek için.
Türkiye bu oyunu bozmak zorunda. Bunun da halkın birlik ve bütünlük içinde olması ile sağlanacağından şüphe yok.
Onlar mesajlarını hangi maksatla verirlerse versinler, bizim şöyle okumamız doğru olur: Teröristler ayrım yapmadan hepimizi hedef aldıklarından bu katliamla bize tek millet olduğumuzu bir daha hatırlattılar. Bunun gereğini yapmak durumundayız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.