MHP kongreye nasıl gider
Geçen yazımda, MHP Lideri Bahçeli’nin kendine has siyasi üslubunu yazdım. Bazı okuyucularımız, bilhassa MHP’liler, bu yazının tipik bir ‘yandaş’ tavrını yansıttığını düşündüler.
Güya, MHP AK Parti’nin anayasasına müspet oy versin diye Bahçeli’yi mevzubahis etmişim.
Şunu hemen beyan edeyim ki, hiç öyle bir maksadım yok.
Benim istememle olsaydı, partilerin, siyasi grupların, cemaatlerin, insanların,ilkeleri olmasını ve bu ilkelere göre davranmalarını isterdim.
MHP MHP gibi davransın, CHP CHP gibi. AK Parti de AK Parti gibi.
Maalesef, bu konuda çok geriledik.
‘Siyaset için, menfaat için, ikbal için her istikamete dönebilecek seyyaliyette ve kıvraklıkta olmak’ ilkelerin yerini aldı.
MHP, mazisi olan, karakteri olan bir siyasi harekettir. Elbette, hakkında yazı yazılmaya müstahaktır.
Anayasa oylanırken de, Türkiye için neyi münasip ve faydalı görüyorsa o istikamette oy versin. Beni hiç ilgilendirmez.
MHP bahsine girmişken şu kongre meselesine de bir bakalım mı?
Geçen yazımda, Bahçeli’nin, kendi tercih ettiği siyasi tutumların bedelini ödediğiniyazmıştım.
Neydi bedel?
28 Şubat sonrasında barajın altında kalmaktı.
1 Kasım’da oy kaybetmekti.
7 Haziran’dan sonra, Bahçeli’nin AK Parti’yle koalisyon fikrine soğuk bakması MHP tabanının da, AK Parti tabanının da hoşuna gitmedi.
Bahçeli’den şikayetler içeride ufak ufak dillendirilir oldu.
Bahçeli, o günlerde, Meclis Başkanlığı için ismi çok geçen Meral Akşener’i istiskal etti.
Dedi ki, “MHP’de baştan sona hep Meral Akşener vardır demek edepsizliktir.”
Ve devam etti: Akşener’i çok sık kullanırsanız, devre dışı kalır haberiniz olsun.
Sonra Bahçeli, Meral Hanım’ı 1 Kasım’da liste dışı bıraktı.
Akşener, takdir etmek lazım ki itibarlı bir siyasetçi.
Unutmak haksızlıktır, 28 Şubat felaketi sırasında dönemin ‘ali kıran baş kesen’generali Çevik Bir’e gönderdiği ‘Kazıklı Voyvoda’ cevabını.
28 Şubat’ın adam kıtlığında, Meral Hanım’ın yaptığı büyük ‘adamlık’tı.
Sonradan da imajı pozitifti Akşener’in.
Fakat, bir şey onu sınırlandırdı. Etki alanını çok daralttı.
Ne?
Çevresinde dolaşanların ‘Paralel’ olduğu söylenip duruyor.
Tanıdığım isimler değiller. Kimsenin günahını almak istemem.
Fakat şunun herkes kadar farkındayım.
Meral Hanım’la en ziyade alakadar olanlar, en coşkulu olanlar, medyada adı ‘Paralel’e çıkan yayın organları.
Sosyal medyada da, Paralel, Meral Hanım’a özel bir ihtimam gösteriyor.
Devlet Bey, bilmiyorum bir bilgiye istinaden mi, bu noktaya işaret etti.
Akşener’in, ‘Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP’ye yerleştirilmek istendiğini’ açıkça söyledi.
Akşener, o muhitle bir alış-verişi olmadığını net bir dille söyledi.
(Bu arada, MHP’lilerden, Paraleller’in 1 Kasım seçimlerinde MHP listelerine adamlarını yerleştirmek için müracaat ettiklerini, ancak Devlet Bey’in bunları reddettiğini de işittim.)
Her neyse, şimdi, MHP kongresi mahkemeye intikal etti.
MHP’li arkadaşlarımdan edindiğim intiba, kongre süreçlerinin Devlet Bey’in kontrolünde geçeceği.
Evet, Bahçeli’nin mahkemede bir ‘kumpas’a maruz kalmaktan endişesi var. Kumpas ihtimaline mani olmak için tedbir alma gayreti de var.
Diyor ki arkadaşlar, “Ne olursa olsun, mahkeme, itirazlar, zaman alır. Bu arada, Devlet Bey mesela 2017’de kongre kararı alırsa, yapılacak ilk ilçe kongresiyle süreç Devlet Bey’in kontrolüne girer.”
Tabii ki MHP’liler bu mevzuları daha iyi bilirler. Ben de yazdım ki, dışarıdan nasıl göründüğü anlaşılsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.