İnsanlar özellikle de siyasiler ağızlarından çıkan laflara çok dikkat etmeliler!

Zira laf ağzınızdan çıkana kadar sizin esiriniz iken ağzınızdan çıktıktan sonra siz onun esiri haline gelirsiniz!

Kimi zaman bu tür laflara, “Eceli gelmiş laflar” da denilir!

Nitekim TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yeni Anayasa ve laiklikle ilgili açıklamaları aynen böyle olmuştur!

TBMM Başkanı’nın açıklamaları pek çok kesimde canlı bomba gibi etkili olduğu söylenebilir!

Bu açıklama ile pek çok insanın nasırına basılmış gibi olduğu da inkâr edilemeyecek bir gerçek!

İnsanlar sokaklara döküldüler!

Açıklama üzerine açıklamalar yapılmaya başlandı!

En çok etkilenenlerin başında da AKP’liler yer aldılar!

TBMM Başkanı açıklamasıyla AKP’lilerin ikiye bölünmelerine de yol açtı!

Bir kısmı bu açıklamadan tırsıp kendilerini bağlamadığını ilan ederken bir kısmı da TBMM Başkanı’nın yanında durup yeni Anayasa öncesinde her görüşün açıklanması gerektiğini savundular!

Netice itibarıyla TBMM Başkanı da açıklamasının kişisel görüşlerini yansıttığını ifade etmek zorunda kaldı!

“Böyle bir açıklamanın yeri ve zamanı mıydı?” diye tartışmaya girecek değiliz!

Biz bu sözleri, “Eceli gelmiş laflar” babında ele alıyor ve öyle değerlendiriyoruz!

“Bu görüşler TBMM Başkanı’nın ağzından dile gelinceye kadar O’nun esiriydi, dile gelince de TBMM Başkanı bu lafların esiri haline geldi” diye düşünüyoruz!

Evet, yine bir bardak suda fırtınalar koptu!

Yine laiklik canavarlarının eline koz verilmiş oldu!

Hem de kocaman bir koz!

Şimdi günlerce bu lafın etrafında fırtınalar koparılmaya çalışılacak!

İşte bu nedenle insanlar ve özellikle de siyasiler ağızlarından çıkacak laflara çok dikkat etmeliler diyoruz!          

Belki de akıllarına gelen şeyi hemen dile getirmemeli bir hayli düşündükten sonra konuşmalılar!

Ağızlarından çıkan lafların esiri konumuna düşmemek için tedbiri elden bırakmamalılar!

Umarız son örnek herkes için ibret vesilesi olur!

Ve akla gelen şeyler hemen dile getirilmez!

Sonradan düzeltmeye çalışmak yerine baştan temkinli davranmak çok daha iyi olmaz mı?