Yazı başlığımızı bir AKP’linin itiraflarından seçtik!

Son günlerde yaşanan gelişmeleri yorumlayan bir AKP’li, “Birbirimize düştük” diyerek önemli bir gerçeğin altını çiziyor!

Evet, birbirlerine düştüler!

Hem de fena halde birbirlerine düştüler!

Daha düne kadar karşısında selama durdukları Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu bir çırpıda hem “hain” ilan ediyorlar hem de O’nu “Amerika’nın adamı” diye damgalamakta bir sakınca görmüyorlar!

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Amerika’nın adamı” olarak gören bir de Doğu Perinçek var!

AKP’lilerin birbirlerine düşerken ne hale geldiklerini anlıyor musunuz? Doğu Perinçek ile aynı çizgiye geliyorlar ama farkında bile değiller!

Dahası bununla yetinmeyip bir de Başbakan Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili anlaşmazlığını akıllarınca izaha çalışırken bir çuval inciri berbat ediyorlar!

Başbakan Davutoğlu’nun emir almayı “küçüklük” addettiğini ileri sürerek bu durumu “şeytanın Adem’e secde etmemesine” benzetme gafletinde bulunuyorlar!

Evet, bu tür densizlikler AKP’nin muhalifleri tarafından sergilenmiyor! Birbirlerine düşen AKP’liler tarafından sergileniyor!

“Beraber yürüdük bu yollarda” diye şarkılar söyleyip gezerlerken bir anda birbirlerine sövüp sayan adamlara döndüler! 

Yakında Başbakan Davutoğlu tarafından “aldatıldıklarını” söylemeye başlarlarsa hiç şaşmayacağız!

Zira birileri tarafından kandırılmaları, aldatılmaları ve oyuna getirilmeleri adeta alışkanlık haline gelmiş bulunuyor!

Kaderin cilvesine bakar mısınız?

Bir insan elinden tutulup baş müşavir yapılıyor! Ardından Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturtuluyor! Sonra da partinin Genel Başkanlığı’na ve Başbakanlığa getiriliyor! Bir anda ne oluyorsa oluyor! Ve aynı insan hain olarak damgalanıyor! Tam zıt kutupta siyaset yapanlarla birlikte “Amerika’nın adamı” olarak ilan ediliyor!

Bu sanki birbirine düşmüşlükten de öteye bir durum!

Kimi AKP’liler de içine düşülen bu durumu, “Ayıp ve utanç verici” diye tanımlamak zorunda kalıyorlar!

Diyelim ki bugünleri de atlattılar ve aralarından “hain” olarak damgaladıkları isimleri ayıklayarak yola devam ettiler!

Yarın benzer sıkıntılar yaşamayacaklarını kim garanti edebilir? Bu birbirine düşmüşlüğün yapılan tasfiye ile sona ereceğinin garantisi var mı?

İçine girilen “birbirine düşmüşlük” dönemi kısa zamanda yerini mis gibi(!) bir kokuşmuşluğa bırakacak gibi görünmüyor mu?