İlgilisine Açık Mektup: Sarıkamış Anıtı’nı Yapmakta Geç Kalmayalım! OK
Bu açık mektubu kime yazacağımı kestiremedim. Doğrudan Cumhurbaşkanımızı mı muhatap almalıydım, yoksa henüz bizce meçhul olan yeni başbakanı mı? Yok onları değil de Meclis Başkanı’nı, Genelkurmay Başkanı’nı, İşçişleri Bakanı’nı veya Kültür Bakanı’nı mı?
Diyeceksiniz ki, “bu açık mektup, ilgilisi kimse ona ulaşır.” Elbette açık mektuplar öncelikle kamuoyuna yazılır... Açık mektubumuz Sarıkamış’la ilgili... Hani şu uluslararası kirli odakların tepe tepe kullandığı terör örgütünün insanlık dışı, caniyane katliamının vukubulduğu Diyarbakır’ın Sarıkamış köyü, Dürümlü mezrası ile ilgili...
Bu bir dönüm noktası. Terör örgütünün insan düşmanlığının zirve yaptığı bir hadise bu. Masum insanları, sivilleri doğrudan hedef alarak bazılarını buharlaştırdığı hunhar katliamı hafızamızdan asla çıkmayacak şekilde kayda geçirmeliyiz. Önce halkımızın hafızasına karşı yürütülen psikolojik savaşı bertaraf etmek için bunu yapmalıyız. Birileri tarafından pompalanan “katliam yapsa da masum terör örgütü” imajını yerle bir etmeliyiz.
Bu menfur cinayetin müsebbibi olan alçaklar “Bombaları biz patlatmadık, oradan geçiriyorduk, yoksa katliam niyetimiz yoktu, işbirlikçi köylüler ateş ederek patlattı” açıklaması yapmış. Be şerefsiz, bre müptezel, be hey alçağın önde gideni! O kamyondaki bombaları çocuklara yastık yapmak için mi taşıyordunuz? Orada değilse başka bir yerde patlatıp katliam yapmayacak mıydınız? Bu sorulara siz cevap vermeyeceksiniz, sizin kuyruk sokumunuzdan nemalanan sırıtkan anti-Selahattin gibi, kırıtkan Baydemir gibi şerefsiz davranışlar içinde olanlar cevap verecekler. Fakat her fırsatta bilmem nerelerini yırtan bu zerzevat nerelerde? Birkaç gündür sesleri solukları çıkmıyor. Yoksa “bırak katledilen Kürt halkını, CHP’yi kafalayıp dokunulmazlıklarımızı kurtaralım, keyfimize bakalım” hesabında olduklarından mı? Hadi konuşsanıza! Hadi nasıl insaniyet için çalıştığınızı, nasıl ille de “barış” dediğinizi göstersenize? Hani Cizre’de, Şırnak’ta, Sur’da gösteriler yapıyordunuz ya, “siviller katlediliyor” diye... Yoksa Sarıkamış halkı asker mi, polis mi? Yok onlar “düşman”! Sizin fasit davanızı benimsemeyenler Kürt, Türk fark etmez “düşman”dır, potansiyel ölüdür. Sizin düşmanınız halk! Siz bir terör devleti kurmayı ideal edinmişsiniz. Kandan besleniyorsunuz. Elbette bu hainliğiniz karşılıksız kalmayacak. Gelelim sadede: Sarıkamış’ta bir “Kardeşlik ve teröre lânet anıtı” yükseltelim. Üzerine Türkçe ve Kürtçe ibarelerle birlik ve baraberliğimizin ifadesi olan satırlar kazıyalım. Bu topraklardaki varlık ve birliğimizin müsebbibi olan kahramanların Alparslan’ın, Selahaddin’in, Yavuz’un ruhlarını şad edelim. Bu anıtın açılışı ükemiz için bir milat olsun. Ve o masum, tüy gibi hafif cennetlik şehitlerimizin anıt mezarını yapalım... Kabre konulacak cesetleri bulunamasa da!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.