‘Alamet-i farika’sı ‘tam uyum’
Başbakan Davutoğlu, meclis grubundaki son konuşmasında ve AK Parti Genel Merkezi’nde yaptığı kongreyi ilan eden konuşmasında koyduğu standardı dün de sürdürdü.
Şık bir vedaydı.
Bunun kıymeti var.
Davutoğlu’nun siyasi olgunluğu, AK Parti’deki devir-teslim sürecinin gürültüsüz, yarasız-beresiz tamamlanmasında muhakkak ki etkili oldu.
Bu olgunluk, ‘Ahmet Hoca’nın seviyesiyle, siyasi tecrübesiyle mütenasipti.
Seyrettiğim kadarıyla, (‘Seyrettiğim’in izahını Allah izin verirse yeri ve zamanı geldiğinde yaparım) Hoca’nın ‘dava hassasiyeti’ kongre salonunda da karşılığını buldu.
Bu fasıl bitti. Şimdi yeni bir fasıldayız.
AK Parti’nin lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık görevini Binali Yıldırım’a tevdi etti.
Yeni dönemin ‘alamet-i farika’sı ‘tam uyum.’
Bu açıdan bakıldığında, Cumhurbaşkanı’nın tercihi isabetli.
Kabul edelim ki, Türkiye, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra farkına vardığı bir ‘sistem sancısı’ yaşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uygun gördüğü zamanlardaki müdahaleleri, sistemin, Erdoğan’ın kontrolünde, tedricen yerine oturtulmasını hedefliyor.
Cumhurbaşkanı’nın ‘pratik’teki ‘dokunuş’ları, pratiğin ardından gelmesi gereken‘teori’ye de yol göstermiş oluyor.
Bir sonraki aşama muhtemeldir ki Partili Cumhurbaşkanlığı.
Sonunda da Başkanlık.
Binali Bey’in konuşmasının arasında yol, köprü, tünel, çok geçti. Tabiidir, Yıldırım’ın siyasetteki performansında bunların yeri çok.
Öyle ki, teröre temas ederken dahi “Yolları böleriz, vatanı bölmeyiz” ifadesiyle‘bölünmüş yol’lara gönderme yaptı.
Yine de, Binali Yıldırım’ın en çok altını çizdiği vaad, terörle mücadele.
Belli ki, fezlekelerin geçmesinden sonra, terörle mücadele, yeni, tazelenmiş bir kararlılıkla devam edecek.
Binali Bey’in başka bir vurgusu, aynı zamanda ‘vaad’ niteliği taşıyor. Ve bu vurgu, tedricen yerine oturması istenen sistem açısından, diğer vaadlere nazaran daha büyük bir önem arzediyor.
Diyebilirim ki, en büyük vaad.
Nedir ‘en büyük vaad?’
‘Uyum.’
Yukarıda, ‘yeni dönemin alamet-i farikası’ olduğunu yazdığımız ‘tam uyum.’
Kongrenin en dikkat çeken vasfı da, Binali Yıldırım’ın ‘en büyük vaad’iyle uyumlu olması.
Gerçekten, AK Parti, lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yukarıda’ olduğunun, kontrolün ‘lider’de olduğunun bilincinde olarak, uyumlu ve başarılı bir ‘bayrak devri’ kongresi gerçekleştirdi.
Delegelerin verdiği yüksek oy, uyumun göstergelerinden sadece biriydi.
Yıldırım, yeni anayasa ve başkanlık sistemine de, hemen hemen terörle mücadele kadar vurgu yaptı.
Şimdi hükümet kurulacak.
Acaba kabinede kimler var?
Önemli mi?
İlk bakışta önemsiz görünüyor. Zira nasıl olsa Erdoğan’ın kuşatıcı liderliği icranın lokomotifi olacak.
Hayır önemli. İşlerin nasıl bir üslupla yürüyeceğini, ekonomi yönetiminde ilkesel bir değişiklik olup olmayacağını, AK Parti’nin henüz damgasını vurmadığı bazı alanlarda esaslı reformlara girişip girişmeyeceğini anlamak bakımından önemli.
Kongrede sürpriz var mıydı?
Teknik olarak, hayır.
Fakat, bir ara Binali Yıldırım’ın sesi kısıldı. Binali Bey, sesinin muhalefetine rağmen hitap etmeye devam edeceğini söyledi.
Derken, tam sözlerine son verecekken, Binali Bey’in sesi düzeldi.
Sonra anladık ki Sare Hanım, bir karışım göndermiş. Binali Bey’in sesi o karışım sayesinde düzelmiş.
Sürpriz denir mi bilmem. Ama Sare Hanım’a yakışan bir jestti.
Bitti kongre.
Binali Yıldırım, Külliye’ye cebinde kabineyle gittiyse bugün, gitmediyse yarın veya öbür gün Başbakan.
Yeni dönem memleketimize hayırlı olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.