Vatan hainliğinin târifi
Küffara, yâni Batılı devletlere Türkiye aleyhinde siyasî, fikrî, edebî, iktisadî ve askerî cihetten zemin hazırlayanlara, yataklık ve ajanlık edenlere, vatanın ve milletin varlığını zayıflatanlara vatan haini denir.
Vatana ihânet, vatan hainliği ya da hıyânet-i vataniye, meşrûiyetini milletten alan devlet veya hükümeti devirmeye, düşmanlarla içeride ve dışarıda işbirliği etmeye, vatan savunmasında savaştan ve askerlikten kaçmaya yönelik eylemleri hâvî suç türüdür.
HAİNLİĞİN EN TEMEL TÂRİFİ DÜŞMANLA İŞ BİRLİĞİ YAPMAK
Vatana ihânetin en temel târifi, İslâmî zihniyete sahip ve meşrûiyetini Müslümanca hayat isteyen ve yaşayan toplumun hâkimiyetinden ve reyinden alan devlet ve hükümete karşı türlü yollarla muhalefet etmek, anarşi çıkarmak, gücünü zayıflatmak ve bu eylemlerinde düşman devletlerle işbirliği içinde olmaktır.
Vatan fikrini, yâni millî (İslâmî mânasına gelen) endişeyi, grup varlığının veya ideolojik ve siyasî gayesinin gerisinde tutanlar türlü türlüdür. Türkiye'nin zararını kendi grup, dernek, vâkıf, cemaat, siyasî parti ve ticarî kuruluş emellerine kâr görenler haindirler.
Elbet bir gün hilâfetin sahibi ve İslâmî meşrûiyetin geçerli olacağı bir devlet olacağını ümit ettiğimiz Türkiye’nin tarihî düşmanları olan Hıristiyan Batı’yla “diyalog” müdafiliği adı altında istihbarî görev yapanların pozisyonu vatan hainliği çizgisindedir.
Fikirleri itibariyle başlangıçta vatan hainliği gibi emelleri olmayanlar bir müddet sonra indî varlıklarını koruyabilmek için Amerika ve İsrail gibi sömürgeci ve küfür birliğiyle iş tutmakta beis görmediklerini ve “Medeniyetler ittifakı” adı altında küfür birliğinin Türkiye’de ve İslâm âlemindeki yıkıcı faaliyetlerine desteklerini aşikâr etmişlerdir.
Cümle âleme malûm olan, PKK ve yandaşları siyasî parti ve dernekler, Türkiye’yi parçalamak gayesiyle düşman devletlerle işbirliği içinde olduklarından büyük hain ve düşman sıfatını haizdirler.
“Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır” (Mâide: 51) âyeti ışığında vatan hainlerinin, yâni Türkiye’nin iç ve dış düşmanları lehine çalışanların özelliklerini ve statülerini tesbit etmek mümkündür.
DÜŞMAN NÂMINA KARGAŞA ÇIKARMAK VE MUHBİRLİK HAİNLİKTİR
Türkiye’de kargaşa çıkarmayı, darbe yaptırıp siyasî ve iktisadî varlığın çökmesini plânlayan düşmanla ve içerideki işbirlikçileriyle bir olmak, düşmanın nâmına çalışmak, yayın yoluyla muhbirlik yapmak ve benzeri her türlü faaliyet hainlik vasfını haizdir. Amerika’yı, yâni küffarı dost gösterenler, âlet olanlar, onun kötü emellerinden söz etmeyenler hainlik libasını giymiş olanlardır.
KİM VATANINA BİGÂNE KALABİLİYORSA HAİNDİR
Kim küffar diyarında kalmayı yeğleyip, kendi indî varlığını milletinin ve vatanının menfaatinden üstün tutup önceliyorsa onun din ü vatan kaygısının olmadığı anlaşılır.
Kim, Bediüzzaman Hazretlerinin “Memleket dahi bir hânedir ve vatan dahi bir millî ailenin hânesidir. Madem ben de bu vatanın bir evlâdıyım, bu vatanın saadetine hizmet etmek benim için farzdır” sözünü unutup, Türkiye düşmanlarının ülkesinde sözde dine hizmet ettiğini iddia ediyorsa onun millî duyguları hasar görmüştür.
İnsan-ı kâmillerin sözüdür: “Millet ve vatan ruh ve ceset gibidir. Vatansız bir millet olmadığı gibi, milletsiz vatan da harabe bir ev gibidir. Bu hâne içinde büyümüş, ilim ve irfandan nasibini almış vatanperver şuurlu bir insanın hayatı boyunca bu nimete şükretmesi dinî bir borçtur. Onu bir vâlide gibi hakiki ve kusursuz sevmeli ve hizmetinde bulunmalıyız.”
Hâsıl-ı kelâm; kendi menfaatlerini, vatanın ve milletin menfaatine tercih eden bir kimse vatan ve milletine ihânet etmiş sayılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.