Atalarımız, “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diyor!

Şayet bu söz doğru ise ki doğruluğundan hiç şüphemiz yok! O zaman Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in partisinden kovulması oldukça yakın demektir!

Zira Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek dile getirdiği doğrular ile partisini bir hayli zorda bırakacak açıklamalar yapmış bulunuyor!

Diyor ki:

“Hükümet olarak bizim bahane üretme hakkımız yok.

Hatta başkalarını suçlama hakkımız yok. Bu ülkenin bir sorunu varsa sorumlulukta biz de çözümde buradadır. Başkalarını suçlayarak çözüm üretemeyiz.

Efendim ne yapıyorlar?

Bize komplo kuruyorlar, bizi kandırıyorlar. O zaman kandırılmayın!”

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in dile getirdiği bu gerçekler adeta bir manifesto gibi değil mi?

Zira bugüne kadar iktidar partisinin hiçbir ferdinden bu tür sözler sadır olmadı!

Hep bahaneler üretildi. Hep başkaları suçlandı! Aralarından kimse çıkıp sorumluluk bizde demedi!

Yine aralarından kimse çıkıp “çözüm üretecek” kişilerin kendileri olduğunu söylemedi! İyi niyetten söz edildi! İyi niyet istismarından bahsedildi!

Hatta, “Ne istediniz de vermedik” diye sitemler edildi!

Evet, bugüne kadar iktidar kanadından hiç kimse yaşanan başarısızlıklardan dolayı bir sorumluluk üstlenmeye yanaşmadı! Yani doğruları dile getirerek sorumlulukları üstlenmek yerine bahaneler üretilip başkaları suçlandı!

Şimdi içlerinden biri çıktı, doğruları dile getiriyor!

Madem “doğru söyleyen dokuz köyden kovulurmuş” o halde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in bir kulp takılarak kovulmasının eli kulağında demektir!

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek “Bizi kandırıyorlar” diyenlere, “Kandırılmayın o zaman” diye uyarıyor!

Kandırılmayı “alışkanlık” haline getirenler bunu nasıl başarsınlar? Bu şartlar altında, “Bu kadar doğrucu bir adam bize lazım değil” denilmesi size göre de “an meselesi” değil mi?