Avrupa Avrupa duy sesimizi!”

Bu bir zamanlar futbol sahalarını inleten bir tezahürattı...

Avrupa mitini (efsanesini, esatirini) kitleler futbol sahalarında hedef aldı.  “Avrupa miti” diyoruz, mağlubiyet ideolojisinin temelinde bu efsane var. Avrupa’nın büyüklüğü, gücü, yenilmezliği. Futbol fanatizmi ile birleşen avami milliyetçilik bu mitin bir gün çökeceğini adeta erkenden haber verdi.

  Avrupa ile ilişkilerimizin en kritik noktasındayız. Bundan önce hep Avrupa buyurdu ve biz kabullenmek zorunda kaldık. Şimdi biz diretme gücünde miyiz? Avrupa’ya sonuna kadar “hayır” diyebilecek miyiz?

Bu, yakında görülecek.

  Sadece malûm vize meselesini kastetmiyorum. Daha yakın bir örnek var: Almanya’nın soykırım oylaması... Almanya meclisi hayatî bir oylama yapacak. Ya aklıselim galip gelecek, ya da Avrupa’nın çivisi Almanya’dan sökülmeye başlayacak. Yani oylama asıl Almanya açısından hayatî. Almanların 19. yüzyılın sonunda milli birliklerini inşa ettikten sonra iki büyük savaşa kalkıştıkları malum. Bu savaşları kaybettiler, zelil ve sefil oldular. Bu durum “Alman aklı” konusunda tereddüt uyandırmıyor mu? 

Tabii Almanlar her dafasında tekrar toparlandılar, güçlü bir ekonomik varlık olarak sahneye döndüler. Avrupa Birliği, esasen Alman iradesine bağlı. Almanları çıkarın, Avrupa Birliği’nin devamı mümkün olmaz.  Dünyanın şu anki manzarasına bakıp da stratejik sonuçlar çıkarmak isteyen bir akıl neden Türkiye ile ilişkilerin bozulmasına yol açacak bir adım atar? Daha doğrusu Alman aklının meselesi ne?

Nerede tutukluk yapıyor bu akıl? ABD, neden Ortadoğu’da Avrupa ile değil de Rusya ile birlikte? Çünkü Avrupa’nın operasyonel bir takati yok. ABD, Avrupa’dan hava desteği alıyor. Daha ötesini Rusya ile hallediyor.  Rusya’nın sahaya girmesi NATO müttefiki, Rusya tehdidine yakın Avrupa ülkelerini neden tedirgin etmiyor? AB’nin adalı ortağı İngiltere, kıt’a Avrupası ile ilişkilerini oylarken Almanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük gücü olan Fransa’daki karışıklıkların manası ne?  Fransa’daki gerileyişin Avrupa’nın geleceğini etkilemeyeceği mi sanılıyor? Eğer Almanlar, AB’nin devamını istiyorsa...

Türkiye ile ilişkilerini sıkıntıya sokacak saçmalıklardan uzak durmalı. Alman aklına karşılık, Ermeni soykırımı tasarısının saçmalık olduğunu söylüyoruz.  Bu akla ziyan bir saçmalık. Yüz yıl önce Almanlarla müttefiktik, onlara güvendik dünyaya karşı savaştık. Ermeni tehcirinin ardında Alman aklının olduğu hep söylenir. Peki yüz yıl sonra Almanlar neden böyle ayaklarına sıkıyorlar?

Diyorlar ki, “İmparatorluk bu kötülüğü önlemedi, onlar da suçlu”! Biz de şunu mu demeliyiz: “Osmanlı Devleti yaptı, bizi bağlamaz!” Avrupa sesimizi duymazsa ne olur?  İlişkilerimiz bozulur. Almanya’daki 3 milyon vatandaşımızın ağzının tadı kaçar. Almanya’ya entegre olmaya başlayan bu unsurlar muhalif bir tavır geliştirebilir. Türkiye bu unsurları harekete geçirebileceği gibi, ülkeye davet ederek tersine işgücü ve sermaye akışı sağlayabilir.  Alman aklının Suriye kaynaklı mülteci dalgasının Avrupa’nın rahatını kaçırma potansiyelini de kaale almadığını söyleyebiliriz.  Avrupa sesimizi ya duyacak...

Ya duyacak!