Mübarek ramazanda şu mahut “leş-başkan”lardan söz etmek asla aklımdan geçmezdi. Bunlar içeride kredilerini tamamen tükettiler, halk bu sahtekârlardan yüz çevirdi, dokunulmazlıkların kaldırılması kararından sonra kuyrukları iyice sıkıştı, içeride deniz tükendi, ifsadlarını dışarıdan sürdürmeye çalışıyorlar.

Türkiye’de olup biteni bilmek gibi bir mecburiyeti yok Avrupalıların, Amerikalıların. Bu yavurlar da bundan bilistifade katmerli yalanlar atıyor, şarlatanlık tarihine geçecek inciler yumurtluyor ve babalanır gibi yaparak “kurtarın bizi” mesajını her dilden yayıyorlar.  İnsanı insan yapan ahlâktır, dürüstlüktür. Namus bu iki kelimenin sahasındadır. Bu kelimeler Türkçe’de olumsuzluk anlamı veren –sız, -siz gibi ekler olmadan bu isimlerle bir araya gelmiyor.  Hani Cumhurbaşkanı “hakikatli olun ciğerimi yiyin” gibisinden bir söz sarfetti ya, ulan siz namuslu olun, ahlâklı olan, dürüst olun, ne istiyorsanız söyleyin, ciğerlerimizi kebap edelim!  Ama gak guk etmeyin. Eğer doğru söylemeyecekseniz, susun. Susmak da fazilettir.  Bunlardan anti-Selahattin’den baştan beri Allah için hiç hazzetmediğimi okuyucularım bilir. Adamın bir tane olsun doğrusu olmaz mı yahu! Adam bir gün olsun riyakarlık etmeden duramaz mı be! Bunun Kürtlüğü de hakikat değil, söyledikleri de. Bunların terör örgütünün artçılığından başka rolü yok.

Terör örgütü alanı açıyor, bunları tayin ediyor, Ankara’ya sözcü olarak gönderiyor. Hiç bir sözleri kendilerinin değil. Eğer kendilerinden bir şey söylüyor ve yapıyorlarsa, hemen çark ettiriyorlar.  İnsan olan ar eder. Sen nesin yahu? Senin fikrin zikrin, duruşun, hasiyetin-haysiyetin yok mu?  Olsa idi... Ah zerrecik olsa idi... Yasin Börü, o masum kuzucuk, eli kanlı adamların eliyle hunharca katledilirken “dur” derdin. Hadi bunu yapamadın, ertesi gün gözyaşları ile ailesinin ayaklarına kapanır af dilerdin. Kabul ettirinceye kadar da öyle kalırdın.  Sen adam olsa idin, şu 2015 Temmuz ayından beri çukurlarda gömülmeye gönderilen fidanları kurtarmak için elinden gelen-gelmeyen her şeyi yapardın. Senin işe yarayacağın zaman o zamandı.

Sen 7 bine baliğ olduğu söylenen Kürt gençlerinin katilisin. Memleketin güvenliğini sağlamakla vazifeli askerlerimizi, polislerimiz öldürmekle bir yere varılamayacağını onlara anlatabilirdin. Onları ölüme göndererek siyaset yapmayı marifet zannettin. Hatta daha ötesini, bu çukur siyasetinin bir halk ayaklanmasına dönüşebileceğini sanmak hamakatını irtikab ettin.  Hamakat ehli kendini dünyanın akıllısı sanır! Sen de öyle zannettin. Devlete silahla mukavemet eden teröristlerin akıbetinin ne olmasını bekliyordun?  Hâlâ konuşuyorsunuz ve devleti suçluyorsunuz.

Devlet güçleri durup dururken mi Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de operasyon yaptı?  “Yahu yüzmek için şehrin çocukları çukurlar açmışlar, bizde su verelim de emellerine nail olsunlar” mı demeleri gerekirdi?  Alçak kelimesi senden utanır! Sen daha ötesine geçtin. Bu kadar gencin ölümüne yol açtığın halde aynı hamakatperdaz tavırlara devam ediyorsun. Tayyip Erdoğan’ın diploması yokmuş, ehil değilmiş, cumhurbaşkanı olamazmış. Senin insan olma ehliyetin var mı?  Kürt halkı ile Türk halkı arasında nefret oluşuyormuş, etnik savaş çıkacakmış.

Türk halkı ile PKK arasında nefret vardı, bu nefret Kürtlere de geçti. Seni korkutan bu.  Etnik savaşı Kandi’deki besili şiş göbek patronların da ağızlarının suyu akarak yıllarca bekledi. Onlar bu süreçte yaşlarını başlarını aldılar. Devlet onlara jübile fırsatı tanıdı, ağababaları izin vermedi. Senin akıbetin de onlardan farklı olmayacak! “Barışı getirmek için siyasetteyim.

Erdoğan’la bir araya gelmem sorunları çözecekse bunu yaparım” buyurmuşsun. Bu ne fedakârlık! Ben sana çözümün ne olduğunu söyleyeyim: Mübarek ramazan günü oruç tut! Sanma ki sana aç kal diyorum. İstiyorsan tıka basa ye iç. Fakat yalan orucu tut, yalan atmayı bırak. Palavra orucu tut, palavra sıkmayı bırak. Riya orucu tut, iki yüzlülük etme! İslâmcılıktan merdut bir partilinin konuşması canını sıkmış. “Partide Müslümanların temsilcisi benim” demişsin. Öyleyse münafıkların, müşriklerin, hatta kâfirlerin temsilcisi kim? Senin Stalinist dinsiz partinle Müslümanların ne işi olabilir ki?