Ülkücüler Türkiye'ye demokrasi öğretiyor
Pazar günü MHP'de gerçekleşen olağanüstü tüzük kurultayının en net sonucu şudur: 1 Kasım akşamından itibaren ayağa kalkan değişim iradesi bir aşamayı daha başarıyla geçmiştir... Karar yeter sayısının üzerinde bir rakam kendisinin, partisinin ve ülkesinin siyasî mukadderatına el koymuştur...
Görevden alınma endişesiyle açıktan tavır koyamayan ile iradesini beyan etmek için seçimli kurultayı bekleyenler de hesaplandığında 900'ün üzerinde bir delege sayısıyla 'geriye sayım' artık vites büyütmüştür...
MHP'de delege sadece kendi genel merkezine değil, Türkiye'ye demokrasi öğretiyor... Hem de en çok vurulduğu yerden, antidemokratik yaftasından!.. 1 Kasım'dan bu yanan 'öfkeleri diner, tepkileri yumuşar' diye beklenen insanlar o sıcakta kilometrelerce yol yürüyerek partilerinin ve ülkenin siyasî istikbâlini yeniden inşa etmek için tarihin hafızasına derin çentik attılar...
Fark müthişti... Memleketi 14 yıldır yöneten ve giderek daha da totaliterleşen 'adalet'in ve 'demokrasi'nin partisi, delegelerini, yöneticilerini, tribünlerdeki partililerini bir mesaj dinlenirken esas duruşa geçiriyor, adaleti mumla arattığı gibi, gittikçe demokrasiden uzaklaştırıyor... Diğer yandan MHP delegesi "Ben varım, iradem var, demokrasiye böyle sahip çıkılır" diyerek sağ siyasete egemen kalıpları yerle bir ediyor...
***
Yürüyüşün temposu ve her türlü engele rağmen birer birer alınan mesafeler 10 Temmuz'un bu demokrasi mücadelesine 'taç giydirme günü' olacağını belgeliyor... Şimdiye kadar çıkarılan hiç bir söylenti, motivasyonu bozmak için başvurulan hiç bir yalan, çıkarılan hiç bir engel bir milim gerilemeye yol açmadı... Aksine her yalan ve engel, adımların daha da sıklaştırılmasına ve yere daha kararlı vurulmasına kapı araladı...
Kurultay için toplanan imzaların Yargıtay'ca onaylanmasıyla ortaya çıkan rakam 530'du... Ondan sonra gerçekleşen büyük ikna ve karşı propaganda çabasına rağmen 19 Haziran'da görüldü ki açıktan değişime omuz verenlerin sayısı noter tespitli 658 oldu... Sadece rakamlardaki gelişimin yönü bile 10 Temmuz'da nasıl bir rakamın tarihe damga vuracağını göstermeye yetiyor...
Tarihinde bu tür tecrübesi olmayan bir hareket, ülkenin gidişatı karşısında düştüğü dehşetle kendisine tutunarak ayağa kalkıyor... Bu büyük gayretin en itici gücü bu... Herkes biliyor ki konu, 'mevcut genel merkezle muhalif adaylar arasındaki bir konu' türünden ucuz, basit ve sığ değil... Konu, sadece MHP'lileri değil, ülkenin geleceğiyle ilgili endişeye kapılmış herkesi yakından ilgilendiren son derece hayatî bir hamle...
Çok net: Değişim olursa, iktidar lehine olan siyasî balans bozulacak, Türkiye'yi felakete götüren statü sarsılacak... Değişim olmazsa hiç bir şey değişmemiş olacak ve memleketi şelalenin kırılması noktasına doğru sürükleyenlerin iktidarı devam edecek... Bu durumda hâlinden memnun olan 'parti içi iktidar' da o koltukların hayrını görecek, görebilirse!..
***
Bugün değişim için adı geçen adayların hangisi genel başkan olursa olsun MHP'nin oyları artacaktır... Hem 57. Hükûmet'ten toplum hafızasında kalan olumsuz birikim hem de AKP iktidarına karşı alınan sürekli yenilgilerin etkisiyle mevcut genel başkanla parti gerçek oy potansiyelinin sürekli altına geriliyor... Bunu da en iyi kestiren hiç şüphe yok ki iktidar ve medyası... Onun için de bu değişime karşı kampanyada yer almaktan hiç çekinmiyorlar... Onlar da biliyor, değişimden sonra kim genel başkan olursa olsun bu rakam yukarıya doğru ivmelenecektir... Endişeleri haklı biçimde bu gerçekten beslenmektedir...
İktidar çevrelerinin ve medyasının Meral Akşener'e çok daha fazla ve düşmanca yüklenmesinin sırrı da burada... Hem delegeden hem de halktan en çok oyu alacak adayın Akşener olduğunu adları gibi biliyorlar... Yaptırdıkları anketlerde ağır bir 'halk darbesi'nin ayak seslerini tespit ediyorlar... Üstelik en çok edebiyatını yaptıkları ve meşruiyet devşirdikleri 'sandık' üzerinden!..
Aslında anketlere bile gerek yoktu... Adım atılan her il, her ilçe, her meydan, her salon bu farkı gözlere soktu... 15 Mayıs'ta ve son olarak da 19 Haziran'da ortaya çıkan tablo bunu bir kere daha tescilledi... MHP tabanı muktedirler tarafında ezildikleri, ötekileştirildikleri, örselendikleri bu adaletsiz iklime isyanla uzun yıllar sonra ilk defa kekelemeden, yutkunmadan, cesaretle, özgüven kuşanmış biçimde 'Başbakan' diye bağırıyorlar ve bu kimseye artık hayal olarak görünmüyor... Her seçim akşamı 'başkalarının balkonlardaki zafer konuşmalarına mahkûm edilmiş bir parti tabanı' büyük bir heyecan içinde o güne hazırlanıyor...
En büyük devrim zihinlerde çoktan gerçekleşmiş durumda... Sıra artık uygulamada... Bu yolda 19 Haziran'da bir engel daha aşıldı... Yeni engelleme çabaları olacak olsa da bu yürüyüş durdurulabilecek cinsten değil...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.