Herkesi kendiniz gibi psikopat mı sanıyorsunuz?
Terör ırka, dine ve aidiyete göre mahiyet değiştirmez. Terör, terördür. DAEŞ de yapsa terördür, PKK da yapsa terördür.
Hayır, öyle değilmiş...
Havaalanındaki saldırının failleri anlaşılınca, “malum koro” sosyal medyadan anında tepki verdi.
Bir CHP milletvekili, sorumsuzlukla ve utanmadan, “AKP’nin beslediği IŞİD...” diye başlayan, sorumsuzlukta ve rezillikte kimselerin yarışamayacağı bir twet attı. Aynı arkadaş, Orlando’daki gay saldırısına çok üzüldüğünü söylemişti... Saldırı Türkiye’de olunca, birden “oh olsun” kıvamına giriyorlar.
Benzeri bir mesaj, Eren Erdem denilen adamdan geldi.
Bu da bir CHP milletvekili...
Muhtemel bir “İran-Türkiye savaşı”nda İran’ın yanında yer alacağını söyleyen, Rusya’yla ilişkiler bozulunca Rus kanallarına koşup Türkiye’yi şikâyet eden (Türkiye’nin, Suriye’deki terör gruplarına kimyasal silah yardımında bulunduğunu söyleyecek kadar alçalan) bu arkadaş da, ilk tepki olarak, “Türkiye’nin himaye ettiği IŞİD...” cümlesini kurdu.
Kimse, “Hayır, IŞİD böyle şeyler yapmaz” demiyor ki...
IŞİD (yani DAEŞ) böyle şeyler yapıyor.
Nitekim dünyanın dört bir yerinde, canlı bombalarıyla masum insanların kanına girdi, kanına girmeye devam ediyor.
DAEŞ’e uzanan bülbül dilleriniz, PKK söz konusu olunca neden susuyor?
DAEŞ’in yaptığı işlerin aynını ve benzerini PKK terör örgütü de yapıyor. Misliyle yapıyor hem de...
Neden PKK’ya yönelik bir kınama cümleniz yok?
Neden “Nereden gelirse gelsin, terörün her türlüsü...” ifadenizin içine PKK terörünü yerleştirmekten imtina ediyorsunuz?
Bir çift söz de, Can Dündar marifetiyle “paralel örgütün” resmi bülteni gelmiş Cumhuriyet gazetesi ve çakma liberallerin son sığınağı olan “T24” sitesi için söylemek isterim.
Paris’te bombalar patladığında, “Gezi üçkâğıtçısı” Can Dündar, “Fransa çocuklarına ağlıyor” diye manşet atmıştı ve ekibiyle birlikte kendisi de Fransa için ağlamıştı.
Türkiye’ye ağlamak içlerinden gelmiyor..
Türkiye söz konusu olunca, (“Terörün başkenti, “terör havaalanı”, “terör ülkesi” vs.) karanlık tablolar çiziyorlar ve olağan hedef Erdoğan’ın işini daha da zorlaştıracağını düşündükleri için, açıkça teröre destek veriyorlar. (Öyle ya, PKK diye bir “terör örgütü” yok. Bu örgütün militanı olduğu söylenen çocuklar da, bildiğimiz anlamda terörist değil, “ekolojik devrimciler.” Yerlere sigara izmariti dahi atmıyorlar. Bu kadar rakikler...)
Doğan Akın’ın yönetimindeki Jurassic Park’a gelince...
Hasan Cemal’e, Murat Belge’ye ve isimlerini buraya sığdıramadığımız diğer arızalı zevata yataklık ediyor, bir tür “mecra” oluşturuyor, o arkadaşların sesini (yani küfürlerini ve delice saçmalamalarını) dünyaya duyuruyor iyi de ediyor ama, “insanlık” diye de bir şey var birader.
Brüksel’deki terör saldırısının görüntülerini “İşte Yeşilköy” diye vermenin, bütün uyarılara rağmen o görüntüleri ısrarla yayında tutmanın âlemi nedir?
Ne anlatmaya çalışıyor bize Doğan Akın? “Biz yalancıyız. Biz sorumsuz ve vicdansız insanlarız... Bizden ahlaklı bir davranış beklemeyin.”
Bunu mu demeye çalışıyor?
Peki, “kripto paralelciler”in bulvar gazetesine ne buyurulur? (Kendilerini gizlemek için, bol sayıda Kemalist ve eski Maocu çalıştırıyorlar.)
Dün, birinci sayfalarından kan damlıyordu.
Kan görmeye ve göstermeye ne meraklıymış bu arkadaşlar.
Pornografik bir işgüzarlıkla seçtikleri resimleri yayınlayarak, hangi bastırılmış duygularını tatmin ediyorlar?
Herkesi, kendileri gibi “düşmüş” ve “sapkın” mı sanıyorlar?
Bu nasıl bir “Erdoğan düşmanlığı” ki, hiçbir değer, hiçbir ölçü, hiçbir ahlaki kaygı tanımıyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.