Târih şöyle yazacak: Darbeci generallerle milletin savaşı
Türkiye darbeler tarihinde generallerin postalları altında ezilişimizin acılı yankıları kanlı 15 Temmuz gecesi yankılanıyor şimdi.
Tarih şöyle yazacak: 15 Temmuz 2016 darbeci generallerle milletin savaşı… Tanklara karşı iman dolu göğsüyle karşı duran, bombalara karşı bayraklarla sokakları tutan, kanlı silahlardan çıkan kurşunlara karşı selâlarla dimdik duran asil Müslüman Türk milleti gözü dönmüş darbeci generalleri mağlûp etti, dize getirdi….
Bu şanlı müdafaayı böyle yazacak tarihler…
27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat generallerinin kanlı ruhunu taşıyan benzer generaller 15 Temmuz’da darbesinde millete silah çektiler, milleti koruyan polis okullarını ve meclisi bombaladılar, Türkiye’yi iç savaşa sürükleyip idareye el koymaya teşebbüs ettiler. Ne var ki, necip Türk milletinin imanlı itirazıyla karşılaştılar bu kez.
Türkiye’de ve dünyanın bütün ülkelerinde bir kısım generaller darbeci ve katliamcıdırlar. Mesleklerini pozitivist cihetiyle tâlim ettikleri için acıma ve merhamet duygusu taşımazlar. Aldıkları Harp Sanatı eğitiminin insanî, kalbî ve her şeyden önce İslâmî bir zemini olmadığından nekrofil, yani ölüsevici karakterine dönüşebilirler. Bundandır ki dünyanın her ülkesinde bir kısım generaller katliam yapıyor, kan döküyorlar.
Darbeci generallerin halet-i ruhiyesi egemen olmak tutkusuyla doludur. Pozitivist, acımasız ve katliam tutkusuna sahip küffar Batı “uygarlığı” eğitiminin bir ürünü olan general Türkiye’de de ve diğer ülkelerde de Batılılaşmanın ortaya çıkardığı bir asker tipidir.
Karşı duracağımız zâlimler darbeci generaller olunca, yüreğimizi ve hafızamı daima diri tutmak, 27 Mayıs,12 Eylül VE 28 Şubat’ın darbeci generallerinin yaptıkları idamları, katliamları ve zulümleri unutmamak gerek. Bu darbeler karşısında nasıl bir duruş sergilemişse, 15 Temmuz darbesine karşı da aynı duygu ve düşünceler içinde olacak necip milletimiz.
GENERALLER KANDAN VE DARBEDEN BESLENİRLER
Darbeler kanlıdır, kirlidir. Türkiye’nin yakın tarihi askerî darbelerle geçmiş ve darbeci generallerin dayanılmaz zorbalığı ve zulümleriyle heba olmuştur. Türkiye’nin yarım asrını darbeci generaller kirletmiş ve öldürmüştür.
Darbeler ve generaller, bu ülkenin en uğursuz iki kelimesidir. Öyle ki darbe ve general kelimeleri yan yana söylenir. General dendiğinde darbe akla gelir. Bundandır ki darbeci generallerin kimliklerini, zulümlerini ve yandaşlarını unutmamak vatan-millet borcudur.
Darbeci generaller milletin, Meclis’in kaderinin kendi ellerinde oldukları psikozu içindedirler. Meclis’i fesh edip millet desteğiyle gelen hükümetleri devirebilir ve kafalarına göre anayasa yapabilirler, partilere kilit vurabilirler. Bu şenî fiilleri işlemeyi darbe adına müktesep hak olarak görürler.
Tanzimat’tan bu yana bütün darbeler Batı’dan beslenir ve Batı’nın içerideki işbirlikçileri eliyle yapılır. Hiçbir darbe millet yanlısı olmamıştır. Dokuz Subay Hadisesi, 27 Mayıs Darbesi, 12 Mart Muhtırası,12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven Darbe teşebbüsleri, 27 Nisan darbe bildirisi, Balyoz Darbe Planı, İrticayla Mücadele Eylem Planı, Ergenekon Darbe Örgütü Türkiye’deki bâzı darbelerdir.
Darbeci generaller milletin muarızı ve Türkiye’nin Müslüman hüviyetine düşmandırlar. “Ülkenin ve milletin bağımsızlığı” diyerek hâdim bir eda ve çalımla yaptıkları darbeyi meşru göstermek için darbelerin hemen ardından ABD büyükelçisine brifing vererek biat ettiklerini bildirirler.
Türkiye’de baştan beri darbeci generallere dâvetiye çıkaranlar, CHP’liler, Taksimci güruh, Paralelciler ve bilumum ulusalcı zümreler, Beyaz Türkler ve bunların sermaye çevreleridir.
Bu güruh geleceğin Türkiye İslâm Cumhuriyetinin hayata ve kamuya adım atmasından rahatsız olanlardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.