Başaramazsan helak olursun
Ne demiştik? Biz uyurken FETÖ çalışmış. Askeriyeye, emniyete, yargıya yerleşmiş.
17 Aralık’tan sonra, yani çanak çömlek patlayınca, emniyette ve yargıda bir çalışma yapıldı.
Nasıl yapıldı?
Emniyet tam manasıyla ellerindeydi. ‘Guguk kuşu’ metoduyla memleketin çocuklarını yuvadan atmışlar, kendi yumurtalarını yerleştirmişlerdi.
‘Guguk kuşu’na bir parantez açayım.
Malum, guguk kuşu kuluçkaya yatmıyor.
Kuluçkada olan başka bir kuşun yuvasına, o kuş yuvada yokken gelip, kaşla göz arasında yumurtluyor.
Yuvada üç yumurta var. Guguk kuşu yumurtlayınca dört olacak.
Ya anlarsa yuvanın sahibi? Bu yumurta nereden geldi derse?
Kolay.
Guguk kuşu, o üç yumurtadan birini gagasının arasına alıp fırlatıyor yuvadan aşağıya.
Uzatmayalım. Ev sahibi kuş kuluçkaya yatıyor.
Guguğun yavrusu ötekilerden bir gün önce yumurtadan çıkıyor.
Çıkar çıkmaz tüysüz ve kör haliyle öteki iki yumurtayı ite ite yuvadan düşürüyor.
Şu videoyu seyredin anlarsınız. 2 dakika 47 saniye. Bu kadar kısa sürede bu kadar faydalı bir şey öğrenme fırsatı her zaman bulunmaz.
https://www.youtube.com/watch?v=tG7eW5j7dz4
Aynısını yaptılar.
Sayısız polisi yuvadan aşağı attılar.
Suç isnat ederek. Hapse tıkarak.
Din iman yok ki bunlarda, varsa bile bütün dinlerin haricinde bir din!
Yerine göre, iktidarı kullanarak.
Yargıda da öyle. Ya devşirdiler, ya ekarte ettiler.
Askeriyede, keza...
Darbeden sonra konuşma cesareti buldu Harbiyeli gençler. FETÖ ajanları, okula çalınmış sınav sorularıyla girdikleri yetmiyormuş gibi, devşiremedikleri çocukları disiplin cezasıyla okuldan atmışlar.
Tıpkı guguk kuşu! Kuluçkadan çıkmadan yuvadan atıyor ev sahibinin yavrusunu.
Ergenekon’la, Balyoz’la, askeriyeye mastır yaptırdılar!
Sonunda, 15 Temmuz’da, hasılatı toplamak için darbeye kalkıştılar.
Temizlik vacip idiyse farz oldu. Ama nasıl zor...
Namussuz, adi bir karakterle karşı karşıyayız.
Kabil’in kargayı mürşid edinmesi gibi guguk kuşunu mürşid edinmişler, her haltı karıştırıyorlar.
Böyle pis bir zeminde kimin lafına inanacaksın?
Kim paralel?
Adamlar takıyye gereği Fetonun sülalesine sövüyor, hiç sorun değil.
Temiz adamı ‘paralel’ diye suçlayıp auta çıkarmak bunlarda, pis adama –mesela- Milli Görüşçü vesikası çıkartıp işini gördürmek bunlarda.
Darbeye kalkışmaları, o kadar kötünün yanında bir iyiye vesile oldu.
Hiç olmazsa darbeye bulaşanların paralel, terörist oldukları aşikar.
Bir de darbeden önce pokerci it gibi kuyruk sallayanların, darbe düdüğü çalan boşboğaz veletlerin!
Gerçi darbe üstünde yakalananlar da acayip.
Geçen haber dinliyorum, diyor ki tutuklu subay:
“Ben Fetoyu tanımam, ben darbeci değilim, darbeyi önlemeye çalıştım.”
Neredeyse ‘ben önledim’ diyecek.
Ulan, sen yapmadın, o yapmadı, kim yaptı bu darbeyi?
Feto bile ‘ben yapmadım’ diyor.
Normal bir üçkağıtçı, normal bir hırsız, namussuz, aklınıza ne kötülük geliyorsa, onların hepsinin normali... Bunların yanında melaikedir!
Tombalacının üçkağıtçısı, torbanın içine zula yapar, duymuşsunuzdur.
Bunlar zulanın içine de zula yapan cinsten üçkağıtçı.
Namussuzluklarının içinde birkaç tane daha namussuzluk saklı.
Tasfiye edilenler bunlardandı, ya yerine getirilenler?
1980’den itibaren her sene 80 kadar militan sokmuşlar askeriyeye.
Kaç tane olmuşlardır?
Zor bir iş, fakat başaramazsan helak olursun. Durum budur.
Önceki gün şehit ailelerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Yıldırım’ın kararlılıkları umut vericiydi.
Allah, bu hayırlı işte yardımcıları olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.