Bilmem, o akıl - duygu alaborasının rehabilitasyonu için bir etkisi olur mu, ama ben gene de yazmak istiyorum. 

Şu, “Türkiye dünyadaki herhangi bir ülke. Hicret ediyoruz. Artık bütün dünya bizim çalışma alanımız.” söylemini akıl - iz’an süzgecinden bir kere daha geçirmek lazım.

Önce sorular:

- Türkiye dünyadaki herhangi bir ülke mi?

- Hicret nereye?

- Mekke neresi, Habeşistan neresi, Medine neresi?  

Hicret için önce Türkiye’nin Mekke olduğuna karar vermeniz lazım. Yani siz “Salt İslam hareketi”ni temsil edeceksiniz ve iktidarda, sizin Müslümanca yaşamanıza mani olan küfür iktidarı olacak.

Bu mu?

Milyonlarca Müslümanın İslam’ı her zamankinden “daha özgürce” yaşayabilir hale geldiği bir Türkiye size neden kendisinden kaçılacak ülke oluyor? Yoksa sizin “İslam’ı yaşamaktan öte” bir hesabınız yüzünden Türkiye ile problemli hale gelmiş olmayasınız?

Acayip, önceki dönemlerde İslam’ı yaşama zorluğu varken siz Hicret’i değil, hayatlarınızda İslam’ı azaltmayı tercih etmişsiniz. Şimdi hicret öyle mi? Mesela “İslam’ı yaşama” adına ne dediniz de Tayyip Erdoğan size mani oldu? Namazı ima ile kılmayı, eşinizin başını açmayı, gerekirse içki içmeyi Müslümanlığınızla bağdaştırıp Hicret’e yönelmediniz de, daha özgürcü islami hayat mı Hicret’e zorladı sizi?

Türkiye şimdi Mekke oldu öyle mi?

Ve Amerika Medine?

Amerika’dan kalkıp Türkiye’yi fethedeceksiniz?

Ne kadar ordu topladınız Amerika’da? Amerika’nın İslam dünyasına bomba yağdıra yağdıra tecrübe kazanmış conilerini de “Fetih ordusu”na kattınız mı?

Bedir ne zaman, Uhud, Hendek ne zaman?

Ümmet’le koptunuz.

Türkiye’de Müslüman toplumla koptunuz.

Dindar bir kadronun iktidarına darbe yapmak istediniz.

Tek siz haklısınız?! Tek siz müslümansınız?! Geriye kalanların tamamı “Mekke düzeni”ni koruyan insanlar?!

Akıl tutulmasının dibe vurması bu değilse nedir?

Şu an uluslararası zeminde yapmaya çalıştığınız şey, Türkiye’ye diz çöktürmek. Amerika dövsün Türkiye’yi, Avrupa dövsün, ta ki yere kapaklanan Türkiye’nin üzerine siz çullanasınız?

Bu mu?

Değil mi?

Başka ne?

Niye yapsın bunu sizin için Amerika?

Siz Amerika’ya da hakim olacaksınız belki, İngiltere’ye, Fransa’ya, kısa keselim hatta tüm Avrupa’ya...

Amerika’yı, Avrupa’yı hazırladınız İslam’a değil mi? Medine nasıl olur değilse?  

Habeşistan deseniz anlarım. Ama Habeşistan’a gidenler de sonunda oradan Mekke’yi fethe gelmediler, oradan İslam’ın Medine’sine geldiler.

Siz “Müslümanlıkla yoğrulan yurdu” , her şeye rağmen Müslüman kalmakta direnen ve bu kimliğini bütün kış şartlarında koruyup kardelen gibi gün yüzüne çıkartan yurdu Mekke’leştirip Amerika’dan “Fetih ordusu” üretebileceğinizi düşünüyorsunuz.  

Türkiye’nin üzerine nasıl çizgi çektiniz?

Bu ülkenin müslümanlarını nasıl çizdiniz?

Dünyanın farklı coğrafyalarında çalışmanıza itiraz eden olmadı bu ülkede, hatta destek gördünüz. Türkiye’de de “Ne istedinizse verildi” size... Darbe yapma küstahlığı hariç.

Bakın bu işin sonu yok.

Dünyada kimse güvenmez size artık. “Kendi ülkesinde darbe yapmaya kalkan bir örgüt” notu, üzerinize en silinmez şekliyle işlendi.

Bunu en başında yazdım, farklı ülkelerde ilgi kurduğunuz bütün öğrenciler, gizli örgüte üye muamelesi görecek. Amerika’da ya da diyelim Türkmenistan’da, ordunun komuta kademesinin yüzde 60-70’ine hükmeden bir yapı müsamaha görür mü? Özellikle Batı’da Türkiye’ye karşı kullanılabilecekseniz -o da Batı’nın böyle bir politika izlemesi durumunda- varolacaksınız, yoksa üzeriniz çizilecek. Süt vermeyen ineğe saman atılmaz!

Hicret, iyi bir teselli ama altı gerçekten dolu ise...

Müslüman bir ülkeden gayrı müslim bir ülkeye yolculuğun adını Hicret koymak için her şeyin manasını, misyonunu deforme edecek bir zihin alaborasına maruz kalmış olmak lazım.

“Tayyip Erdoğan düşmanlığı” belli duygular için besleyici bir misyon ifa edebilir ama kişinin İslam’la ilişkisini tayin edecek bir motif değildir.