Son yıllarda ülke yönetiminde söz sahibi olmuş siyasi liderlerden Erbakan hocamız dışında paralel yapıya “yakınlık duymayan” adeta yok gibi!

Hepsi bir şekilde paralel yapıya “yakınlık duymuş” ya da en azından politika icabı “yakınmış gibi görünmeyi” tercih etmiş!

Bu durumu en güzel ifade eden liderlerden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan! Özal, Demirel ve Ecevit’ten sonra kendisinin de uzun süre paralel yapıyı gerçek yüzü ile tanıyamadığını ifade ederek, “Rabbim ve milletim affetsin” diyor! Paralel yapı ile uyumlu olmayan tek liderin Erbakan olduğunu açıklıyor!

Aynı durum eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından da dile getiriliyor ve bütün liderlerin paralel yapıyla yakınlaşmalarına rağmen bir tek Erbakan’ın mesafeli durduğu açıkça ilan ediliyor!

Evet, son dönemin önemli devlet adamlarından sadece Erbakan hocamız paralel yapıya karşı mesafeli duruşu ile ne kadar basiret ve feraset sahibi olduğunu ortaya koyuyor!

Ve Erbakan hocamızın farkı bir kez daha ortaya çıkıyor!

Şimdi tartışılması gereken konu Erbakan hocamızın farkının nereden kaynaklandığı konusudur!

Şüphesiz bu devlet adamlığı farkıdır!

Erbakan hocamız gösterdiği basiret ve feraset ile paralel yapıyla arasına mesafe koymuş ve devlet yönetiminde onlardan istifade etmek gibi bir kolaycılığa asla prim vermemiştir!

Öteki siyasi liderler ise bunu fark edememişler, paralel yapı ile birlikte olmuş ve bu birliktelik sonucu onlara devlet kapılarını ardına kadar açmışlardır!

 “Ne istediniz de vermedik” söylemi bunu göstermiyor mu

Özal, Demirel ve Ecevit gibi paralel yapıya “yakınlık duyan” ya da paralel yapının gücünden korkuya kapılarak üzerlerine asla gidilmemesini isteyen bir başka lider de Mesut Yılmaz’dır.

Mesut Yılmaz’ın paralel yapıya karşı çalışma yapılmasını isteyen devrin Ankara Emniyet Müdürü’ne, “Sakın ha, Ecevit bu cemaate meftundur, böyle bir çalışma yaptığınızı duyarsa hükümeti yıkar” dediği bugünlerde yeniden yazılıp çiziliyor!

Evet, son devrin önemli siyasi isimlerinin hemen hemen hepsi paralel yapıya yakın dururken sadece Erbakan hocamızın mesafeli durması sıradan bir tesadüf olabilir mi

Hiç şüphesiz Erbakan hocamız her olayda olduğu gibi yine farklı durmayı başarmış sembol bir isim!

Kuşkusuz yıllarını Erbakan hocamızın dizi dibinde geçirenler bu basiret ve feraset sembolünün mesafeli durarak “ne demek istediğini” kavrayabilselerdi bugün pişman olmazlardı!